|
|||
Maduro, Olmuş Madara! | |||
Naci AKAY | |||
“O da kimmiş?” diyerek, “Maduro’dan bize ne?” demeyin. Kendinden önceki Başkanla, koca bir ülkeyi (Venezuela’yı) batırmışlar. Halimize bakıp ibret almalıyız, ders almalıyız. Değerli okurlarım; Venezuela, 32 milyon nüfuslu, başkenti Caracas olan bir Güney Amerika ülkesi. Dünyanın petrol bakımından en zengin ülkesi olmasına rağmen, halkı en sefil ülkelerden biri. Sebebi, tabii ki yöneticileri. 5 yıl öncesine kadar Chawez adlı bir Başkanları vardı. Chawez ülkeyi, bir diktatör gibi yönetiyor ve başta Amerika olmak üzere, önüne gelene kafa tutuyordu. 2013’de öldü ve yerine Maduro denilen bugünkü diktatör seçildi. Seçimlerinin ne kadar adil olduğu, bizi ilgilendirmez. İlgilenmeye kalksak, dönün de kendinize bakın derler ve cevap veremeyiz. HALKI, ÇOK ZOR DURUMDA! Dünyanın en yüksek petrol üretimine ve petrol zenginliğine sahip olmasına rağmen, halkının durumu içler acısı. Çünkü ülkede hiç, ama hiçbir üretim yok. Petrolden gelen paraya güvenilip, her şey dışarıdan geliyor. Elde edilen bu milli gelir, halka eşit olarak dağıtılmıyor ya da çok azı veriliyor. 2002-2015 yılları arasında 2 trilyon dolar petrol geliri elde edildiği halde, paranın halkın dışında nereye harcandığı ya da gittiği bilinmiyor. Ülkenin halen, 140 milyar dolar borçlu olduğu bildiriliyor. Hal böyle olunca da, halk ayaklanıyor. Devlet Başkanı diktatör Maduro, sert tedbirlerle ayaklanmayı bastırmaya çalışırken Ulusal Meclis Başkanı, “Gölge Başkanlığını” ilan ediyor. Ve, “Başkan artık benim!” diyor. Meclis Başkanı’nın Başkanlığını önce Amerika, daha sonra da başta Fransa olmak üzere, kimi Avrupa ülkeleri de tanıyor. Venezuela’ya silah satan Rusya ile Venezuela’dan petrol alan Çin ise, tanımıyor. Bu arada, hiçbir komşuluk ilişkilerimiz olmadığı halde, Cumhurbaşkanı’nın açıklamalarıyla Türkiye’nin, Venezuela halkının artık istemediği Maduro’yu desteklediği anlaşılıyor. Görünen o ki, Maduro bulunduğu durum itibariyle “Madara” olmuş durumda. Madara olmak, kötü duruma düşmek anlamını taşıyor. Maduro bu haliyle kötü değil, çok kötü bir duruma düşmüş yani madara olmuş durumdadır. Yazımın başlığı, işte bu durumu anlatıyor. MADURO’NUN SONU NE OLABİLİR? Menfaat alış-verişinde olan Rusya ve Çin’in arka çıkması, Maduro’yu kurtaramaz. Amerika’nın ve bizzat Trump’un isteği ve kararı, Maduro’yu koltuğundan edebilir. Bu, Maduro’nun istifasıyla olmazsa, askeri yolla ve Amerika’nın yardımıyla olur. Son gelen bilgilere göre, Maduro’nun yelkenleri indirdiği ve Amerika’ya yalvarır gibi anlaşma teklif ettiği, “Bana karşı darbe yapmayın.” dediği, buna karşılık olumlu cevap alamadığı anlaşılıyor. Maduro’nun ve ülkesinin içine düştüğü bu durumdan, öteki ülkelerin ders alması gerekir. Diktatör Maduro, akıbetinin ne olacağını, yani öteki diktatörler gibi olacağını bildiği için adeta yalvarıyor, ancak nafile. Treni kaçırmış durumda. Diktatörlük denilen kaba kuvvetle bir ülkeyi idare etmenin, o ülkenin halkını mutlu etmediği hiç unutulmamalıdır. Önce seçimle gelen Hitler, diktatör haliyle koca bir Almanya’yı batırmıştır. İtalyan diktatör Mussolini’nin sonu hazindir. Diktatör Saddam’ın batırdığı Irak, saplandığı bataktan bir türlü kurtulamıyor. Mısır, diktatör Hüsnü Mübarek’ten zor-bela kurtulurken, Libya’nın 42 yıllık diktatörü, o meşhur çadırını ve göz kamaştıran servetini geride bırakıp, linç yoluyla hayata veda etmiştir. Ancak diktatörler, geçmişte olup bitenlerden hiç ders almıyorlar. Görüyorsunuz, diktatörlük insanın egosunu tatmin eder, ama sonu hazindir. Maduro’nun sonunun da, hiç de iyi olmayacağı, ayan-beyan belli oluyor.
|
|||
Etiketler: Maduro,, Olmuş, Madara!, |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.