Yine, para için alınan bir karar bu. Bu karar, Özel Okulların öğrenci kaydı yapabilmesi için alınıyor. Tıpkı, turistik otellerin turizm sezonu bitmeden açılabilmesi için aldıkları karar gibi. Turizm Bakanı Turizm İşletmesi sahibi, Milli Eğitim Bakanı da Özel Okul sahibi olursa, durum işte böyle olur.
Değerli okurlarım, Bir zamanlar “Bayram gelmiş neyime” diye popüler bir şarkı vardı. Şarkıda dendiği gibi, dünyayı Coronavirüs adlı hastalık sarmış, öldürüyormuş, onların hiç umurunda mı? Yeter ki, kazançları bozulmasın, ticaretleri devam etsin.
Gerçi, Coronavirüs bir Bayram işareti olmayıp, bir felaket rüzgarı olsa da, onların umurlarında değil. Tek amaçları var, o da kazanmak, hep kazanmak, ölümüne kazanmak.
Turizm sezonu gelip geçiyordu. “Her türlü tedbiri aldık” deyip, otelleri ve bütün turizm işletmelerini ve mekanlarını açtılar. Korkusuz kimi halk, okulların tatil olmasını da fırsat bilip, buralara gitti. Ancak, tatmin etmedi. Çünkü, yabancı turistleri gelmiyordu.
Turizm, Sağlık ve Dışişleri Bakanları devlet ziyaretleri için yurt dışına gittiler, ancak nafile. Geliş için bir söz, bir vaat alamadılar. Çünkü, işin ucunda sağlık vardı. Fakat, onların ve başlarının ülke çapında karar alma yetkileri vardı. İşte, onu yaptılar.
OKULLAR, 31 AĞUSTOS GÜNÜ AÇILIYOR !
Ve, karar açıklandı. Okullar, 31 Ağustos 2020 Pazartesi günü yeni öğretim yılına başlıyor. Açıklanmayan husus ise, bu açılışta geçen boş süre mi tamamlanacak, yoksa yeni öğretim yılı mı başlayacak?
Çocuklar tek karne notu ile sınıf geçeceklerine göre, 31 Ağustos günü her halde yeni öğretim yılının başlangıç günü olacak.
Değerli okurlarım, kimi vatandaşları ve öğrenci velilerini dinliyorum. Hemen hepsinin ifadesine göre, bu karar Özel okulların yeni kayıt yapabilmeleri ve tekrar para toplamaları için yapılmış.
Bilinen o ki, bu okulların bir kısmı kiralık binalarda öğretim yapıyor. Kimisi öğretmenlerle önceden sözleşme yapmış. Kimisi öğretmen ve personeline aylık ücret ödemeye devam ediyor. Öteki zaruri giderlerini de göz önüne alırsak, bu okullar büyük ölçüde maddi sıkıntı içine girdiler. Girmeseler de, kazançlarının bir kısmı eridi ve arkası kesildi.
Siz, “Bize ne !” diyebilirsiniz. Ancak, Özel okullar zincirine sahip Milli Eğitim Bakanı öyle demiyor, diyemiyor. Kendisi gibi aynı işi yapanların baskısı altında. Bakan olarak, Cumhurbaşkanı nezdinde de geçerli sayılan sözleri var. Corona Bilim Kurulu da devleti yönetenlerin ağızlarına baktığına ve tam özgür olamadıklarına göre, 31 Ağustos günü okullar açılacaktır.
Kaldı ki, Bilim Kurulu üyelerinin Üniversitelerde koltuk beklentileri var. Onun için esnek olmaları ve bu kararlara karşı koymamaları gerekiyor.
OKULLAR AÇILIRSA NE OLUR?
Devlet eliyle cinayet işlenmiş olur. Yani, sürekli hastalanmalar ve ölümler olur. Vatandaş, hayatını kaybeder.
Başta devlet organları ve Sağlık kurumlarının ve yetkili, bilgili kişilerin uyarılarına rağmen, Corona’dan korunmak için tedbirler önemsenmediğine ve bütün uyarılara genellikle sırt çevrildiğine göre, bu durum okullarda da önlenemez bir hal alır.
Sıralara birer kişi oturtulsa, 4 m2’ye bir öğrenci konsa bile, “Sosyal mesafe” denilen bu kural, teneffüslerde çiğnenecektir. Kaldı ki, iki ya da üç kişinin oturduğu sıralar, asla yeterli olmayacak, yeni sıralar bulunsa da sınıflarda onları koymaya yer bulunamayacaktır. Böylece ve çok kere aynı sıralar kullanılacak, o mesafeyi gözetmek mümkün olamayacaktır.
Ayrıca yapılacak toplantı ve törenlerde de, öğrencileri ayrı alanlarda tutmak hem mümkün olmayacak, hem de yapılacak telkin ve uyarılar dikkate alınmayacaktır.
Böyle kalabalık mekanlarda, hijyen kurallarına ne kadar uyulacağı da şüphelidir. Kişilerin yakınlaşmalarını bırakın, fiziksel temaslar çoğalacak, çocukların maske takmaları bile işe yaramayacaktır. Hele, burnu açık bırakan maskeler, hiçbir işe yaramayacaktır.
Değerli okurlarım, bu durumun başka sakıncalarını da yazmaya kalksam, sütunlar almayacaktır.