AKP iktidarı şimdi, bu iki seçimi de ne zaman ve nasıl yapacağının hesabı içinde. Bu hesap, dürüstlük üzerine değil, elbette tekrar kazanmak üzerine yapılıyor. Ve Türkiye, Arap ülkeleri gibi uzun süreli iktidarlara ve siyasi liderlere alıştırılıyor.
Değerli okurlarım; Merhum İsmet İnönü için, “Onun kafasında 40 tilki dolaşır, ama hiç birinin kuyruğu diğerine dokunmaz.” derlerdi. Oysa, AKP’yi yönetenlerin her birinin kafasında, sayısız tilkiler dolaşıyor. Elbette, onların da kuyrukları birbirine değmiyor.
2002 Kasım’ında geldikleri bu iktidardan gitmemek için, tam 17 senedir bu tilkilerle dolaşıyorlar. Sona gelindi mi? Derseniz, Onlara göre hayır! Hedefte şimdilik 2023 var. Ondan sonrası da Allah kerim.
DURUMU, ŞÖYLE ÖZETLEYEYİM.
Kafanızı fazla karıştırmadan anlatayım. Bildiğiniz gibi, 2001 yılında kurulan AKP, ülkede ekonomik ortamın bozukluğundan istifadeyle, 3 Kasım 2002 günü yapılan genel seçimi tek başına kazandı. 2007 yılına gelindiğinde, 22 Temmuz 2007 günü yapılan seçimi de tek başına kazandı.
Süresinin dolması üzerine Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in yerine, AKP’li Abdullah Gül, aynı yıl TBMM tarafından Cumhurbaşkanı seçildi.
21 Ekim 2007 günü yapılan bir Halkoylaması ile, genel seçimlerin 5 yılda bir, yapılması, Cumhurbaşkanı’nın da bu seçimle birlikte ve 5 yılda bir seçilmesi benimsendi.
12 Eylül 2010 günü, yeni bir Halkoylaması yapıldı ve daha çok ülkedeki adalet sistemi hedeflenip, Anayasanın 26 maddesi değiştirildi.
12 Haziran 2011 günü yapılan genel seçimi de, yine AKP ve tek başına kazandı.
Cumhurbaşkanlığında 7 yıllık süresini dolduran Abdullah Gül’ün yerine ise, 10 Ağustos 2014 günü, Ekmeleddin İhsanoğlu ile yarışan Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı seçildi.
7 Haziran 2015 günü yeni bir genel seçim yapıldı, ancak AKP Meclisteki çoğunluğunu kaybetti, yani tek başına iktidar olamadı.
CHP’nin, koalisyonla hükümet kurmasına razı olmayan Cumhurbaşkanı, 5 ay sonra yani 1 Kasım 2015 günü seçimlerin yenilenmesini sağladı. Böylece, AKP yine tek başına iktidar oldu.
16 Nisan 2017 günü, ülkemizde çok ilginç bir durum ortaya çıktı. Yapılan referandumda Türk halkı, yeni bir Anayasa değişikliğini kabul edip, demokratik parlamenter sistemden vazgeçerek, yönetimi tek kişinin (Cumhurbaşkanı’nın) yetki ve iradesine teslim etti. (Partili Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi)
Son genel seçim ise, Cumhurbaşkanlığı seçimi ile birlikte 24 Haziran 2018 günü yapıldı. AKP yine tek başına iktidar olurken, bu defa Muharrem İnce ile yarışan Tayyip Erdoğan da yeniden, yani ikinci defa Cumhurbaşkanı seçildi.
ŞİMDİ, NEDEN İKİBİN YİRMİ ÜÇ ? (2023)
Birincisi; son genel seçimle birlikte Cumhurbaşkanlığı seçimi, 24 Haziran 2018 tarihinde yapıldı. 5 yıl sonrası 2023 oluyor.
İkincisi; 2023 yılı, Cumhuriyeti’mizin 100’ncü kuruluş yılı. Cumhuriyet dönemi, onların bir temsilcisinin ifadesine göre, Osmanlı filminin “Reklam arası”. Ancak, onlara göre kısa bir dönem olsa da, dünyadaki imajımız öyle değil. Üstelik Cumhuriyet, dimdik ayakta, ilelebet payidar.
