|
|||
BİR PADİŞAH VE VEZİR ÖYKÜSÜ! | |||
Tekin Sönmez | |||
Padişah, Vezir'e sormuş: "Eğitim mi önemli, Cibilliyet (Soy-Sop, Nesep) mi ?" Vezir hiç düşünmeden cevap vermiş: "Cibilliyet Padişahım". Vezirin bu yanıtından hoşlanmayan Padişah, aklından geçen bir deneyi yaptırarak kendi tezinin haklılığını ispatlamak istemiş. Bu amaçla bir duyuru hazırlatmış ve tüm ülkeye duyurulmasını istemiş. Padişah böylece memleketin her yerinden tellallar çağırtmış ve duyurusunun en küçük birimlere kadar ilan edilmesini emretmiş. Tellallar memleketlerine dağılıp, çağrıyı halka iletmişler: "Duyduk duymadık demeyin, Padişah en iyi hayvan terbiyecisine 100 kese altın verecek" Sonunda en iyi hayvan terbiyecisi bulunarak Padişah'ın huzuruna çıkarılmış. Padişah hayvan terbiyecisine sormuş: "Bir kediye tepsiyle servis yapmayı ne kadar zamanda öğretebilirsin?" Terbiyeci cevaplamış: "6 ayda öğretirim Hünkârım". Hayvan terbiyecisi arzu ettiği koşullar hazırlanınca çalışmaya başlamış. 6 ay dolmuş, terbiyeci huzura alınmış. Padişah sormuş: "Öğrettin mi ?" Terbiyeci: "Öğrettim Hünkârım" Saray erkânı toplanmış. Kedi elinde tepsi, servis yapmaya başlamış. Tam da vezirin önünde durmuş ki, bu sırada Padişah, Vezirine dönerek ve gülen gözlerle sormuş: -"Eğitim mi önemli, cibilliyet mi ?" Vezir, Padişah'ın sorusuna cevap vermeden önce cebinde hazır tuttuğu fareyi ortalığa salmış. Kedi tepsiyi fırlattığı gibi farenin peşinden koşmaya başlamış. Tabii, aldığı tüm eğitim anında yok olmuş! Vezir, haklı olduğunun kanıtlanmasının rahatlığı ile cevap vermiş: "Cibilliyet Padişahım". İşte insanoğlu denen yaratık böyle... Eline bir güç geçirdi mi fareden daha da tehlikeli olur. Yani eline bir fırsat geçtiğinde, çıkarları için vatanını satmaktan, milletini harcamaktan tereddüt etmeyecek cibilliyetli lacivert kostümlü nice yaratıklardar ve kedilerden Allah bu memleketi, bu milleti muhafaza etsin! Hatta bir zamanlar muhalefet kanadında olan birkaç partinin genel başkanları ki, şimdiler de hayli üst makamlara gelmiştir, ne buyurmuştu; “Harun olmak iddiası ile gelmişlerdi, şimdi ise Karun oldular! Yani bizim bu fıkradan muradımızda aynen böyle bir şey demekti!.. BANNAK KOMUTANIM Kayserili fıkralarıYeşilhisar ağzı, lakabına Kirimin Mehmet derler. Gençlik çağıdır. Askerliği gelir vatani görevini yapmak üzere askere gider. Birliğine teslim olur. Aylar geçer, yıllar geçer askerlik devam eder. Bölük komutanı İstanbulludur. İstanbul lehçesi kullanır nazik ve nezaketli ince ruhlu bir insandır. Mehmet Emmi bir kaza sonucu parmağını kırar. Revire çıkma gereği hasıl olur. Bölük komutanına varır: -Gomutanım benim bannağım kırıldı beni revire gönder. Komutan, Mehmet Emmiye tuhaf tuhaf bakar: -Oğlum Mehmet, parmak de bakayım. Mehmet Emmi söyleyemez bir türlü: -Bannak gomutanım. Terhis olana dek komutanı parmak de oğlum. Mehmet Emmi: -Bannak gomutanım. Mehmet “parmak” demeden terhis olur gelir. |
|||
Etiketler: BİR, PADİŞAH, VE, VEZİR, ÖYKÜSÜ!, |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.