Okulunu Kiraya Veren Müdür!

     Satmadığına dua etsinler. Hırsızlığın ve yolsuzluğun kol gezdiği bu dönemde, Müdür bu kadarını yapabilmiş. Buna da şükür.

     Değerli okurlarım;  Kıyamet alametleri sayılırken, Büyük kıyamet, Küçük kıyamet diye ikiye ayrılıyor. Bu olay, sanırım Küçük kıyamete işaret ediyor.

    Her halde bilginiz oldu. Olay, İstanbul Beykoz’da yaşanıyor.  Beykoz Anadolu Lisesi Müdürü, okulun giriş katındaki sıraları boşaltıp, katı bütünüyle bir Tekstil Firmasına kiralıyor.

     İşin ilginç yanı, başlangıçta ne öğrencilerden, ne de velilerinden hiçbir tepki yok. Müdür, Okula para lazım deyip, tepki verenleri ikna ediyor ve kirayı tıkır tıkır alıyor.

    İşin daha da ilginç yanı, Beykoz Kaymakamı’nın karşı çıkmasına rağmen, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü bu rezaleti onaylıyor. İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün ise, gözleri kör, kulakları duvar.

    Kimin, kimi nerede öptüğünü ya da kazıkladığını kolayca gören ve diline dolayan, masum insanlara çamur atmakta sınır tanımayan muhterem (!) Türk Basını nedense bunu görmüyor, araştırmıyor ve haber yapmıyor. Ama, olay duyuluyor.

                               “BU KADARI DA OLMAZ” DENİNCE…

        Ve, iktidara muhalif bir gazetede haber oluncaya kadar, olay duyulmuyor. Şöyle ki kiracı firmaya, “Rezalet duyuldu, sen burayı artık boşalt” deyip, o pis koku yayılıncaya kadar.

     Filvaki, ilgili ve yetkililer, daha önce de olaydan haberdar olduğu için Müdüre yanlış yapmışsın derler, ama o önemli bir yandaş ya da kimilerinin yakını olduğu için takibata uğramaz, üstelik daha büyük bir okula (Beykoz Anadolu İmam Hatip Lisesi’ne) naklen yine Müdür yapılır. Her halde, İslam Dini’nin üçüncü ayağı olan “Ahlak”ı, oradaki çocuklara da öğretsin diye(!)  Oysa, Paralar alınmış, kiralar ödenmiştir.   

                                           SONRA, NE Mİ OLMUŞ?

    Olay sırıtınca, “Okulu boşalt” isteği üzerine kiracı firma mahkemeye gider ve davanın son aşamasındaki Yargıtay, kiracıyı haklı bulur. Kiracı da okulu boşaltmaz.

    Buna karşın, sıralar zorla ve tekrar eski yerine taşınır, ama kiracı firma hukuken haklı görüldüğü için, bu kere tazminat talebinde bulunur.

    Böyle akıl almaz olayları, merhum Aziz Nesin kitaplarında anlatır, okuyan mizah ya da hikaye sayıp pek inanmaz, ancak olay mizah gibidir, ama doğrudur.

                                   TÜRKİYE, NEREDEN NEREYE

    Olay, çözülmüş değildir. Kaymakamın tepkisine rağmen, İl Milli Eğitim Müdürü uykudadır. Sadece, Müfettiş göndermekle yetinmiştir. Olayı takip etmez ve ne ilçe ne de okul Müdürü hakkında idari işlem yapmak yerine, onları adeta ödüllendirir.

    Değerli okurlarım, içinde bulunduğumuz bu dönemde ülkemizde “Kokuşmayan” bir kurum kalmamıştır.

    İlçe Milli Eğitim Müdürü’nün de olaya ortak olmasına rağmen olayı öğrenen  ilçenin Kaymakamı, olayın üstüne gitmemiştir. Bu rezaleti, daha başında önleyebilirdi, bunu yapmamıştır.

    Şurası muhakkak ki, yalnız İstanbul’da değil, Türkiye genelinde eğitim ve onun yönetimi iyice tükenmiştir. Eğitim Kurumları, birçok yerde tam bir ticarethane gibi görülmektedir.

    “Yerli”likten ve “Milli”likten söz edenler, Milli Eğitim’in “Millilik” vasfını ortadan kaldırmıştır. Ülkenin eğitim işleri ve hizmetleri, tam bir “Kaos” halindedir.

     Çocuğun eğitimi, şıp diye olmaz zamanla kayıtlıdır. Bu dönemde, eğitimde büyük zaman kaybı olmuş, “Duraklama” bir yana eğitimde hep “Gerileme” görülmüştür..

    Gelecek yönetimlerin bu durumu düzeltmesi ve eski haline getirmesi, artık çok zor olacaktır.  İleriye götürmesi ise, imkansız  gibi olacaktır.