Şimdi, biraz daha tarihler üzerinde duralım. 16 Nisan 2017 günü yapılan Halk Oylamasında Türk halkı, bu yeni Anayasal düzenleme ile, atını Üsküdar’dan öteye kaçırıp, ülkenin parlamenter demokratik yönetimini değiştirdi ve yönetimi tek kişinin iradesine teslim etti. Bu kişi ise, 2014 yılında seçtiği Cumhurbaşkanı’ydı.
Uygulama başlayınca, bir kısım halk da yanlış yaptığını anlayıp, pişmanlıkla homurdanmaya başladı. Ancak, iş işten geçmişti. Bu homurdanan halk ne hikmetse, 24 Haziran 2018 günü, genel seçimlerle birlikte yapılan Cumhurbaşkanlığı seçiminde, yine aynı kişiyi Cumhurbaşkanı seçti.
Onlara göre genel seçimi kazanmak, Cumhurbaşkanlığını kazanmaktan daha kolay olduğu için, iki seçimi aynı güne getirmişlerdi. Çünkü, partiye oy veren, böylece Cumhurbaşkanı’nı da ıskalamadı, oyunu ona da verdi.
Ve böylece, Cumhurbaşkanı üst üste iki defa seçilmiş oldu.
SON DURUM NE YA DA NE OLACAK?
Son durum, yukarıda anlattığım gibidir. Şimdi, bu durum çerçevesinde yeni varsayımlar ya da komplo teorileri üretiliyor.
Komplo, bizim lügatımızda yaygın bir sözcük değildir. Genellikle ona “Tuzak” denilir. Çünkü, içinde “Hile” vardır. Bu sözcük o sebeple, çok iyi şeyler ifade etmez.
Eğer bu genel seçim 2023 yılında yapılırsa, Cumhurbaşkanlığı seçimi de aynı tarihte yapılacak. Bu durumda, iki defa seçilmiş olan Cumhurbaşkanı, üçüncüye aday olamaz. Yani, Tayyip Erdoğan tekrar aday olamaz.
Yok eğer 2023 öncesinde bu iki seçim için bir erken seçim kararı alınırsa, şimdiki Cumhurbaşkanı için iki ihtimal ortaya çıkar.
Birincisi, kullanmadığı geriye kalan o süreyi ya da tam süreyi kullanmak üzere tekrar aday olabilir, seçilirse de tekrar Cumhurbaşkanı olur. Bu ihtimal, zayıf değildir.
İkinci ihtimal ise, yeniden seçime girmesi ve üçüncü defa Cumhurbaşkanı olması bakımından bu durum, “Bir kimse, en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir.” diyen Anayasanın 101’nci maddesine aykırı olur ki, o sebeple, tekrar aday olamaz. Bütün hukukçular, böyle düşünüyor.
Ne var ki, 27 Ocak 2017 tarihinde kabul edilen 6771 numaralı kanun, Anayasa’nın 116’ncı maddesini düzenleyip, “Cumhurbaşkanı’nın ikinci döneminde, Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde, Cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir.” Diyor.
Değerli okurlarım; “Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu” diye işte buna denir. Bir Anayasa maddesi koymuşlar ki, “Bir kimse, en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir” diyor. Aynı Anayasa’nın düzenlenen başka bir maddesinde ise, “…Üçüncü defa da aday olabilir.” Diyor. Yani, aynı kanun önce “Olmaz.” Sonra “Olur.” Diyor. Söylendiği gibi, bir garip ülkeyiz.
PEKİ, BUNUN SONU NE OLUR?
İşte o zaman, tilkiler harekete geçer. İhtimal, kuyruklarını bacaklarının arasına alırlar ve yine birbirine değdirmeden, atın Üsküdar’ı geçmesini sağlayabilirler.
Olayı seyredenler, Üsküdar’a gider iken aldı da bir yağmur deseler de, onlar bunu yaparlar.
|