Suriye’nin, ateş altındaki İDLİB kentinden, 300 bin göçmenin yola çıkıp Türkiye’ye gelmekte olduğu söyleniyor. Hem de Cumhurbaşkanı tarafından. 5 milyon Suriyeli, acaba yetmedi mi? Türkiye toprakları, acaba “Yolgeçen hanı” mı? Bu soruların cevabını verebilecek, yürekli bir Türk vatandaşı arıyorum.
Değerli okurlarım; Sonunu düşünmeden girdiğimiz bu Suriye batağından, çamura saplanmış Buffalo (yaban mandası) gibi kurtulmak istiyoruz, ama çırpınmalar nafile, umut yok!
Her geçen gün, bu topraklardan kötü haberler geliyor. Bayrağa sarılıp gönderilen şehit askerlerimiz ise, işin başka yönü.
Yıllardır, yararımıza hiçbir sonuç vermeyen bu mücadele, 5 milyon Suriyelinin ülkemize girip, ekonomik ve sosyal dengeyi bozmasına sebep oldu.
Ülkeyi bu hale getirmenin bir sebebi ve bu sebebin sorumluları var, ama hiç kimse sorumluluğu üstüne almıyor. Cumhurbaşkanı ise, bir takım hamasi sözlerle konuşuyor ancak, makul ve mantıklı hiçbir açıklamada bulunmuyor, gelecek hakkında güvence veremiyor.
NEDİR BU İDLİB MESELESİ?
İdlib, Suriye’nin kuzey batısında yer alan 3.5 milyon nüfuslu, 6000 km2 alanlı, başta zeytin olmak üzere, ihtiyacı olan her çeşit ürünü yetiştiren şirin bir kasaba ya da şehir. Hatay İlimize 130 km sınırı olan bir komşumuz. Ama, şimdi ateş altında. 2015’den beri muhaliflerin denetiminde. O sebeple, Beşar Esat güçleri tarafından sürekli bombalanıyor.
Ne var ki, o şirinliği artık kalmamış, sakinlerinin sürekli ateş altında yaşadıkları bir yer olmuş. Şehir, Türkiye, Rusya ve İran’ın askerlerinin denetimi altında. Bölgede, çok sayıda terör gurubu da var. Vardıkları ateşkes, o sebeple sık sık bozuluyor. Esas tehlike de zaten işte burada.
Yani, ikide birde ateş kes sağlansa da, bunun süresi uzun olmuyor. Çünkü, teröristler buna uymuyor. Amerika’ya gelince, o olup bitenleri sadece seyrederken, el altından özellikle PKK, PYD ve YPG adlı terör guruplarını desteklemekten geri kalmıyor. Başkan Trump, bunu yaptıklarını, yani onlara silah ve para bakımından arka çıktıklarını alenen söylüyor.
YENİ BİR GÖÇ DALGASI
Orada yaşayan insanların canlarına tak etmiş olmalı ki, pılısını pırtısını toplayanlar yine Türkiye’ye gelmek üzere yola çıkmışlar. Cumhurbaşkanı’nın söylediğine göre, ilk etapta 50 bin kişi, toplamda 300 bin kişinin Türkiye’ye gelmekte olduğu ve kabul görecekleri anlaşılıyor.
O insanlar Türkiye’den yine umut beklerken, sahaya hakim olmak ve sözünü geçirmek isteyen Rusya ve İran’ın ise, bu durum umurunda bile değil. Amerika’nın ise, ilaç olur diye yaralı bir parmağa işediği yok.
BU ZOR DURUMA BİR ÇARE
Değerli okurlarım; Bu küçük köşede yayınlanan öteki yazılarımda da ifadeye çalıştığım gibi, bu fayda getirmeyen savaşı sürdürmek yerine, öteki devletleri de ikna ederek, Suriye Devlet Başkanı ile dostane bir şekilde görüşüp, bu lüzumsuz savaşı artık bitirmek gerekiyor.
Böylece yeni göç dalgaları önlenirken, Türkiye’de yaşayan ve sosyal dengeyi bozan 5 milyona yakın Suriyeliyi, ülkelerine göndermek mümkün olacaktır. Yıkılıp harap olan Suriye’yi, yeniden onarmak ve imar etmek de mümkündür.
Türkiye’nin müteşebbisleri bile, bu ülkenin yeniden ihyası için güçlerini ve yeteneklerini kullanabilirler.
Zararın neresinden dönersek, kazancımızdır. Üstelik, gayrimüslimlerin oyununa gelip, Müslüman bir ülkeyle savaşmak, İslam dininin acaba neresinde var?
|