Küçük bir partinin lideri, ama farenin kedi ile oynadığı gibi, büyük partilerle oynayabiliyor. Muhalefet lideri, ama sürekli iktidar için çalışıyor. Şayan-ı hayrettir, bu millet ona ve partisine hala oy veriyor.
Değerli okurlarım; İktidar Partisinin İstanbul Belediye Başkanlığını kaybetmesine, o’ndan daha fazla üzülen olmadığı gbi, seçimin iptal edilmiş olmasına da, o’ndan daha fazla sevinen olmamıştır.
Öteden beri beyanlarına bakılırsa, tam bir “Kraldan Kralcı” tutumuyla herkesi şaşırtmakta, hiçbir iktidar partisi mensubu, bu iktidar için onun kadar mesai sarf etmemektedir.
Seçimin iptal edilip yenileneceğini daha önceden adeta haber veren Bahçeli, yeniden yapılacak seçim için “İstanbul’a mitili atacağım.” Yani, İstanbul’da kamp kuracağım, yapışıp kalacağım diyerek, bu seçimi iktidarın kazanması için iktidar mensuplarından bile çok çalışacaklarını açıkça beyan ediyor.
DEVLET BAHÇELİ, NEDEN BÖYLE YAPIYOR?
Devlet Bahçeli’nan merhum Alpaslan Türkeş’ten devir aldığı Milliyetçi Hareket Partisi bir koalisyona katılmak dışında, hiçbir zaman iktidara yakın olamamıştır. Hatta, Devlet Bahçeli’nin tutumu sayesinde, iktidar olmanın sorumluluğundan sürekli kaçmıştır.
Bu partinin sürekli oy kaybedip ve bir dönem seçim barajı altında kalması, Bahçeli’yi partisinden kaçırmış, ancak daha sonra tekrar partiye dönen Bahçeli, tek başlarına başarılı olamayacaklarını anlayınca, iktidar partisin kanatlarının altına girmiştir.
Siyasi tarihimizde, iktidara muhalefet etmesi için oy alan bir muhalefet partisinin, seçmenine ihanet edercesine iktidar partisi ile işbirliği yaptığı ise, hiç görülmemiştir. Ama, Devlet Bahçeli bunu yapmıştır.
Devlet Bahçeli’nin, başka yanlışları da vardır. O kadar ki, Partisi “Milliyetçi” bir parti olmalarına ve milliyetçiliği sürekli öne çıkarmalarına rağmen, “Her türlü milliyetçiliği ayaklar altına aldık.” diyen bir liderin partisinin kanatlarının altına girebilmiştir. Onun, bu şaşırtıcı tavrını anlayabilen tek bir kişi, bugüne kadar ortaya çıkmamıştır.
Bahçeli, küçük bir partinin lideri olmasına karşın, merhum Bülent Ecevit’le kurdukları hükümette iken, seçim tarihini belirleyerek, ülkeyi bir erken seçime sokmuş ve bugünlere gelinmesine, bir bakıma o sebep olmuştur.
Devlet Bahçeli’nin, bir zamanlar AK Parti lideri Tayyip Erdoğan’a çok ağır, hatta hakaret nitelikli laflar söylemesine karşın, onunla ve onun iktidarı ile işbirliği yapması, onun kişiliğini ortaya koymuş, “Kraldan çok Kralcı” olduğunu bir kere daha gösterip, herkesi şaşırtmıştır.
MHP’nin, bu son seçimde yurt genelindeki oy oranının % 7.4 olarak açıklanmasına karşın, Bahçeli’nin % 18.81 demesi ise, yine herkesi şaşırtmıştır.
Devlet Bahçeli, siyasi duruşu ve sık sık yaptığı çıkışlarıyla, halkın tasvibi yerine çok kere tepkisine neden olmaktadır.
Hz. İsa’dan önceki çok eski bir zaman diliminde kalan Bozkurt sevgisi ve Türk Milliyetçiliği vurgusu, onun dilinde sadece lafta kalmış, iktidarın resmi tabelalardaki Türk’ü ve Türkiye Cumhuriyeti’ni sembolize eden “ T.C ” nin bile kaldırılmasına, o seyirci kalmıştır. Tepkisizliği, hala devam ediyor.
Değerli okurlarım; Yaptığım bu açıklamalar kendi görüşümden ziyade, konuştuğum her kademedeki vatandaşlarımızın görüşleri ve tepkileridir.
Hiçbir siyasi partinin taraftarı olmadığım cihetle, Devlet Bahçeli ve partisine karşı da bir husumetim ya da sempatim yoktur. Benim bütün arzuladığım, onu Muhalefet Partisi olarak Meclise gönderen bu halkın beklentilerine cevap vermesidir.
Salt çıkar için girdiği iktidarın kanatlarının altından, bir an önce çıkmasıdır.
|