İstanbul seçimi, yine Türkiye’nin gündeminde. Herkes, CHP adayı Ekrem İmamoğlu’nun seçimi daha büyük farkla kazanacağını söylüyor ve bekliyor. Bu deyiş ve bekleyiş doğrudur. Ben ise, aynı düşüncede değilim, Çünkü;
Değerli okurlarım; 31 Mart günü yapılan İstanbul Belediye Başkanlığı seçimin iptal gerekçesini okuduktan sonra, bu kanıya vardım. Seçimi bu kere daha büyük fark atarak kazansa da, yine bir “kulp” takıp, Ekrem İmamoğlu’na mazbatayı vermeyebilirler. Bu olası durumu, yazıma konu yapmamın nedeni de budur.
Bu konuda daha önce ve defalarca açıklamalar yapıldı. İktidarın kazanmakta neden çok ısrarcı olduğu da açıklandı. İstanbul, dünyada birçok devletten büyük bir ilimiz. Hep söylenir. “İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi kaybeder, kazanansa Türkiye’yi kazanır.” diye bir inanış vardır. Buna en çok AKP’liler ve onun yöneticileri inanır.
İkinci ve daha önemli neden ise, İstanbul Belediyesi iktidar için tam bir para kasasıdır. Bu kurumun çok, ama çok büyük gelirleri vardır. Esasen Belediyelerde olmayan ciddi denetim, İstanbul Belediyesi’nde hiç yoktur. O nedenledir ki, bu kurumda vuran vurana.
İMAMOĞLU KAYBEDER Mİ?
Hayır ve katiyen. Bu seçimi Ekrem İmamoğlu tekrar kazanacak ve oyunu çok daha artırarak bunu yapacak. İnternette her gün bu seçime ait videoları ve sokak röportajlarını izliyorum. AKP’ye oy veren vatandaşların bile pek çoğu, “Yeter artık!” diyerek iktidara oy vermeyeceğini, bu kere oylarını İmamoğlu’na vereceklerini açıkça söylüyorlar. Ve bunu, ısrarla cesaretle ifade ediyorlar.
Ancak, ortada hiçbir zaman unutulmaması gereken bir durum var. O da Yüksek Seçim Kurulu faktörü.
Bu kurul, öteden beri tamamen iktidarın güdümüne girmiş durumda. 4 üyesinin açık itirazına ve çok doğru gerekçelerine rağmen, Kurulun öteki 7 üyesinin seçimi iptal etmesi ve bunun kabul edilemeyen gerekçesi, bu düşünceyi doğruluyor. Ve bu düşünceye katılmayan çok az kimse var.
AKP’nin adayı kaybederse, bu kere yani artık itiraz olmayacaktır. Çünkü, önceki seçimin iptali gerekçeleri, bu seçimde yaşanmayacaktır. Bu durumda, doğrudan seçimin kazanılması, yani Yüksek Seçim Kurulu’nun AKP’nin adayının kazandığını açıklaması gerekiyor. Kurul bunu yapar mı? Derseniz, bal gibi yapar.
Çünkü, son sözü bu Kurul söylemektedir. Onun kararına hiçbir merci nezdinde itiraz mümkün olmadığına göre, seçimi AKP adayı kazanabilir. Belki de, YSK’ya gerek kalmadan, işi sandıkta bitirecekler. Nasıl olur? Diye sormayın.
İktidar partisinde böyle bir düşünce olmasa, Ekrem İmamoğlu’nun tekrar kazanacağını bile bile bu seçimi iptal ettirmezlerdi. O halde, bu seçimi mutlaka kazanmaları gerekiyor ve bu şekilde pekala kazanabilirler. Adaletin bu kere tecellisi için, bendeniz yanılmayı bekliyorum.
Aksi halde geriye, “Galiptir bu yolda mağlup olan” dedikleri, o ünlü deyiş kalır. Hepsi o kadar.
Notumdur. Ekrem İmamoğlu’nun, 2014 yılında İstanbul/Beylikdüzü Belediye Başkanı seçildikten sonra inşa ettiği (edindiği) bahçeli Villası nedense hiç konuşulmuyor. Babasının da, Balıkesir/ Güre Kaz Dağları’nda aynı dönemde edindiği 128 dönümlük arazı ve çok sayıda daire nedense hiç konuşulmuyor. Bu iddiaları, acaba doğru mudur diye araştırıyorum. Gelecek yazımda.
|