Sözüm ona, bacak arası ilaçları satmak için TV kanalı kurmuşlar. Sattıkları, ilaç filan değil. 24 saat aralıksız yayın yapıyorlar. Böyle iğrenç bir TV Kanalı ve yayın görmedim. Yetkililer görüyor, ama neden görmez gibiler? Anlatayım.
Değerli okurlarım; Bu yazıyı, büyük utanç duyarak yazıyorum. Bitlis’li iki müteşebbis çıkmış, “Kanal C” adlı bir TV kanalı kurmuşlar.
İlk yaptıkları yayınlarda bütün Bitlisliler, “Bizim de bir TV kanalımız var, bizi de artık daha fazla tanıyacaklar” diye haklı olarak sevinmişler.
Kanal, bir süre sonra yayın amacını değiştirip, ticaret yapmaya ve pazarladığı ürününü tanıtmaya başlamış.
“Bunda ne var?” demeyin, çok şey var. Pazarladığı ürün, öyle uluorta tanıtımı yapılacak bir ürün değil. Türk, örf ve ahlakına uygun olarak tanıtılacak bir ürün hiç değil.
O sebeple yazımı, büyük utanç duyarak yazıyorum. Çünkü, uzun yıllardır eğitmeye ve terbiye etmeye çalıştığımız çocuklara ve gençlere de bu tanıtım yapılıyor ya da onların da ilgilerini çekip tanıtılıp satılıyor, pazarlanıyor.
SERTLEŞTİRİCİ, BÜYÜTÜCÜ, GECİKTİRİCİ
Bu üç kelimeden neyi anlatmak istediğim, hemen anlaşılıyor. İlk bakışta, aklıma şu sorular geliyor. Çimentoyu, harcı döküp zemini, duvarı mı sertleştiriyorsunuz? Suyu ve gübreyi verip, biberin, sebzenin boyunu mu büyütüyorsunuz? Bir tehlikeyi önlemek için zamanı mı geciktiriyorsunuz?
Tabii ki, hiçbiri. Dr. Piton adlı bir ilaç bulmuşlar, uydurmuşlar. Tamamen kurutulup, öğütülen otlardan ibaret bir madde. Neyi sertleştirdiğini ya da büyüttüğünü, neyi geciktirdiğini ballandıra ballandıra anlatıyorlar.
Bu üç özelliği olan kuru otlar şişelenmiş ve 99 liraya piyasaya sürülmüş. Adı, Dr. Piton. Ne demekse? Eczanelere soruyorum, gülüyorlar. Devletin sağlık örgütüne soruyorum, gülüyor ve haberimiz yok diyorlar.
Kanal C adlı TV kanalı her gün geceli gündüzlü 24 saat bunun tanıtımını yapıyor. Yani, hazırlanan bir bant, durmadan döndürülüyor.
Tanıtımı Seyhan Soylu adında erkekten dönme birisi yapıyor. Yanında da Dr. diye tanıttığı ve birinin boynunda doktorların dinleme cihazı olarak kullandığı Steteskop var. Yani, adam tam bir doktor havasında.
Nasıl doktorsa, arada bir yemin de ediyor ve çok iddialı konuşuyor. Bu da yetmiyor. Önceden ayarladıkları birkaç kişiyi ekrana çıkarıp, bu kişiler bu üründen çok faydalandıklarını, yaşlarına bakmadan ve utanmadan anlatıyorlar.
RTÜK’Ü ARADIM
Bu rezilliği görünce, Radyo Televizyon Üst Kurulu’nu aradım. Müdür yoktu. İzleme Müdür Yardımcısı Murat Beyle görüştüm.
Müdür Yardımcısı, durumu bildiklerini ve müdahale ettiklerini, ancak bu kanal ve benzerlerinin esas sahiplerinin ortada olmadığını, “Böyle Kanal sahiplerinin, kağıt üzerinde şirketin çaycısı ya da sıradan bir çalışanı olduğu görülüyor.” dedi.
Bu tür kimi kanalların da yurt dışından yayın yaptıklarını, onları kapatma ve cezalandırma imkanı olmadığını belirten Müdür Yardımcısı, kimilerinin de kapatmadan sonra verilen cezayı ödeyip yayına devam ettiklerini, üzüntü duyarak ifade etti.
Bendeniz, bütün bunlara rağmen devletin otoritesinin böyle olmaması gerektiğini, bu işte bir yanlışlık olduğunu anlatmaya çalıştım, ancak yine de değişen bir şey olmadı.
Değerli okurlarım, anlaşılan o ki, bu memlekette vatandaşların kendilerini ve çocuklarını korumak için kendi çabalarından başka bir seçenek yok. Tek seçenek, bu pisliklere ve rezilliklere karşı “Allah belanızı versin.” demek oluyor.
Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki, “Bindiğimiz alamet, istikamet kıyamet!”
Çerez politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez kullanmaktayız. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız. Çerez Politikası
