Zenginin biri ölümden ve kabirdeki yalnızlıktan çok korkuyormuş. "Öldüğüm
geceyi kim kabre girerek sabaha kadar benimle geçirirse servetimin yarısını ona
bağışlıyorum" diye vasiyet etmiş. Öldüğünde "Kim birlikte kabre girip
sabahlamak ister?" diye araştırmışlar. Kimse çıkmamış. Nihayet bir hamal,
-Benim sadece bir ipim var, kaybedecek bir şeyim yok. Sabaha kadar durursam
zengin olurum." diye düşünerek kabul etmiş.
Vefat eden zengin ile birlikte defnetmişler. Sorgu sual melekleri gelmiş.
Bakmışlar kabirde bir ölü, bir canlı var. "Nasıl olsa bu ölü elimizde... Biz şu canlı
olandan başlayalım" demişler ve hamalı sorgulamaya başlamışlar.
-O ip kimin? Nereden aldın? Niye aldın? Nasıl aldın? Nerelerde kullandın?"
Sabaha kadar sorgu sual devam etmiş, adamın hesabı bitmemiş. Sabahleyin
kabirden çıkmış.
- Tamam, servetin yarısı senin, demişler.
- Aman,demiş hamal, istemem, kalsın. Ben, sabaha kadar bir ipin hesabını
veremedim. O kadar servetin hesabını nasıl veririm?
Hayatını ve hayatın içerisinde istifade edilen lütufların hesabını vermek hafife
alıncak şey değildir.
CEHENNEM SATIŞI
Kayseri`li, Papa`nın cennetten yer sattığını işitince doğru Vatikan`a gitmiş. Papa`ya:
-Bazı Müslümanlar cehennemlik olduğu için demiş, Cehennemin tapusuyla anahtarını şimdiden almak istiyorum.
Uzun pazarlıklardan sonra istediği fermanı ve anahtarı elde etmiş. Bunun üzerine zengin Hristiyanlara yönelik bir reklam kampanyasına girişmiş:
-Cehennemin tapusu ve anahtarı bende. Cehenneme girmek istemeyenler, benden belge alabilirler. Cennet arsalarının yarı parasına… Kayseri`linin elindeki fermanı gören Hristiyanlar, cehenneme kabul edilmeyeceklerine ilişkin belge satın almaya başlamışlar. Cennet müşterileri azalınca, Papa Kayseriliyi çağırtmış:
-Al şu verdiğin parayı, ver cehennemin tapusuyla anahtarını! Kayseri`li:
-Ben cehennemi sattım, demiş. Geri almak için çok para gerekli.
-Ne kadar?
-Heybenin iki gözü dolusu altın. Papa, çaresizlik içinde ellerini iki yana açtıktan sonra buyruğu vermiş:
-Doldurun bu Kayseri`linin heybesini altınla!
KOMİK FIKRA
Kral demirciyi çağırıp “yarına kadar 1000 tane çivi yapmazsan şafakta asılacaksın” demiş.
Bir günde 1000 çivinin yapılamayacağını bilen demirci hiçbir endişe duymadan çivi yapmaya başlamış.
Yakınları ağlayıp sızlarken o çalışmaya devam etmiş.
Kaygısızlığını hatırlatanlara da “sabahın sahibi var” demiş.
Şafak sökmeye yakın saraydan bir adam koşarak gelmiş.
Adamı gören yakınları daha fazla ağlamaya başlamış.
Adam herkesi susturmuş.
“Ne kadar çivi yaptıysan hemen ver” demiş.
“Kral öldü, tabutuna çakacağız”
|