Adalet Bakanı III. Abdülhamit; “Mahkemeler, kimsenin keyfine göre işlemez. Yargı, milletin yargısıdır.” diyor. Vallahi de yalan, billahi de yalan. Filvaki, önceden de sakatlık vardı. Ancak, Bu iktidar döneminde, adaletin bu denli yerle bir edildiğini, mahkemelerin yukarıdan aldıkları emirlerle karar verdiklerini, herkes ama herkes biliyor. Demek ki, Adalet Bakanı bilmiyormuş(!)
Değerli okurlarım; Milletin “Aptal” yerine konduğunun daniskasını görüyoruz. Adalet Bakanı, her şeyi yani yargının işleyişini çok iyi bildiği halde, böyle konuşuyor. Pes diyoruz ve vicdanlara yazık oluyor!
Bakan, bunu söylemekle kalmıyor, devam ediyor ve diyor ki; “Türk yargısı, FETÖ mücadelesinin ön saflarında mücadele verip, bu mücadeleyi FETÖ’cü yöntem ve üslupla sulandıran çıkar odaklarının çok iyi farkındadır. Yargı, kendi içerisinde süte su katanlara asla izin vermeyecektir. FETÖ’nün kripto (gizli) elemanları da, hangi kılığa girerse girsinler, bulunup çıkarılacaktır.”
Ve Adalet Bakanı, konuşmaya devam ediyor. Söylediklerinin hiç biri doğru değil. O da, bunu çok iyi biliyor.
SERBEST KALAN, SERBEST GEZEN FETÖCÜLER VE FETÖ BORSASI!
Değerli okurlarım, Bugün FETÖ ile mücadele dedikleri, tamamen sulandırılmıştır. Bir AKP Burdur Milletvekilinin Başkanlığında kurulan FETÖ Komisyonu’nun Raporu bile, ortada yoktur. Bulunsa bile, içi boştur. Esas FETÖ’cüler, kriptodur (gizlidir), serbesttir, hatta bu günün kahramanıdır.
O kadar ki, FETÖ’nün yaptığı darbenin ön safında yer alan bir Generalin kardeşi, Büyükelçi yapılmıştır. Söyleyin bana, hangi FETÖ ile mücadele ediliyor?
Daha da önemlisi, bir AKP Milletvekili (Şamil Tayyar) açık açık “FETÖ Borsası” kurulduğunu, büyük paraları bastıranın takibattan ve hapisten kurtulduğunu, bağıra bağıra söylüyor. Bu konunun üzerine, az da olsa gidildiğini hiç duydunuz mu?
FETÖ Borsası’nın kararlarına uyup da, tahliye kararlarını verenlerin hakimler olduğunu bilmiyor musunuz? Adalet Bakanı, hangi mahkemelerden bahsediyor? Afrika’nın kabile hakimlerinden mi? Ey Bakan, “Siz kimi kandırıyorsunuz?”
Fethulah Gülen’in ayağına gidip, ayaklarını öpercesine dizinin dibinde oturan, büyük bir gururla resim çektiren ve resimleri boy boy yayınlananların tekrar vekil yapıldığını ve onların hiçbir takibata uğramadığını, hala bilmiyor musunuz?
Eğitim Bakanı iken ve daha önce ve sonra, FETÖ’nün her türlü candan destekçisi olan ve FETÖ’Dnün en belirgin ve sağlam siyasi ayağı olan HÜSEYİN ÇELİK, neden takibata uğramıyor? Neden, lüks içinde bir hayat yaşayıp, hala dışarıda geziyor? Üstüne üstlük, çok haklıymış gibi sizin liderinize de kafa tutuyor? Neden?
Bütün bunlar olurken, Devletin izniyle ve töreniyle açılan BankAsya’ya, az da olsa para yatıran ya da bir telefona takılanların hala içeride olduğunu bilmiyor musunuz?
Hepsinden önemlisi, Adalet Bakanı’nın sözünü ettiği mahkemelerin kimi hakimlerinin hapiste olduklarını, kimi hakimlerin mesleğin dışına atıldığını bilmiyor musunuz? Onlar da, bugünkü mahkemelerde görevli değil miydi? Onların hepsi temizlenebildi mi acaba?
Ey Adalet Bakanı! Dürüst çalışan hakimleri tepeden tırnağa tenzih ediyorum. Kast ettiklerim o mahkemeler ki, partinize ait bir Milletvekilinin dediği ve ısrarla ifade ettiği gibi, FETÖ Borsası’nın içindedir. Onlar, kimsenin keyfine göre değil, Borsayı yönetenlerin ve parayı bastıranların keyfine göre adaleti işletiyorlar.
Son sözüm şu ki, bir zamanlar partinizde görevli olan, yani düpedüz partizan olanları, tarafsız olması gereken bu teşkilata neden Hakim ve Savcı olarak tayın ettiniz? Şimdi, yargı reformundan söz ediyorsunuz. Ve, yapmaya kalkıyorsunuz.
Adalet Bakanı ne derse desin, sadece kendisini kandırır. Bu gün halkın yargıya olan güveni, % 20’lerin altına düşmüştür. Adalet Bakanı her şeyden önce, kendisinin de gerçekten inanmadığı bu güven duygusunu, % 20’lerin üstüne çıkarmaya çalışsın.
Söyledikleri o sözler, vallahi de yalan, billahi de yalandır! Bilsin ki, artık kimseyi kandıramaz.
|