|
|||
Bir Çanakkale Sargı Yeri Hikayesi | |||
Tekin Sönmez | |||
Kocadere köyünde büyük bir sargı yeri kuruluyor. Kimi Urfalı, kimi Bosnalı, kimi Adıyamanlı, kimi Gürünlü, kimi Halepli çok sayıda yaralı getiriliyor… Bunlardan biri Lapseki’in Beybaş Köyü’dendir ve yarası oldukça ağırdır. Zor nefes alıp vermektedir. Alçalıp yükselen göğsünü biraz daha tutabilmek için komutanının elbisesine yapışır. Nefes alıp vermesi oldukça zorlaşır ama tane tane kelimeler dökülür dudaklarından. - Ölme ihtimalim çok fazla… Ben bir pusula yazdım…Arkadaşıma ulaştırın… Tekrar derin nefes alıp, defalarca yutkunur: - Ben… Ben köylüm Lapsekili İbrahim onbaşından 1 Mecit borç aldıydım… Kendisini göremedim. Belki ölürüm. Ölürsem söyleyin hakkını helal etsin. - Sen merak etme evladım, der komutanı, kanıyla kırmızıya boyanmış alnını eliyle okşar. Ve az sonra komutanının kollarında şehit olur ve son sözüde: - Söyleyin hakkını helal etsin, olur… Aradan fazla zaman geçmez. Oraya sürekli yaralılar getirilir. Bunlardan çoğu daha sargı yerine ulaştırılmadan şehit düşer. Şehitlerin üzerinden çıkan eşyalar, künyeler komutana ulaştırılır. İşte yine bir künye ve yine bir pusula. Komutan göz yaşlarını silmeye daha fırsat bulamamıştır. Pusulayı açar, hıçkırarak okur ve olduğu yere yığılır kalır. Ellerini yüzüne kapatır, ne titremesine nede göz yaşlarına engel olamaz: DEVE İLE FARE HİKAYESİ Bir tarla faresi gezinirken başı boş bir deve görmüş. Yuları yerde sürünerek otluyormuş. Fare, "Oh sahipsiz bir deve buldum!.." diyerek sevinmiş, ipini almış ve hayvanı götürmüş. Deve uysal bir hayvan, bizimkinin peşinden yürümüş. Nihayet gide gide farenin yuvasına gelmişler. Deve artık dayanamamış, "A bücür!.." demiş "Haydi beni sahipsiz buldun, ipimi eline aldın, buraya kadar getirdin, peki beni bu deliğe nasıl sokacaksın " NE DEĞİŞİR Kİ? Nasreddin Hoca eve geldiğinde bakmış ki kansının surat beş karış. Kadıncağızın yüzünden düşen bin parça. |
|||
Etiketler: Bir, Çanakkale, Sargı, Yeri, Hikayesi, , |
|