|
|||
Al Sana “Acil Reçete” | |||
Naci AKAY | |||
Denizde batmakta olana “Can simidi” atılır. Her yönden batmakta olan ülkemiz için, Can Simidi gibi üç maddelik acil bir reçete yazılmış. Yazan, ünlü bir hukukçu. Çok beğendim. Değerli okuyucularım; Ülkemiz sadece ekonomik yönden değil, birçok yönden, kimilerine göre her yönden batağa doğru gidiyor. Yani batıyor. Halkın geçimi ön planda olduğu için, batağın daha çok ekonomik tarafına bakılıyorsa da, yanlış değil. Ama, noksan. Diğerlerini burada sıralamaya, yer bakımından imkan yok. Ayrıca, halkımız bunların çoğunu ya da tamamını çok iyi biliyor. Halk olarak, çözümleri için elimizden şimdilik başka bir şey gelmediği için seyretmekle ve kara kara düşünmekle yetiniyoruz. Lakin, bu kötü gidiş ve bu karamsarlık daha ne kadar devam edecek, işte onu bilen yok. Devleti yönetenlerin tutumuna bakılırsa, bu çökme ve karamsarlık yani batak işlemi devam edecek ve kolay kolay bitmeyecek. Ülkemizin önemli bir Ceza Hukukçusu, can simidi olarak gördüğü bir reçete yazmış, pek beğendim ancak, yazılacak daha çok reçetelerin olduğunu çok iyi biliyorum. O reçeteye, ilaç gibi 3 madde yazılmış.
İktidarın payandası olan MHP’nin ”Ceza indirimi” adıyla yaptığı af teklifi, ülkenin her yönden mevcut olan bu karışık ve sıkıntılı durumunda gündemden kaldırılmalıdır. Bu çeşit bir af, daha önce merhum Bülent Ecevit’in kurduğu koalisyon hükümeti tarafından çıkarılmış, “Rahşan Affı” olarak söylenen bu aftan yararlananların çoğu, tekrar aynı ya da benzeri suçları işleyip, Cezaevine dönmüşlerdi. Çıkarılacak bu affın da böyle olacağı, o sebeple çıkarılmayıp, gündemden düşürülmesi isteniyor.
Bu ifade çok ilginçtir. Bugün Türkiye’de Hakim ve Savcıların yargı güvenliği yoktur. Hakim ve Savcılar verecekleri kararlarda tereddüt içindeler. Baskı ve tehditler onların adi , bağımsız ve tarafsız karar vermelerine manidir. Hakim ve Savcıların kararlarında, iktidardan yana olmaları isteniyor ki, başka bir söylemle “Militan bir yargı”nın oluşması isteniyor demektir. Aslına bakarsanız, çoktan oluşmuş bile. Bu cümleden olarak, bugün ülkemizde yargıya güven % 80 oranında azalmış, güvenirlik % 20’ler civarında kalmıştır. Halk, yargıya gittiği ya düştüğü takdirde, haklı olsa bile hakkını alabileceğine ve böylece adaletin tecelli edeceğine inanmıyor. Bendeniz de aynı kanıdayım, Uğradığım haksızlıklar sebebiyle, güven duymadığım yargının kapısının önünden bile geçmek istemiyorum.
Reçeteye yazılan üçüncü ilaç da bu. Kamu denetimi. Bu iktidar işbaşına geldiğinden beri, bu denetim hiç yapılmadı ve yapılmıyor. En büyük ve yetkili denetim kurumu olan Sayıştay’ın raporlar son üç yıldan beri TBMM’ne gelmiyor, yayınlanmıyor ve okunmuyor. Çok büyük paralar gerektiren işler için yapılan harcamalar, hep denetim dışında. Bu iktidar döneminde bir numaralı gündem maddesi olan yolsuzlukların üzerine gidilmiyor ve hiç biri yargının önüne çıkarılmıyor. 3628 numaralı Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele adlı kanun, bu 16 yıl içinde tek bir kamu görevlisine uygulanmadı. Oysa, bu kanun adeta bu dönem için çıkarılmıştı. Değerli okuyucularım; Daha ne reçeteler var, ama devleti yönetenler bunların hiç birine itibar etmiyor. Bakalım, bu hastalığı nasıl tedavi edecekler? |
|||
Etiketler: Al, Sana, “Acil, Reçete”, |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.