|
|||
Adnan Oktar’dan Kurtulduk, Tuncer Çiftçi’den Ne Zaman? | |||
Naci AKAY | |||
İkisi de birer TV kanalı kurup, din ticareti yapmayı planlamıştı. Adnan Oktar, dinden-imandan konuşarak, kanalı üryan kızlarla Çadır Tiyatrosuna çevirince, kanalı kapatılıp kodesi boyladı. Tuncer Çiftçi ise, din satmaya hala devam ediyor. Ondan kurtuluş, acaba ne zaman? Değerli okuyucularım; Bir zamanların Millet Partisi lideri merhum Osman Bölükbaşı, “İnceleme yaptım, en kazançlı ticaretin din ticareti olduğunu gördüm” diyor ve bunu sık sık tekrarlıyordu. Demokrat Parti döneminde Adnan Menderes’le başlayan din ticareti, AK Parti döneminde Tayyip Erdoğan’la zirve yaptı ve erişilmesi zor bir boyuta vardı. Anayasa’yı takan olmadığı için, onun getirdiği ”laiklik ilkesi” ni de takan olmadı. Türk milletinin çoğunluğu da bu din tüccarlarının peşine takılınca, din ticareti vazgeçilmez oldu . Bu anlayış devam ediyor. Siyaset dinden nemalanınca, uyanık kimi vatandaşlar da tarikatlar kurarak bu ticareti her tarafa yaydılar. O kadar ki, Fethullah Gülen adındaki bir meczup, okullar, dershaneler gibi çeşitli kuruluşlar meydana getirerek, kazandıkça kazandı, büyüdükçe büyüdü. Bir zaman geldi, devlete kafa tutmaya ve devleti kaba kuvvetle ele geçirme noktasına getirdi. Neyse ki, başarılı olamadı. Ne var ki, iktidarın ve ona güvenen öteki tarikatların, daha açıkçası din tüccarlarının faaliyetlerinde hiçbir azalma olmadı, aksine artış oldu. ADNAN OKTAR SAHNEDE İşte, bunlardan biri “Adnan Oktar” adlı sahteci bir din tüccarıydı. Adnan Oktar, kerameti kendinden menkul bir Hoca yakıştırması ile kendisine “Adnan Hoca” dedirterek, ne idüğü belirsiz bir din şirketi kurup, zengin ailelerden paraları topladı. O ailelerin yetişmiş kız ve erkeklerini kurduğu bu anlaşılmaz şirkete alarak, din’le alay edercesine zevkli bir yaşantıya/eğlenceye başladı. İşi o kadar ileriye götürdü ki, Oktar A9 adlı bir TV kanalı da kurarak, rezilliklerini herkese açık olarak burada sürdürdü. Adnan Oktar, çektiği yağlarla ve sınır tanımaz yandaş yalakalığı ile hem içeride, hem de yurt dışında destek alırken, Yahudilerin (İsrail’in) bile ilgisini çekip, onlardan da yardım almayı başardı. Yine ne var ki, kurduğu ahlaksız düzen herkesin sabrını taşırınca, devlet buna “dur” deyip, Adnan Oktar’ı ve şebekesini bir gecede dağıttı ve kendisiyle birlikle, kedicikler dediği cinsel objeleri ve paralı delikanlıları kodese yolladı. Şimdi, yargılanacakları ve akıbetlerinin belli olacağı günü bekliyorlar. Böylece, millet derin bir nefes alırken, öteki din tüccarları ise din sömürüsü hareketlerine devam ettiler. Bu hareket, hız kesmeden sürüyor. İŞTE, TUNCER ÇİFTÇİ’DE BUNLARDAN BİRİ Adı, Tuncer Çiftçi. 30-35 yaşlarında bir genç sayılır. Tezgahını İzmit’te kurmuş. Tezgahı, biraz da Çiftlik Bank adıyla bir şirket kurup milleti yolan, sonra da yurt dışına kaçan Tosun Mehmet’in yaptığına benziyor. Farkı ise, Tosun Mehmet paraları topladı ve kaçtı. Tuncer Çiftçi, cahil insanları din sömürüsü yoluyla kendisine bağlayıp, hem maddi hem de manevi çıkar sağlamanın peşinde. Yaptığında, o da başarılı. Açıkçası, Tuncer Çiftçi dua satıyor. Kurduğu “Gonca TV” adlı kanala, gecenin geç saatlerinde çıkıp kendisini telefonla aratıyor. Arayanlar ondan dua istiyor. O da, bir takım baygın hareketler yapıp, arayanlara kimi sıcak sözler söyledikten sonra “Allahümme Salliala Seyyidina” deyip, iki eliyle suratını sıvazlıyor ve “Her şey istediğiniz gibi olsun” diyerek, duayı bitiriyor. Çünkü, başka bir şey bilmiyor. RTÜK’ de onu seyredip, “amin” diyor. Esas duayı, onu arayanlar ona yapıyor. Aralarındaki maddi yardımlaşma nasıl oluyor, o şimdilik pek bilinmiyor. Gelen bilgilere göre, TV’sinin bir reklam kazancı yok. Ancak, TV dekorları çiçek bahçeleriyle süslü ve çok gösterişli ve de çok pahalı. Bu kişinin, çok lüks bir hayat yaşadığı, halk diliyle paraya para demediği söyleniyor. Paranın kaynağı ise, açıklanmıyor. Dua etmediği zamanlar, ekrana çıkıp acayip hareketler yapıyor, mesela at’a binip salına salına atla dolaşıyor. Kuşlar ve kümes hayvanlarını tutup onlarla şakalaşıyor. Birkaç kişiyi toplayarak ellerine su döktürüp, arkasında namaz kıldırıyor. İhrama girip Medine’de görünüyor, müritlerini arkasına takıp çölde yürütüyor. Ekran karşısında süzülüp, transa girdiğini gösteriyor ve bazen de sırıtan bir kişi olup, kendisinin iyi bir iş yaptığını sanıyor ve insanları (özellikle genç ve yaşlı hanımları) etrafına topluyor. Oysa, her şey tam bir kandırmaca. Şimdi, sormak gerekiyor. Adnan Oktar’dan kurtulduk. Kendini “maceracı” olarak tanıtıp, millete ilaç diye sarımsak, limon, maydanoz satan şarlatandan da kurtulduk. İkisi de şimdi kodesteler. Tuncer Çiftçi’den acaba ne zaman? Değerli okuyucularım, lafı daha fazla uzatmadan diyebilirim ki, devlet milletine sahip çıkmıyor. Bu şarlatanlardan milleti korumuyor. Ekranların öteki şarlatanlarını ve tacirlerini de görmezden geliyor. Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), kış gelmeden kış uykusuna yatmış durumda. Daha doğrusu yaz-kış uykuda. Rahatsız edilmemesi rica olunur! |
|||
Etiketler: Adnan, Oktar’dan, Kurtulduk,, Tuncer, Çiftçi’den, Ne, Zaman?, |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.