Jim ile Mary akıl hastanesinde iki hastadır. Birgün hastanenin yüzme havuzunun etrafında dolaşırken Jim aniden suya atlayip en dibe batar. Bunu gören Mary hemen ardından atlar ve dibe kadar yüzüp Jim'i kurtarır. Tabii Mary'nın bu kahramanca davranışı hastanede olay olur. Bunu duyan bashekim de Mary'nın artık iyileştiğini düşünüp, hastaneden derhal taburcu edilmesi emrini verir. İşlemler yapılır, belgeler çıkartılır, Başhekim aynı gün Mary'nın yanına gider:
-Mary, sana bir iyi bir de kötü haberim var. İyi haberim, yaptığın kahramanca davranıştan oturu anladık ki aklı dengen tamamen yerinde ve böylece hastanemizden taburcu oluyorsun.
Kötü habere gelince, kurtardığın hasta, Jim, intihar etmiş. Az once odasının banyosunda kendisini asmiş bulundu.
Mary gayet sakin yanıt verir:
-O intihar falan etmedi ki. Ben onu astım kurusun diye.
IŞIKSIZ KALIRIZ
Akıl hastanesinde bir gün delilerden biri koşarak doktorun yanına gelmiş.
Doktor Bey çabuk bizim koğuşa gelin demiş.
Doktor gitmiş, delilerden bir tanesi kendini ayaklarından tavana asmış öylece duruyor.
Doktor ne bu? diye sormuş.
Doktoru çağırmaya giden deli cevaplamış, Doktor Bey bu zır deli kendisini ampul sanıyor.
Doktor kızmış, olurmu öyle şey hemen indirin onu aşağıya.
Yine aynı deli, " Doktor Bey o zaman da biz ışıksız kalmazmıyız!!!"
ASİL RUH
Bu Bir Osmanlı Hikayesi
1854 senesi kış aylarında Silistre kalesini muhasara eden Ruslar, bir avuç Osmanlı askeri karşısında zor durumlara düşmüşlerdi. Ağır kış şartlarında erzakları tükenmiş, çoğu açlık ve soğuktan kırılıyordu.
Zabitlerine:
-Açız!... ekmek, ekmek... diye bağırdıklarında, zabitler:
-İşte kale... zaptedin, orada karnınızı doyurun... diye cevap veriyorlardı.
Nihayet aç kalan Rus askerleri Osmanlı siperlerine yanaşarak:
-Ekmek... diye cılız ve sararmış ellerini uzatıyorlardı. Osmanlı askeri de asil ruhlarını isbat etmek için süngülerinin ucuna ekmek takıp Rus siperlerine uzatıyorlar ve kanlarına susamış olan Rusların aç karınlarını doyuruyorlardı. Bu iyiliklerine Rusların verdiği cevap ise şu oldu: şehri zaptedemiyeceklerini anlayınca yağlı paçavraları ateşe verip, şehre fırlatarak yangınlar çıkardılar. Bu yangınlar bir felaket halini aldı. Tam bu sırada gelen bir derviş:
-Ey Müslümanlar korkmayın!... Moskof Kadir gecesi kaçacak, Müslümanlar muzaffer olacaktır, diyerek askerin maneviyatını arttırdı.
Hakikaten ertesi gün Kadir gecesiydi ve Ruslar bütün ağırlıklarını alarak, Silistre muhasarasını bir müddet için bırakıp, mağlup bir vaziyette gittiler. Silistre müdafileri de kale burçlarından ezanlar okuyarak zafer şenlikleri yaptılar.
|