Bazı okuyucularım, Marshall Planı ile ilgili açıklayıcı kaynakların yayınlanmasını istiyorlar. Bu konuda referans olabilecek kaynaklar şu şekildedir:
Özet
İkinci Dünya Savaşı sonrasında, Avrupa ekonomik açıdan tamamen çökmüştü. Savaş sırasında üretim kaynakları silah üretimine kaymış, üretim durma noktasına gelmiş, açlık başgöstermişti. Savaştan güçlenerek çıkan Sovyetler ise, Avrupa’nın bu durumundan faydalanmak istemiş, komünizmi yaymak için özellikle Doğu Avrupa ülkeleri üzerinde, baskıcı bir tutum izlemeye başlamıştır. Bu ülkelerde komünist rejimi yerleştiren Sovyetler’in tutumu karşısında durabilecek tek güç ise Amerika idi.İngiltere’nin, Yunanistan’a yaptığı ekonomik yardıma devam edemeyeceğini bildirmesi üzerine, Amerika Birleşik Devletleri Truman Doktri’niyle, Türkiye ve Yunanistan’a, komünist rejime dolayısıyla Sovyetler’e karşı durabilmesi için askeri ve ekonomik yardımda bulunmayı kabul etmiştir. Truman Doktrini’nin ilanından beş ay kadar kısa bir süre sonra, Batı Avrupa ülkelerini kapsayacak şekilde daha geniş çapta bir yardıma karar veren Amerika Marshall Planı’nı ilan etmiştir. Onaltı Avrupa ülkesi ve Almanya’yı temsil eden işgal güçleri, Sovyet Rusya’nın katılmadığı Paris Konferansı’nda bir araya gelmiş ve yardımın nasıl ve nerelerde kullanılacağı konusunda Avrupa Kalkınma Prıogramı’nı hazırlamışlardır. Bir takım düzeltmelerden sonra, Amerikan Kongresinde de, tüm muhalefete rağmen oylanan Marshall Planı’yla birlikte 1948-52 dönemini kapsayan, dört yıllık ekonomik yardım süreci başlamıştır. Amerika’yı, bu yardıma iten en büyük sebep, Sovyet tehdidi idi. Bununla birlikte, Avrupa’nın ekonomik açıdan çökmüş olması ve Amerika’nın en büyük pazarını kaybetme ihtimali ikinci büyük sebep olmuştur. Sovyet Rusya’nın Almanya konusunda da uyuşmaz bir politika izlemesi sonucunda ilan edilen, Marshall Planı’yla, Amerika Avrupa’daki üstünlüğünü, Sovyet Rusya’nın elinden almıştır. Avrupa’ya yaptığı yardımın karşılığında, ihracat miktarının dolayısıyla üretiminin düşmesini engellemiş, aynı zamanda yaptığı yardımların nerede kullanılacağına müdahale ederek, Avrupa’yı ekonomik açıdan kendine bağlı hale getirmiştir. Türkiye ise savaş sonrası içinde bulunduğu yalnızlıktan kurtulmak ve Sovyet tehdidinden uzaklaşmak için, Amerika ve Batı’ya sığınmıştır. Truman Doktrini ve Marshall Planı’na ekonomik açıdan kendini kurtaracak neredeyse tek çözüm gibi yaklaşan Türkiye’de yönetimlerin başarısını bile neredeyse Amerika’dan alınan yardım miktarı belirler hale gelmiştir. Marshall Planı’na, ilk anda savaşa katılmadığı, yıkıma uğramadığı ve elinde döviz ve altın rezervi tuttuğu için dahil edilmeyen Türkiye, bürokratik çabalar sonucunda Avrupa’nın tahıl ambarı olmayı kabul etmek ve ağır sanayisinden vazgeçmek koşuluyla dahil edilmiştir. Marshall Yardımlarından faydalanıldığı süre içinde, Türkiye en az yardım alan ülkelerden biri olmuştur. Alınan yardımlar da gerektiği gibi kullanılamamış, uzun vadeli planlar yapılamamış ve yardımlarla daha çok günü kurtarma çabaları içinde bütçe açıkları kapatılmıştır. Amerika’nın Türkiye’yi tarıma ve hafif sınaiye yönlendirmesi sonucunda ise sanayide planlanan atılım gerçekleşmemiştir. Alınan dış krediler sonucunda borçlanma ve ithalatın ihracatın hep üstünde olması sonucu cari açıklar artmış ve ekonomi alınan mahsül seviyesine göre seyretmiştir. Sonuç olarak, Marshall Planı dünyadaki güç dengesinin ibresini, Amerika’dan yana çevirmiş, Avrupa kısa zamanda kalkınmıştır. Fakat, bu yardımın Türkiye açısından sonuçları tartışmalıdır. Küçük Amerika haline getirilen Türkiye, yardımlardan umduğunu bulamamış, kendi çözüm yolunu bulma yoluna gitmemiş ve kurtuluşu hep dışarıda aramanın bedelini ödemiş
Kaynak: Space@Dicle
Kurumsal Akademik Arşivinden
|