Siyaset, menfaat ve çıkar uğruna yapanlardan, günümüzde insanı, insan yapan değerlerden soyutluyor. Ülkemizde siyasetin kimileri tarafından bir menfaat aracı olarak kullanılıyor. Bu da çok utanç ve üzücü bir durumdur. Halbuki, siyaset yapmak vatana, millete hizmet anlayışına hakim olmaktır.
Siyaset bu mantıkla yapılmaz. Siyasetin, “Önceliği insan, sonra adalettir.” İşte o zaman tüm insanları yaratılışta kendimize denk görüyoruz. Menfaat ve çıkara dönmüş olan siyaset, her şeyi kendine ister ve siyaseti bir yere varmak için kendine basamak olarak kullanır. Kendi dışındaki insanları ötekileştirmek suretiyle, insanları ayrıştırarak dışlar, düşman eder ve bu şekilde halkın emeğini, iradesini çalar. Bunun neticesinde kendisine bir yer edinir, bir saltanat edinir ve dolayısıyla diğer bütün insanların hakkını hukukunu çiğner. Böyle bir siyaset anlayışı yaşam tarzımıza terstir. Böyle siyaset olmaz, olursa adalette olmaz. Siyasette insanları ötekileştirme ve dışlama olsa olsa kavim (kavmiyetçilik) toplumlarda olur.
Bugün herkes biliyor ve görüyor ki siyaset, Türkiye’yi i iyi yönetme yarışından daha çok menfaat temin etme aracı haline gelmiş. Kim iktidara gelirse kendi taraftarları devlet imkânlarından, hakkı olduğu için değil, ama “Onlar yapıyordu, yiyordu; ben de yiyeyim” anlayışıyla istifade etmeye çabalıyor.
Siyaseti bir çıkar yolu ve menfaatler ilişkisi olarak gören insanlar, hırslarının esaretiyle kısa yoldan getirim peşine koşmalarıyla başlayan siyasette ahlak yozlaşmasını yaşatmaktadırlar.
Akbabalar ve çakallar yalnızca siyaset sahnesinde yer almazlar. Bir yerde "Leş" varsa mutlaka orada yerini bir şekilde alırlar. Çünkü akbabaların ve çakalların bir tek hesabı var o da "Leş." Yani anlayacağınız akbabalar ne kadar yüksekten de uçsalar, leşin kokusunu hissederler ve "Leşe" dalarlar. Yeter ki "Leşin" kokusunu alsınlar.
"LEŞ KUŞLARI"
Siyasetin de akbabaları aynı "Leş kuşu" akbabalar gibidir, yeter ki seçim olsun ister genel ister yerel fark etmez onlar için. Bu siyasetin akbabaları sadece yerel veya genel seçimlerle yetinmezler, sivil toplum kuruluşlarında, seçimlerinde hemen balıklama dalarlar. Bunların için siyasi görüşü veya ideolojisi olmaz, bu tip siyasi akbabalar, sadece makam veya mertebe ve paranın esiridirler. Bir de kimisinde de özellikle bir hastalık gibi "Makam mertebe" sevdası var. Yani makam ve mertebe sahibi insanlar emretmeyi çok severler.
"ÇAKALLAR SÜRÜ HALİNDE GEZERLER"
Bir diğeri ise çakallar, bu hayvanlar bazen ikili üçlü bazen sürü halinde dolaşırlar, yani zararlı hayvan türlülerin başında gelmektedirler. Siyasetinde çakalları olmaz mı? Tabii ki var. Türkiye genelinde olduğu gibi Saray'da da kendini gösterirler. Tıpkı çakal hayvanı gibi fırsatçı olup, sisli havaları fırsat kollarlar. Bu çakallar, siyasi partisinden, dışlanmış yani atıl olmuş veya arzu ettiği herhangi bir yere adaylığını alamayacağını hmiş olan çakal siyasetçi kişiler, üyesi olduğu partinin mensuplarını karalamak, onlara aslı astarı olmayan çirkin yakıştırmalarla, çakallık yaptığını sananlar, işte bunlarda siyasetin çakallarıdır. Siyasi çakallar toplumlara, hayvan türü çakallar ise köylünün tarla ve tarım ürünlerine zarar vermektedirler.
AMATÖR SİYASETÇİLER
Siyasetle uğraşan amatör siyasilerin yapmış olduğu hataların tüm faturası; samimi profesyonel siyasetçilere ödetiliyor.
Kısa yoldan köşe dönme düşüncesinde olan amatör siyasetçiler, “Eline, Beline, Diline” sahip olamayarak toplumun değerlerini yıpratırken, toplumun siyasilere bakışını güvensizleştiriyorlar.
Türkiye'de; amatör ruhlu siyasetçilerin yapmış oldukları hataların etkileşimi gelişmiş ülkelerde bizim gibi ağır bedeller ödenerek değil, yani toplumun yaşam biçimini etkiler bir durum almıyor. Çünkü toplum bu tür siyasileri hemen dışlıyor. Siyasi partilerde bu tür siyasetçileri koruması altına alma riskine girmiyor.
Oysa ilçemizde amatör siyaset, siyaseti yapanlar, siyaset yapmayı düşünenler, partileri bir çıkar kapısı ve zengin olma umuduyla taşımaktadırlar.
Öyle ki bir aileden, birkaç kişi, farklı farklı, siyasi partilerde görev almayı becerebilme başarısına çalışmakta, hangi siyasi görüş iktidarda olursa olsun, işini rahatlıkla her dönem yürütmesini becerebilme maharetinin övüncünü kendisinde taşımaktadır.
|