|
|||
Türkiye Bindi Bir Alamete, Gidiyor Kıyamete! | |||
Naci AKAY | |||
Türk halkı, 16 Nisan 2017 de yapılan referandum ve 24 Haziran 2018 de yapılan seçimde oylarını vererek, bu alamete kendi isteğiyle bindi. Nereye gideceğini bile bile bunu yaptı. Değerli okuyucularım, “Kendi düşen ağlamaz.” diye doğru bir atasözümüz var. Siz, düzgün yolu bırakıp bozuk ve düzgün olmayan bir yola sapar ya da böyle bir yolda yürürseniz ve bu sırada ayağınız takılır da düşerseniz, kusur yolda değil sizdedir. Yolun daha düzgün olanı var iken, onu tercih etmeyip bozuk olan yola saparsanız elbette, düşersiniz. Bundan ne kadar çok acı duysanız da, ah! vah! etmeye ve ağlamaya hakkınız yoktur. Ağlarsanız, bu size yakışmaz. Bu sözleri şunun için söylüyorum. İktidar geçen yıl, Türkiye’de yönetim sistemini değiştireceğini, bunu bir Anayasa değişikliği ile yapacağını, değişikliğin bütün detaylarını açıklayarak kamuoyuna ilan etti. Sonra da, Halk Oylaması’na gitti. Bunu anlayanlar, anlamayanlara günlerce anlattılar. İktidara yandaş olanlar bu sistemi hararetle savunurken, muhalifler aksini söylediler ve kabul edildiği takdirde, bütün olup bitecek olanları örneklerle açıkladılar. Süre kısa da olsa, ortalama anlayış gücü ve zekası olanlar durumu kavradılar. İktidar yanlıları ile iktidar fanatikleri ise, bunun doğru bir sitem olduğunu, üzerine basa basa anlattılar. Doğruları anlamış gibi görünen kimi halkımız, sokak röportajlarında iktidardan yana göründü. Bu durum, işin içine hile katarak kazanmak isteyenlerin işlerini kolaylaştırdı. Zayıf muhalefet, iktidarın işini daha da kolaylaştırdı. Hatta, tarafsızlığına pek güvenilmeyen Yüksek Seçim Kurulu bile, tam güvenilmez hale geldi. HALK, İKİYE BÖLÜNDÜ Yeni sistemin bir rejim değişikliği olduğu apaçık belli olduğu ve bu durumun ülkeyi tehlikeli bir yola sokacağı çok iyi anlatıldığı halde, halkımızın yarısı bu sistemi benimsedi. Üstelik, anlamadan ve dinlemeden bunu benimsedi ve kabullendi. Sistem, Başbakanlığı kaldırıyor, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni yetkisiz ve göstermelik hale getiriyordu. Vekil sayısı 450 den 600’e çıkarılmasına rağmen bu Meclis bir Hükümet çıkaramıyor, Bakanlar Meclis dışından seçiliyordu. Sistem, çok ilgi çekiciydi. Meclis dışından atanan hükümet üyeleri daha çok kendi iradeleriyle değil, yeni sistemin Başkanı ve kurmayları tarafından belirlenecek kurallara göre hareket etmek zorundaydılar. Alınan kanun gücündeki kararların (KHK’ ların) Resmi Gazete’de yayınlanması, uygulama için yeterli olacaktı ve oluyordu. Edinilen bilgilere göre, her konuda tek karar mercii Cumhurbaşkanlığı makamı ve onun çevresindeki kuruldan çıkacak kararlara bağlıydı. Bütün sistem, tek kişinin iradesine bağlanmıştı. Nitekim, yeni sistem uygulamaya geçer geçmez, tek merkezden hazırlanan kararnameler kanun haline getirilip, KHK olarak Resmi Gazete’de yayınlanmaya başladı ve TBMM’i bu durumu seyreder hale geldi. Diğer olup bitenlerle olacakları, burada yazmanın gereği yok Çünkü, Türk halkı gerçekleri biraz daha yakından öğrenmeye, bindiği alametin de onu nereye götüreceğini, daha iyi anlamaya başladı. Bendeniz bu işte, Başkan durumuna gelen Cumhurbaşkanı ile iktidar partisi yetkililerini sorumlu ve kusurlu görmüyorum. Çünkü, biz bu sistemin akıbetini bile bile kabul ettik. Kendi düşenin ağlamaması gerektiğini bile bile bunu yaptık. Burada, değerli halkımıza bir hatırlatma yapmak istiyorum. Hani referandumdan ve seçim öncesinde, bu sistemle Türkiye’nin şahlanacağını (uçacağını) ve çok iyi yerlere geleceğini söylemişlerdi. Tespit doğruydu. Sistem uygulamaya girer girmez döviz yukarı doğru, Türkiye aşağı doğru şahlandı. Bakalım, kim nereye kadar şahlanacak ya da gidecek? Hele, bir müddet daha geçsin, bindiğimiz o alamet biraz daha yol alsın, nereye gittiğimizi o zaman çok daha iyi anlayacağız. |
|||
Etiketler: , , , Türkiye, Bindi, Bir, Alamete,, Gidiyor, Kıyamete!, |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.