"Hikaye hikaye içinde, bir çok gerçek var bu hikaye içinde.
Değerli okurlarım, bugünkü köşemde, "Hayvanların Dili" hikayesi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Hikaye şöyle:
Adamın biri Hz. Musa'ya gelerek şöyle dedi:
* Hayvanların dillerini öğrenmek istiyorum. Böylece kurdun, kuşun sözlerini duyayım da dinime ait işlerde ibret sahibi olayım. Bana onların dillerini bellet.
Musa:
* Yürü git, dedi, vazgeç bu sevdadan. Çünkü bunun birçok tehlikeleri var. Uyanmayı Allah'tan dile.
Hz. Musa, adamı bu tür sözlerle vazgeçirmeye çalıştıysa da, adam iyice kızıştı, üstüne düştü. Zaten İnsan bir şeyden alıkonulmak istendi mi, o şeye karşı hırsı artar. Adam ısrar etti:
* Beni bu isteğimden mahrum etmek senin lütfüna sığmaz ey cömert er! Bu zamanda Allah'ın halifesi sensin. İsteğimi yerine getirmezsen beni üzmüş olursun.
Musa:
* Yarabbi, dedi, bu bön adamı taşlanmış şeytan aldatıyor olsa olsa. Öğretsem ziyana uğrayacak; öğretmesem gönlüne kötü düşünceler gelecek.
Allah:
* Ey Musa, öğret. Dilediğini yapsın bırak da. Çünkü dilediğini yapmak kulluğun gereğidir.
Yine Hz. Musa, adama acıdı, öğüt vermeyi denedi:
* İsteğin seni mahcup eder, yüzünü sarartır. Pişmanlıktan ellerini dişlersin, elbiselerini yırtarsın sonra. Gel, bu hevesten
vazgeç.
Adam:
* Bari dedi, kapı dibinde yatıp duran köpekle, şu kümes hayvanlarının dillerini öğreneyim.
Musa, baktı ki olacak gibi değil, kabul etti:
* Peki öyleyse, bu ikisinin dillerini anlayacaksın, yürü
git!
Adam sevinerek gitti. Ertesi sabah da bakalım gerçekten, dillerini biliyor muyum diye kapı eşiğinde beklemeye başladı. Biraz sonra hizmetçi kadın sofra bezini silkelerken bir lokmacık bayat ekmek düştü. Horoz bu ekmek parçasını hemen kapıverdi. Köpek:
* Haydi git, dedi horoza, bize zulmettin sen. Sen buğday tanesi de yiyebilirsin. Hâlbuki ben yiyemem. Bunu bildiğin halde, kısmetimiz olan şu bir parçacık ekmeği bile çok
görüyorsun.
Horoz ona cevap verdi:
* Üzülme, buna karşılık Allah sana başka şeyler verir. Bak, yarın ev sahibinin atı ölecek. Doya doya et yersin, gamlanma.
Adam bu sözleri duyunca, atını hemen pazara götürdü
ve sattı. Böylece horoz, köpeğe karşı yalancı çıktı.
Ertesi gün horoz yine ekmeği kapınca, köpek açtı ağzını, yumdu gözünü:
* Aaa, yalancı horoz. Ne vakte dek sürecek bu yalan? Zalim ve yalancısın. Kara yüreklisin. At sakatlanacak dediydin, hani nerde? Sen düzenci körün birisin, sözünde hiçbir
doğru yok!
Her şeyden haberi olan horoz, köpeğe:
* At sakatlandı, sakatlandı ama başka yerde. Ev sahibi onu satıp, ziyanı başkalarına yükledi. Ama için rahat olsun, yarın katırı ölecek, köpeklere şölen var.
Bunları duyan adam, götürüp katırını da sattı. Köpek horoza dedi ki:
* Ey davullu, dümbelekli yalancılar beyi, hani nerde sözün?
Horoz:
* Acele katırı da sattı. Fakat yarın kölesi ölecek, ölünce de yoksullara, köpeklere ekmekler dağıtılacak, dedi. DEVAM EDECEK.
|