“Faizsiz kazanç ve dinimize uygun yatırım” diyerek 68 bin kişinin parasının üstüne oturdular. Baba Enver Ören, borç içinde ölüp gitti, borçlar kaldı. Oğlu da ödemeyip, çarptıkları paraların üstünde oturmaya devam ediyor. Paralarını kaptıranlar ise, artık son günlerini yaşıyor!
Değerli okurlarım; İhlas, “Kalp doğruluğu, temizliği, sıcaklığı ve samimiyeti” anlamında Hulüs’ten geliyor. Kutsal kitabımızda da, Allah’a bu şekilde bağlılığımızı anlatan bir de “İhlas Suresi” var.
Türkiye Gazetesi’nin patronu Enver Ören de, böyle bir dini yaklaşımla müşteri kazanmak için adına “İhlas Holding” dediği bir büyük ticari yapılanmayı kurdu. İlk işi de, sermeyesini ve işlerini halktan toplayacağı paralara bağladı ve öyle de yaptı.
Enver Ören, “Faizsiz kazanç, Katılım Bankacılığı gibi örneklerle” Allah’a İhlasla yaklaşıp halka helalinden ve daha çok kazandırmak sloganı ile tam 68 bin kişiden, az veya çok demeden, 400 milyon dolar topluyordu.
Ancak, ödeme zamanı geldiğinde, “Finansal sıkıntıya düştük, ama borcumuzu ödeyeceğiz.” diyerek, alacaklıları oyalıyor. Yine de, hiç kimseye beş kuruş ödemiyordu.
Enver Ören’in çevirdiği “dalavera”yı anlayan vatandaşlar, ilgili yerlere başvurmaya ve şikayetlerini artırmaya başlayınca, BDDK (Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu) 2001 yılında olaya el koydu.
2002 yılında Adalet ve Kalkınma Partisi iktidar olunca, işler değişti. Aynı duruma düşen öteki dolandırıcıların mallarına el konurken (TMSF’ye devredilirken) kıskaca alınan Enver Ören’e dokunulmayıp, dönemin Başbakanının telefon emriyle, onun 290 milyon doları kurtuluyordu. Ve, Enver Ören’in tasfiye işleminin TMSF ile değil, genel hükümlere göre yapılması kararlaştırılıyordu.
Buna rağmen Enver Ören, sürekli borçlarını, hem de kuruşuna kadar ödeyeceğini söyleyerek, alacaklıları sürekli oyalıyordu. Ancak, para filan verdiği yoktu.
ENVER ÖREN MEVTA !
Enver Ören bu borçları yüklenip, en büyük günahlardan olan “Kul hakkı” ile ölüp gidiyordu. Gömüldüğü Eyüp Mezarlığı’nın duvarına bu durumu değil de, onun “İlim adamı” olduğu yazılıyordu.
Tek varisi olan ve Amerikan vatandaşı olmak uğruna Amerika’nın çıkarları için çalışacağına yemin eden oğul Mücahit Ören, babasının bıraktığı bu borçları hariç, her şeyi böylece sahipleniyordu.
Oğul Ören de babası gibi, “Borcumuz borç, ama nah alırsınız!” der gibi davranıyor ve hiçbir ödemeye yanaşmıyordu.
Dişinden tırnağından arttırdığı 3-5 kuruşu buraya kaptıran yaşlı vatandaşlar, kapılara bakıp, gelecek iyi haberleri gözleyip beklerken Mücahit Ören, sürenin dolmasını ve “Zaman aşımını” bekliyordu. Gelen haberlere göre de, zaman aşımının bu yılın sonunda dolacağı bildiriliyor.
Değerli okurlarım; 68 bin kişinin tam 400 milyon doları, halen İhlas Holding’de yatıyor ve Zaman aşımını bekliyor.
Bu şirketin mağdurlarına ödeme yapması için TBMM’ne yapılan teklifin, AKP ve MHP oyları ile reddedildiği bildiriliyor. Mücahit Ören’in ise, “Nitelikli dolandırıcılık” suçlamasıyla 1 yıl 4 ay hapis cezası aldığı ifade ediliyor.
Mağdurlarına gelince, onlar hala devletin gözünün içine bakıyor, ama nafile. Belki bu yazı, bu konuda son yazım olacak.
Eskiden, doğrulukla ve müspet bilimle uğraşanlara, “İlim adamı” denirdi. Şimdi ise, İlim Adamı denenlerin çoğu “Filim adamı” olmuşlar.
Çerez politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez kullanmaktayız. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız. Çerez Politikası