Adam kırmızı ışıkta geçer geçmez polis kendisini durdurur ve ehliyet ruhsat ister. “Beyefendi kırmızı ışıkta geçtiniz ehliyet ve ruhsatınızı alabilir miyim?” deyince adam, “Memur bey ehliyetimi almadım henüz, ruhsatı da sanırım oturduğum mekanda düşürmüşüm. Çok sarhoş olduğum için fark edemedim sanırım. Polis duyduklarına inanamamış ve hemen komiseri çağırmış, efendim, arabadaki adamın ehliyeti yok, ruhsatı kayıp üstelik ye sarhoş. Komiserde şaşkınlıkla adamın yanına gider. Beyefendi, arkadaşımın anlattıları doğru mu? Ehliyetiniz, ruhsatınız yokmuş üstelikte sarhoş muşsunuz.” Adam hemen ehliyetini uzatmış, ardından ruhsatı uzatmış. Komiser alkol muayenesi yapmış 0 alkol. Şaşkınlıkla adama tekrar sormuş. Ama memur beye az önce neden böyle söylediniz?” Uyanık geçinen adam, “yok efendim öyle bir şey demedim, memur bey sanırım çok yorgun ve yanlış hatırlıyor. Simdi sorsanız kırmızı ışıkta geçtiğimi bile söyler.
TEBDİLİ KIYAFET
Eski zamanlarda bir kral, tebdili kıyafet başlamış kasabada dolaşmaya. Zaman, fakirliğin arttığı bir zaman olduğu için halkın tepkisini ölçmek ister. Bir mekana girer ve adamın birinin masasına izin isteyip oturur. “Selam, her gün buraya gelir misin?” Adam her gün geldiğini ve içtiğini söyleyince kral sorar, “peki bu fakirlik zamanında her gün burada içmek için ayda kaç para kazanıyorsun?” Adam, “3.000 kadar.” Peki demiş kral “yönetim biraz geliri azaltsa, kemerleri sıksa?” “O zaman 4.000 olur.” Kral iyice şaşırsa da çaktırmadan devam etmiş. “Daha da azalsa gelir, yok denecek kadar azaldı?” Adam, o zaman paraya para demem demiş. En sonunda kral dayanamayıp sormuş. Sen ne iş yaparsın be adam? Adam cevap vermiş, “ ben mezar kazma işindeyim.”
SİHİRLİ PANTOLON
Adam market alışverişini yaptıktan sonra kasaya gelir. Ürünleri kasadan geçiren kasiyer. Adamın arkasında bir deve kuşu olduğunu görür, çok şaşırır, fıkra bu ya sesini çıkarmaz. Adamın aldıkları 12,46 kuruş tutmuştur. Cebinden bozuk paraları çıkartır ve tam tamına 12,46 kuruş. Ertesi gün adam yine aynı markete gelir, tabi yine arkasında deve kuşu ile. Aldıkları 41,34 kuruş. Yine tam para çıkartır ve kasiyere uzatır. Kadın artık dayanamaz ve sorar. “Beyefendi nasıl olurda her seferinde saymadan tam para çıkartabiliyorsunuz?” Adam, benim pantolonum özeldir kaç paraya ihtiyacım varsa, orada o kadarını bulurum. Bu benim lambadan çıkardığım bir perinin yerine getirdiği 2 dileğimden biri.” Peki demiş kadın 2. dileğiniz de bu deve kuşu muydu?” Adam, Tam olarak öyle değil. Aslında ben yanımdan hiç ayrılmayacak uzun bacakları olan bir piliç istemiştim.”
TEMBEL ÇALIŞAN
İş yeri patronu atölyenin çok yavaş imalatından dolayı atölye tarafını arıyor. Telefonu çalışan işçilerden biri uyuşuk bir senle açarak “İki dakika dinleneceğiz bir rahat bırakmadınız.” dedikten sonra, Patron”Mola saati haricinde neyin dinlenmesi bu, şimdi anlaşıldı işlerin enden yavaşladığı sen benim kim olduğumu biliyor musun? Ben senin patronunum”. İşçi aynı umursamaz bir sesle “peki sen benim kim olduğumu biliyor musun?” Patrondan cevap geliyor “Hayır” İşçi süper o zaman deyip telefonu kapatıyor. Kaynak: Fıkralar.com
KURDUN KUYRUĞU
Artık, İmad ile mi, yoksa Kara Külah ile mi bilinmez, bizim Hoca kurt avına çıkmış. Av arkadaşı bir inde kurt yavrulan fark edip içeri girmiş. O sırada yavruların anası gelip ine girmeye kalkışmasın mı? Hoca, eyvah diyerek kurdun kuyruğundan yapışmış. O çekmiş, kurt hamle yapmış, derken toz dumana karışmış. Diğer avcı içeriden: – Hocam, nedir bu toz duman, dediğinde; – Kurdun kuyruğu koparsa, demiş Hoca, sen o zaman görürsün tozu da dumanı da! |