|
|||
İdam Gelir mi? | |||
Naci AKAY | |||
Gelmez. Cumhurbaşkanı, “Önüme gelirse imzalarım.” dese de inanmayın. Meclisteki çoğunluk elinde. İstediği zaman önüne gelir. O, sadece sempati kazanmak için böyle konuşuyor. Gelmeyeceğini o da biliyor. Değerli okuyucularım; İdam, bir insan için en ağır cezadır ve hayatın sonlanmasıdır. Osmanlı’dan beri Türkiye’de vardı ve ibretlik bir ceza olarak kullanılıyordu. Avrupa Birliği’ne girme hayali ve Terörist başı Abdullah Öcalan’a verilen cezanın uygulanmaması için, Avrupa’nın bastırması ve mecbur kılması üzerine kaldırıldı. Bunu yapınca, sanki uygar bir konuma girmiştik. Ve sanki, Amerika uygar bir ülke değildi, orada ceza aynen uygulanıyordu. Hem de öyle asarak değil, elektriğe çarptırma ya da zehirleme gibi değişik usullerde uygulanıyordu.. 1980’li yılların ortasına kadar TBMM’de onay bekleyen idam cezaları onaylanmadığı ve uygulanmadığı gibi, mahkemeler de bir daha idam cezası vermediler. Oysa, o günden bu güne öyle suçlar işlendi ki, o suçluya idam cezasını bir değil, birkaç defa vermeli ve onun ölüsünü bile asmak lazımdı. Olmadı. AVRUPA BİRLİĞİ’NE GİRDİK Mİ? “Güldürmeyin beni” diye bir laf vardır. Tam da sırası. Giremeyeceğimiz, yani almayacakları zaten başından beri belliydi. Ancak, halkımızın hayal gücünü zorlamak, kırmamak, siyasi destek ve sempati sağlamak için “Girdik, giriyoruz.” diye, bizi hep oyaladılar, aldattılar. Oysa, girmemizi engelleyen bir değil, iki önemli sebep vardı. Birincisi Avrupa Birliği ülkelerinin tamamı Hristiyan’dı. Aralarında, bizim gibi tek bir İslam ülkesi yoktu. O sebeple, bizim onların arasında bulunmamıza imkan yoktu. İkincisi, Türkiye’nin topraklarının ancak 1/30’u Avrupa’daydı. Geli kalanı Asya kıtasında olup, bizi o sebeple Avrupalı saymıyorlardı. Bu da önemli bir sebepti. Ne var ki, umudumuzu kırmamak için önümüze koydukları ve adına “Kophenag Kriterleri” denilen yaptırımlarda bulundular ve önemli bir kısmını yaptırıp, bizi kendilerine benzetmek istediler. İşte, bu kriterlerin içinde “idamı kaldırmak” da vardı, ancak yine olmadı. Eğer, daha başka nedenler de ararsanız, elbette var. Ülkemizi yönetenlerin Avrupa’ya ve liderlerine sempatik ve diplomatik davranmak yerine, kaba ve sert tavırları ve söylemleri, bizi Avrupa’dan daha da uzaklaştırdı. Böylece, idam cezasını kaldırmış olmamız, bize hiçbir fayda getirmedi. İDAM GEREKLİ Mİ? Değerli okuyucularım, bir insanı, genelde bir canlıyı öldürmek iyi bir davranış yani doğru bir ceza değildir. Ancak, o canlı/ tabii ki insan sizi öldürüyor ya da hayatınızı yaşanmaz hale getiriyorsa, onun yaşamaya hakkı olmayıp, ölümle pekala cezalandırılabilir. Uygar ve insani bir davranış olmasa da, idam geçmişte uygulanmış ve “ibretlik” olumlu sonuçlar alınmıştır. En önemli sonucu, herkese ibret olması ve idamlık denilen suçların işlenmesini önlemesidir. İdam cezası kaldırıldıktan sonra, Türkiye’de işlenen suçlara şöyle bir bakınız. Haksız yere adam kaçırmalar ve öldürmeler, gasplar, küçük çocuklara yapılan cinsel saldırılar ve onları öldürmeler, kadınlara yapılan değişik ve cinsel saldırılar ve onları öldürmeler, en küçük bir tartışmada silaha sarılmalar ve adam öldürmeler, biraz daha ileri gidip bir değil biden fazla kişiyi topluca öldürmeler, insanlığın en büyük sağlık ve davranış düşmanı olan uyuşturucuyu kazanç kapısı yapmalar, devletin güvenliğine karşı işlenen suçlar ve dönüşü olmayan benzeri suçlar, ferde ve topluma hayati ve telafi edilmez büyük zararlar verdiğine göre, idam gereklidir ve haktır. Yüce yaradan, Kur’an-ı Kerim’de, muzır (zararlı) mahkumun tamamının hayatına son verileceğini, ancak bunun sadece devlet otoritesi tarafından yapılabileceğine hükmediyor. Demek ki, dini açıdan bakıldığında da, idamın gerekliliği var. PEKİ, NİYE BEKLİYORUZ? Beklemesek de, idamı şimdilik geri getiremeyiz. Anayasa’nın 90’ncı maddesiyle, uluslararası bir taahhütte bulunmuşuz. Bu madde sadece idam için değil, uluslararası bütün anlaşmaları kapsıyor. Bunu, baştan düşünmemiz gerekirdi. Bir Anayasa değişikliği yapıp, idamı geri getirsek de, uluslararası ticari ilişkilerimiz de bozulacak ve Türkiye büyük itibar ve güven kaybına uğrayacaktır. Esasen, dibe vurmuş olan “Uluslararası itibarımız.”, yok olma noktasına gelecek ya da tamamen yok olacaktır. Öte yandan, idamın geri getirilmesi, Türkiye’deki bazı güç odaklarını rahatsız edecek ve aksi yönde iktidarı zorlayacaktır. Cumhurbaşkanı’nın “Önüme gelirse imzalarım.” demesi, siyasi bir aldatmacadır, kandırmacadır. Vereceği bir talimatla, iki günde bir Anayasa değişikliği yapılır, bir hafta sonra da İdam pekala geri gelebilir. Kişisel kanaatimi sorarsanız, zor da olsa idam cezası geri gelmeli, haksız yere öldüren ve böyle ağır ve çirkin suçları işleyenler, bu toplumdan temizlenmelidir. Yani getirilebiliyorsa, idam geri gelmelidir.
|
|||
Etiketler: İdam, Gelir, mi?, |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.