DOLAR 35.81 ₺
EURO 37.42 ₺
STERLIN 44.64 ₺
G.ALTIN 3,176.53 ₺
Ç.ALTIN 5,183.28 ₺
BİLEZİK 2,891.22 ₺
BTC 101,446.01 $
ETH 3,099.20 $
BİST 10,076.99

Tekin Sönmez

Tekin Sönmez

Çok Korkuyorum!

Yayınlama: 13 Şubat 2017 Pazartesi 08:55 Okunma: 3088

     Çünkü, rüyasını gördüm. Korkulu bir rüya idi. Ülkemin idaresi, bir tek kişinin vereceği kararlara bırakılmış. Üstelik o kişi, bir siyasi partinin Başkanı. Ve üstelik, o kişinin bütün kararları, kanun hükmünde. TBMM, sözde var. Askerliğini bile yapmamış çocuklar, Milletvekili olacak. Bu güzel ülkemin, çocuklarımın ve torunlarımın geleceğinden  çok endişeliyim.

 

      Değerli okuyucularım,  Siz, korkmuyor musunuz? Türkiye’nin içte ve dıştaki hali, halkın tabiriyle “yürekler acısı” durumdayken, nedir bu Padişahlık, Sultanlık, Krallık, Derebeylik, Halifelik veya ne derseniz deyin, buna benzeyen bir durumun ülkeye egemen kılınması.

    Siz şimdi, başta Cumhurbaşkanı olmak üzere ülkeyi idare edenlere belki kızıyorsunuz, ama pek de haklı değilsiniz, haklı değiliz. Çünkü, halk böyle bir yanlışlığa çanak tutmasa ne Cumhurbaşkanı, ne Başbakan, ne hükümet üyeleri ne de iktidar partisi, külliyen böyle bir yanlışlığa soyunmaz.

    Böyle bir yanlışlık için, önemli bir ülkücü tabanı olan Milliyetçi Hareket Partisi’nin, öteki yalakalara takla attıran lideri Devlet Bahçeli, kendisini ve partisini bitirme pahasına ortaya çıkmaz ve bu yanlışlığa stepne olmaz.

                                        NE GETİRİR, NE GÖTÜRÜR?

     Öne sürülen değişikliğin, olumlu hiçbir şey getirmeyeceğini, ancak geleceğimizi, geleceğe bağladığımız bütün umutlarımızı alıp götüreceğini yalnız biz değil, cümle alem biliyor.

    Yandaş ve yalaka medya organlarının yayınlarının dışında, aklı başında ve basiret sahibi öteki yayın organlarından doğruları öğrendik ve öğreniyoruz.

   Her şey o kadar açık, o kadar ortadaki, partili bir kimsenin devletin başında olmasının, bu sistemin ya da değişikliğin ne kadar felaket bir şey olacağını göstermeye yetip artıyor.

    18 madde halinde ortaya çıkarılan değişikliği dikkatle incelediğimizde, halkın ve ülkenin yararına tek bir madde bile göremiyoruz. İsterseniz, oturun ve getirilmek istenenleri, bir kere daha gözden geçirin. Bakın görün ki, kabul edildiği takdirde hem ülkenin, hem de halkın başına neler neler gelecek?

     Alın size acayip bir örnek. 18 yaşında bir genç ki, biz ona daha “çocuk” diyoruz. Her yıl sınıfını geçmiş olsa bile, bu yaşta ancak liseyi bitirebilir. Bir-iki yıl tökezlerse, Lise mezunu bile değil. Askerliğini yapmamış, öğrenimini tamamlayıp bir işe,  bir mesleğe henüz sahip olamamış.

     Salt, bu yaştaki gençlerin oyunu alabilmek için, onları TBMM’ye taşımaya kalkmak. Cumhurbaşkanı, “Onları askerlikten muaf sayarız” Yani, askerliklerini yapmış kabul ederiz. Şu anlamsız ve yanlış oğlu yanlış tutuma ve karara bir bakar mısınız?

     Bir kişinin vereceği karar, işte böyle olur. Bu yaştaki çocukların Meclise girmesine, neden ihtiyaç ya da gerek var? Onlara göre var, çünkü ucunda “Oy” var, “Oy”

                               MAKSADIM, MUHALEFET ETMEK DEĞİL

    Değerli okuyucularım, bu satırları yazarken maksadım bir kişiye, bir partiye ya da bir zümreye muhalefet etmek değil. Kimi duygusal düşünen ve davranan vatandaşları, yol yakın iken sadece uyarmak.

    Bu yol, geriye dönüşü olmayan bir yoldur. Bütün bu olup bitenleri, ülkenin ve halkın başına gelecekleri görmemek mümkün değil. Bir kişiyi, zümreyi ya da partiyi sevebiliriz. Ancak, sevdiklerimizin hata yapıp da, bizleri zarara uğratmasını katiyen istemeyiz.

    O halde vakit geçmeden, daha doğrusu ok yaydan çıkmadan, doğruyu görmek ve düşünmek gerekiyor.

    Kimi yandaş, yalakalar ve özellikle taraf tutan medya organlarına inanıp da, geleceğimizi karatmayalım.

    İki gün önce, size bu anlatmaya çalıştıklarımın rüyasını gördüm. Korkunç bir rüyadan uyanır gibi uyandım. Ter içindeydim. Kalkıp, soğuk bir bardak su içip, rahatlamaya çalıştım.

     Tekrar yattığımda, uzunca bir süre uyuyamadım. Ancak inandım ki, bir bardak su içmeyle, böyle bir kabustan kurtulmanın çaresi yok. Bendeniz, halkın yanlış bir kararından çok korkuyorum. Ancak, korkunun dertlere çare olamayacağını da, çok iyi biliyorum.

    İyi düşün, iyi düşünün, iyi düşünün ve tekrar iyi düşünün!

google-site-verification=uSnnSC5jUTWittUtiCokfxv6706ikL65px5KxiN1Mg4