Bir tavuk çiftliğine müdür aranıyormuş. Tilki de müracaat etmis. Tilkiyi çok beğenen tavuk çiftliğinin sahibi onu işe almak istemiş ve sormuş:
- Ne kadar ücret istersin?
Bu soru üzerine gülme krizine giren Tilki demiş ki:
- Ay ben gülmekten söyleyemiyeceğim!.. Siz ne verirseniz verin!..
SU KATIYORLAR
Ramazanda içki içen Bektaşîyi, yakalayıp kadının huzuruna çıkarmışlar. Kadı, çakırkeyf Bektaşîyi görür görmez başlamış bağırmaya:
- Behey zındık! Bu yaşta hâlâ mı içiyorsun bu zıkkımı? Utanmıyor musun? Bilmiyor musun haram olduğunu?
Bektaşî karşılık vermiş:
- Kadı efendi, sırtınızdaki ipek kaftan da haramdır!..
Kadı kendini savunmak zorunda kalmış:
- Bunun içine pamuk katıyorlar.
Bektaşî hemen cevabı yapıştırmış:
- Dünyada doğru adam mı kaldı? Şaraba da yarı yarıya su katıyorlar!..
STOK
Bir Alman, bir Fransız ve Bir Türk olan Temel’i, Nato’nun uzay programında görevlendirmişler. Beş yıl bir uyduda yaşayacakları için, yanlarına en çok sevdikleri bir şeyi almalarına izin vermişler. Alman beş yıllık bira. Fransız ise 5 yıl yetecek kadar şarap almış yanına. Bizim Temel ise 1825 paket Samsun sigarası almış ama, çakmak almayı unutmuş. Üçünü de stoklarıyla birlikte uzaya göndermişler.
Beş yıl aradan sonra, büyük bir kalabalık toplanmış, mekiğin dönüşü merakla bekleniyormuş. Uzay aracı alkışlarla dünyaya iniş yapmış. Sarhoş Alman Lili Marlen'i söyleyerek inmiş. Zilzurna Fransız da Edit Piaf'ı söylüyormuş. En sonunda ağzında yanmamış bir sigara ile gözleri dönmüş bir hâlde Temel görünmüş, Uzay mekiğinden aceleyle inmiş, kalabalığa doğru koşarak bağırmış:
- Ula uşaklar, ateşi olan var mıdır da?
OSMANOĞLUNUN ÖLÜSÜNDEN BÖYLE KAÇARSIN
Bu Bir Osmanlı Hikayesi
Karamanoğlu 2. Mehmed Bey, Osmanlı Hükümdarı Çelebi Mehmed Han ile akraba olmasına rağmen, onunla sürekli savaşırdı. Bir defasında Osmanlı askeri Rumeli’de seferdeyken, 1413 senesinde Bursa’yı kuşatmış, fakat kaleyi savunan Hacı İvaz Paşa’yı teslime mecbur edememişti. Bunun üzerine kendi öz dayısı olan ve bütün dünya Müslümanlarının kahraman sıfatıyla tanıdıkları Yıldırım Bayezid Han’ın kabrini yakmak gibi akıl almaz bir harekette bulundu.
Ağustos ayında, Edirne’de vefat etmiş olan Musa Çelebi’nin cenazesinin Bursa’ya getirilmekte olduğu haberini alınca, Bursa kuşatmasını bırakarak geri çekilme emrini verdi. Bu emri gururuna yediremeyen “Harman Danası” lakaplı bir subayın Karamanoğluna sorduğu şu soru, onun idamına sebep olmuştu:
“Sultanım, sen Osmanoğlu’nun ölüsünden böyle kaçarsın, eğre dirisi gelseydi halin nice olurdu!”
|