Bu Milli Eğitim Bakanı, her gün bir şeyler yapmaya çalışıyor. Bu güne kadar, yaptıklarının hiçbir doğrusuna rastlayamadık. Şimdi de, ders veren öğretmeni denetlemek için, “Gölge Öğretmen” gibi, bir kişiyi ya da bir öğrenci velisini öğretmenle birlikte sınıfa sokacakmış. Uygulama, başlamış bile. Bu yaptığı yanlıştır ve Öğretmeni aşağılamaktır. Doğru olan, yasakladığı Andımız’ı öğrencilere her sabah gururla okutmaktır.
Değerli okurlarım; İnsan beklemediği bir durumla ve özellikle bir yanlışla karşılaşınca, şaşkınlığını belirtmek için “Bir yaşıma daha girdim.” Der. Bende de öyle oldu.
Haberi öğrenince, “Bu kadarı da olmaz” demekten kendimi alamadım. Milli Eğitim Bakanlığı aldığı bir kararla, İlk ve Orta dereceli okullarda kaynaştırma kapsamında (Ne demekse?) 398 bin öğrenciyle uygulamaya geçmiş bile.
Bu sisteme göre, anne ya da baba veya uygun görecekleri kişi “Kolaylaştırıcı kişi” sıfatıyla (Bu da ne demekse?) öğretmenle beraber gün boyu derslere girecek.
İlk bakışta anlaşıldığına göre, bu kişi öğretmenin çıkardığı zorlukları kolaylaştıracak ve öğretmenin noksanlarını böylece tamamlayacak.
Değerli okurlarım; Kargaların neye güldüğünü merak ederseniz, işte böyle saçmalıklara gülerler.
Yıllarca bilimsellik ve öğretmenlik eğitimi alan, pedagojik formasyon dediğimiz çocuk davranışlarını akademik düzeyde öğrenen ve böylece sınıfa sokulan öğretmene, sanki gerekliymiş gibi şimdi bir koltuk değneği veriliyor. Ve, “Bu değneğe dayanarak sınıfa gir ve ders ver.” deniyor. Ya da her gün bir Müfettiş gibisiyle derse sokuluyor. Buna, elbette kargalar güler.
Öğrendiğimiz kadarıyla, bu günkü Milli Eğitim Bakanı, bir dönem Bakanlığın Talim Terbiye Dairesi olan Akademik Kurul’un başında bulunmuş. FETÖ’cü Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’le uzun süre beraber çalışan bu kişi, eğitimle uğraşmak yerine Hüseyin Çelik’e acaba bu anlamda mı yardımcı oldu? Merak etmekteyim.
Öğretmen, öğrenciye hem bilgi verir, hem de onun hakkında hüküm kurar. Sınıfa girecek olan bu üçüncü şahıs, öğrenciye bilgi mi verecek, yoksa öğrencinin ve öğretmenin hakkında hüküm mü kuracak? Kolaylaştırıcı sıfatıyla, acaba neyi kolaylaştıracak?
KOLAYLAŞTIRICI OLMAK, ŞÖYLE OLUR
Anaokullarına verilen çocuklar, annelerinden kolayca kopamazlar. O sebeple, annelerin de bir süre onlarla beraber okula gelmesi, hatta öğretmenin gerekli gördüğü hallerde sınıfa girmesi ve çocukla beraber olması normaldir. Yerine göre gereklidir. İlkokula başlayan öğrencilerin hazırlık ve okula kolayca intibak edebilmeleri için (sadece 1’nci sınıflar için) okul bir hafta önceden açılıyor. Bu da, onlar için zaten yeterli oluyor.
Bu gerekli uygulamanın dışında, “Kolaylaştırıcı” ya da başka adlar altında sınıflara yabancı kişilerin sokulması, evvel emirde öğrencinin dikkatini dağıtacaktır. Bununla da kalmayıp, öğretmenin öğretmedeki özgür iradesini kısıtlayacaktır. Hepsinden önemlisi, öğretmen kendisini denetim altında görüp, bu durumdan sürekli tedirgin olacaktır. Öğretmeni bu derece küçümsemek ve güvenilmez gibi göstermek, eğitim sistemimize büyük zarar verir.
Çalışan bir öğretmen olsam, böyle bir durumla karşılaştığımda derhal ayrılır, kendime yeni bir iş ararım.
|