Adamın biri tıra tavuk yüklemiş. Türkiye'den Almanya'ya götürmek için yola çıkmış. Adamın yanına papağanını da almış. Papağan bir içeri, bir dışarı uçuyormuş. Adam yol kenarında otostop yapan genç bir kızı durup almış. Kız çok güzelmiş. Kız camdan bakarken bir ses duymuş:
- Bir öpücük ver, vermezsen seni aşağıya atarım! Kız:
- Utanmıyor musun babam yaşında adamsın, diyerek adamı terslemiş. Adam gayet sakin, ne oluyor havasında yoluna devam etmiş. Biraz sonra bir daha:
- Bir öpücük ver, vermezsen seni aşağıya atarım! Kız bu sefer duymamazlıktan gelmiş. Biraz sonra bir daha... Bir daha... Derken kız dayanamamış:
- Durdur tırı ineceğim, demiş. Adam kızı, Almanya sınırına varmadan dağlık bir yerde indirmiş. Adam, Almanya'daki piliç tesislerine vardığında, tırı yanaştırıp kasayı açmış. Bir de ne görsün; papağan son piliçi köşeye sıkıştırmış: - Bak güzelim, bir öpücük ver vermezsen seni aşağıya atacağım! diyormuş.
ELEKTRİKÇİ
Birgün kapı çalınmış. İçerdeki papagan; "Kim o?" demiş. Kapıdaki; "Elektrikçi" demiş. İçerden ses çıkmayınca elektrikçi tekrar zile basmış. Papağan yine sormuş; "Kim o?" Adam tekrarlamış; "Elektrikçi". İçerden yine ses çıkmamış ve bu böyle devam etmiş. Sonunda zavallı elektrikçinin kalbi buna dayanamamış ve oracıkta yığılıp kalmış. Bir süre sonra ev sahibi gelmiş. Tam kapıyı açacağı sırada ışıklar sönmüş ve kadının ayağı bir şeye takılmış. Kadın; "Kim o?" demiş. İçerden bir ses; "Elektrikçi!!!"
3 BACAKLI TAVUK
Adam bir çiftliğin yanından geçerken içeride hızlı hızlı koşan bir şeyler görür. Dikkatlice bakınca, bunların 3 bacaklı tavuklar olduğunu farkeder. Merak eder ve çiftliğin kapısını çalar. Sahiplerine bunların nasıl olduğunu sorar. Çiftlik sahibi anlatır:
- Biz 3 kişiyiz. Bir tavuk kesiyoruz 2 but çıkıyor. 2 tavuk kesiyoruz 1 but artıyor. Özel bir yem geliştirdik ve sonuçta bu 3 bacaklı tavukları ürettik.
Adam iyice şaşırır ve sorar: - Nasıl bari eti lezzetli mi? Çiftlik sahibi cevaplar: - Bilmiyoruz... Daha yakalamadık ki!... Kaynak: Sihirli hikayeler. com Kalın sağlıcakla
NE İSTEDİM NE VERDİN?
Nasreddin Hoca eşeksiz olduğu bir dönemde, bir yere gidiyormuş. O koca kavuğu küçücük ayaklar nasıl çeksin? Zavallının yorgunluktan canı çıkmış olacak ki bir ağaç gölgesinde hem dinleniyor hem de: “Allah’ım, bir eşekçiğim olsaydı, ayağımı yerden keserdi.” diye Allah’tan bir eşek istiyormuş. Birden baş ucunda şaklayan kırbaç sesiyle uyanmış. İnsan azmanı tepeden tırnağa silahlı bir süvari: – Babalık, demiş, miskin miskin yatacağına, hadi sırtla benim tayı. Baksana yürüyemiyor. Hoca’nın yalvanp yakarması, aman dilemesi kâr etmemiş. Saatlerce yeni doğmuş tayı sırtında taşıyıp süvariyi gideceği yere kavuşturduktan sonra ellerini açarak: – Güzel Allah’ım demiş, ben senden binek istedim ama üstüne binmek için, taşımak için değil! demiş.
|