Öykü ya da hikaye, gerçek ya da gerçeğe yakın bir olayı aktaran kısa, düz yazı şeklindeki anlatılır hikaye kısa oluşu, yalın bir olay örgüsüne sahip olması, genellikle önemli bir olay ya da sahne aracılığıyla tek ve yoğun bir etki uyandırması ve az sayıda karaktere yer vermesiyle roman ve diğer anlatı türlerinden ayrılır.
Değerli okuyucularım, çoğunuz bu hikayeyi belki biliyorsunuz. Ama ben yine de hafızalarımızı
tekrardan yenilemek için, sizlerle paylaşıyorum. Yazımı, "Padişahım sen çok yaşa" hikayesiyle bağlayarak, siz değerli okuyucularımı hikaye ile baş başa bırakıyorum.
Eşek Ölür, Semeri Kalır; İnsan Ölür, Eseri Kalır.
DÜŞTÜM
Bir Hıristiyan kasabasında görevli papaz günah çıkarmaya gelenlere vaaz verirken;
– Bundan sonra bana günah çıkarmaya geldiğinizde bana aldattım kelimesini kullanmayın bundan çok bıktım, onun yerine (düştüm) diye söyleyin demiş.
Gel zaman git zaman papaz emekli olmuş onun yerine genç bir papaz gelmiş ama her şeyden habersiz, yine günah çıkartmaya gelenler papaz efendi dün düştüm, geçen hafta düştüm, aradan bir ay geçmiş genç papaz artık valiye gitmenin zamanı geldi düşen düşene demiş ve valinin yanına gitmiş.
– Vali bey şu yolları kontrol etseniz düşen düşene, tabi ki vali bey düşmenin hangi anlama geldiğini bildiği için kahkaha ile güler, papaz sinirlenir ve:
– Vali bey ne gülüyorsunuz. Daha dün karınız geldi üç defa düştüğünü söyledi, demiş.
EN AKILLI DELİNİN FIKRASI
Bir gün doktorlar, tımarhanede yaptıkları araştırmada en akıllı deliyi seçeceklermiş.
işte o günlerde delilerden biri bahçede bulunan havuza düşmüş ve boğulmak üzereymiş.
Delilerden biri havuza düşen arkadaşını kurtarmaya çalışmış ve kurtarmış.
Bunu gören doktorlar arkadaşını kurtaran deliyi yanlarına çağırmışlar ve:
– Seni en akıllı seçiyoruz. demişler.
Doktorlardan biri:
– Peki kurtardığın arkadaşı çağır da sana teşekkür etsin, demiş.
– Gelemez ki!
– Neden gelemezmiş?
– Çünkü kuruması için onu astım! demiş.
YÜZME BİLMİYORUM Kİ
Mühim bir şahsiyet, bir akıl hastalığı kliniğini gezerken delilerin bahçedeki havuza atladıklarını görr ve başhekime dönerek :
-Mükemmel, hastalarınızın her türlü ihtiyacını karşıladığınızı göruyorum. Başhekim teşekkür eder, sonra da sözlerine devam eder :
-Hele siz bir de su doldurabildiğimiz zaman gelin de görun!
Havuzun boş olduğunu oğrenen adamcağız dehşet içinde tramplenin altına koşar ve heyecanla atlamaya hazırlanan deliye "atlamamasını, havuzun içinde su olmadığını" söyler. Deli :
-Ne zararı var? Zaten ben de yüzme bilmiyorum ki!
|