Hakkını yemeyelim. O, her yere yetişmeye çalışıyor. Başarılı bir Belediye Başkanı. Ancak, bu çimlenme sözünü tam 3 sene önce vermişti, hem de kendisine teklif edilmeden, “Bahçenin çimlenme işini ben yaptıracağım.” demişti. Bu konuda üçüncü yazım bu. O, “Sözüm söz” diyor, ama “Nah yaparım!” demeye getiriyor herhalde!
Değerli okurlarım; Ayaspaşa Camii, Saray ilçesinin tek tarihi binası ve önemli bir ziyaret yeri. 500 yıla yakın geçmişi olan bu küçük binanın, 2014 yılında yapılan büyük onarımından sonra, halkımız bahçesinin çimlendirilmesini de çok arzu etti.
İktidar Partisinin dönemin İlçe yetkilileri, “Bu işi, seve seve biz yaparız.” dediler. Öyle ki, otomatik sulama sistemi de kurdurarak, sulanmasındaki kolaylığı da vaat ettiler. Sevincimizi, bu sütunlarda yazmıştım.
Tam o sırada, Saray İlçe Müftülüğünün yeni hizmet binası açılacaktı. Büyükşehir Belediye Başkanımız Kadir Albayrak da, açılış törenindeydi.
Konuyu bilen Albayrak, sormadan bana aynen; “Ayaspaşa Camii bahçesinin çimlendirilmesini ben yaptıracağım.” deyince, bir kere daha sevindik.
Zaman ilerledi, beklediğimiz olmadı. Başkan, verdiği sözü unutmuştu. Bunun üzerine, Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü’nü aradım. Konudan, haberlerinin olmadıklarını söylediler.
Bir müddet sonra tekrar aradım. Bu kere, bu yıl için ödeneklerinin olmadığı belirttiler. Daha sonra aradığımda, neden aradığımı bildikleri için, “Aranan kişi yok” dedirttiler.
Belli ki, Başkanın kendilerine böyle bir talimatı ya yoktu ya da Başkanı da umursamıyorlardı.
BAŞKANI ARIYORUM
Kamu görevleri yoğun olan insanları telefonla da olsa arayıp meşgul etmenin doğru olmadığını bildiğim için, istemeyerek de olsa Başkan Albayrak’ı aradım.
Albayrak, nazik bir insan. “Unutmadım” dedi ve en kısa zamanda bahçeyi çimlendirme işini yaptıracağını söyledi. Saray halkı adına yine sevindik.
Ciddiye alınmayan bir konuda ısrarcı olmadığım için, diğer hemşerilerimle umudumuzu artık kaybettik.
Belli ki, söz vermek başka, yerine getirmek başkaydı.
Önümüz kış mevsimi. “Sağlık olsun” diyerek, Ayaspaşa Camii’nin bahçesinin çimlendirme işini, ilk baharda kendi imkanlarımla da olsa, yaptırmaya çalışacağım.
CAMİİNİN ONARIM ÖYKÜSÜ
Bir gün Ayaspaşa Camiine gittiğimde, yağan yağmurun kubbeden aktığını ve cemaatten kimilerinin yağmur sularını temizlemeye çalıştıklarını gördüm. İmam Yaşar Arabacı, zemin tahtalarının bu sebeple çürüdüğünü ve Camiinin ciddi bir onarıma ihtiyacı olduğunu söyleyince, Vakıflar Başmüdürlüğü’ne yazılı bir başvuru yaptık.
Bir keresinde de Başmüdürlüğe giderek, daha sonra da telefonla irtibat sağlayarak, onarımı programlarına aldırdık.
İhalesi yapıldı, ancak başka sebeplerle ihale iptal edilince onarım geriye kaldı. Takipten vazgeçmedik. Nihayet, ihale yapılıp onarım işi başladı ve ağır-aksak da olsa yapıldı, tamamlandı.
Ayaspaşa Camii, merhum dedemin bana namaz kılmasını öğrettiği bir yerdir. Saray, Kurtuluş Savaşında bu ilçeye giren Yunanlıların ahır yaptığı bu Cami ile tanınır. Başka bir söylemle, Türkiye, dünyada nasıl İstanbul ile tanınıyorsa, Saray ilçesi de Ayaspaşa Camii ile tanınır.
Cami, minaresinin yıkık şerefesine rağmen, 1938 yılından sonra, hiçbir tamirat görmemiştir. Bir metre kalınlığındaki taş davarları ile, Sanat tarihçilerinin bile dikkatindedir. Küçük bir mabet olsa da, Saray’ın geçmişinin yüz akıdır.
Vaktiyle talan edilen bahçesine rağmen, ne zaman olursa olsun bahçesi de çimlendirildikten sonra, daha da güzelleşecektir.
Çerez politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez kullanmaktayız. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız. Çerez Politikası
