Ali okula yazılacakmış ama çok edepsiz bir çocuk olduğundan babası bazı önlemler almaya karar vermiş. Okuldaki öğretmenine ve diğer öğretmenlere durumu anlatmış. Sıra servis şoförüne gelmiş. Servis şoförüne oğlunun ne kadar edepsiz olduğunu anlatmış. Şoför hiç oralı olmamış içinden "ufacık çocuk ne kadar fırlama olabilir ki?" demiş.
Okul günü gelmiş ve Ali alınması gereken yerden servise binmiş. Yolculuğun ilk başlarında sakin sakin oturan Ali daha sonra şoförün yanına gelerek;
- Amca, benim annem tavuk babam horoz olsaydı ben civciv olurdum değil mi? Demiş. Şoför:
- Evet yavrum, şimdi geç yerine otur, demiş. Biraz sonra Ali yine şoförün yanına giderek;
- Amca, benim annem inek babam boğa olsaydı ben buzağı olurdum değil mi?
Demiş. Şoför biraz sinirli:
- Evet, şimdi git yerine otur, demiş. Biraz sonra Ali yine şoförün yanına gelerek "amca benim annem" demeye kalmadan şoför Ali'ye
- Ben sana bir soru soracağım, demiş ve ardından;
- Senin annen orospu baban pezevenk olsaydı sen ne olurdun bakayım? Demiş. Ali sırıtarak cevap vermiş:
- ŞOFÖR
CENNETTE YER KALMADI
Bir gün padişah vezirlerine;
- Gidin bana hocayı çağırın, demiş.
Nasrettin hoca gelmiş. Padişah:
- Hoca ben cennete mi yoksa cehenneme mi gideceğim? Demiş.
Hoca:
- Cehenneme, demiş. Padişah:
- Neden? demiş. Hoca da:
- Boş yere öldürdüğünüz insanların hepsi cennete gitti, cennette yer kalmadı, demiş.
BEDEVİNİN DEVESİ
Devesiyle birlikte çölde yürümekte olan bir bedevi, güçlükle yürüyen, dudakları susuzluktan kurumuş bir adama rastlamış. Adam bunu görünce su istemiş. Devesinden inip ona su vermiş. Suyu içen adam birden bedeviyi iterek deveye atladığı gibi kaçmaya başlamış. Bedevi arkasından bağırmış :
"Tamam deveyi al git ama senden bir ricam var. Sakın bu olayı kimseye anlatma!"
Bu isteği tuhaf bulan hırsız biraz duraklayıp nedenini sormuş :
"Eğer anlatırsan, demiş bedevi, bu her yere yayılır ve insanlar bir daha çölde muhtaç birini görünce yardım etmezler."
|