Nedense, eğitimin başına geçenlerde “Yapma” değil, hep bir “Bozma” merakı var. Tıpkı, şimdiki Milli Eğitim Bakanı gibi. Ama, tatiller konusunda doğru bir karar almış. Yeni tatil düzeni, öğrenci psikolojisine ve olması gereken eğitim düzenine uygun. Daha sonra biri gelip bozmazsa!
Değerli okurlarım; Milli Eğitim Bakanı’nın göreve başladığı günden bu güne, nihayet doğru bir karar verdiğini, okul tatilleri konusunda görebildik. O da, okullarda uygulanacak ara tatili kararı. Ancaaak, Eğitim Programlarında yaptığı değişikliğe gelince, tam bir felaket olmuş. Çok kısa anlatayım.
En göze batanı da, Liselerde ders sayılardın düşürmek ve derslerin önemini ortadan kaldırmak olmuş. Kısaca örnek vereyim.
9’ncu sınıfların ders sayısını 8’e, 10’ncu sınıfların 9’a, 11‘nci sınıfların 9’a ve 12’nci sınıfların ders sayısını 7’ye indirmiş ve bu çok yanlış olmuş.
Bununla da kalmamış, Fizik, Kimya, Biyoloji gibi Fen Derslerini, Doğa Bilimleri adı altında tek bir ders olarak toplamış. Evet, bunlar Doğa Bilimleri, ancak bunlar tek ders olarak okutulamaz. Bunların ayrı ayrı önemini göz ardı etmiş ve olmamış. Fizik dersinin maddenin dış, Kimya dersinin maddenin iç yapısını, Biyoloji’ninse, Fizik Kimya’nın aksine canlıları incelediği adeta unutulmuş. Bunların birleştirilmesi, o sebeple ve tamamen yanlış olmuş.
Daha da önemlisi, hayatın her alanında var olan Matematik, 10, 11 ve 12’ci sınıflarda seçmeli ders olmuş. Tıpkı İngilizce dersi gibi. İngilizceyi seçen olur da, acaba Matematiği kaç öğrenci seçer ve Matematik gibi bir ders seçmeli ders olur mu hiç? İnsanın aklı donuyor.
Matematik gibi bir ders seçmeli ders olurken, Din Bilgisi dersi bütün sınıflarda zorunlu “Ortak ders” olmuş. Acaba, bunun emri nereden geliyor? Diye bir soru insanın aklına geliveriyor.
Alın bir yanlışlık daha. 9 sınıflarda ortak ders sayısı 13 den 6’ya, 10’cu sınıflarda 12’den 3’e, 11’ci sınıflarda 8’den 3’e ve 12’ci sınıflarda 7 den yine 3’e indiriliyor.
Ortak ders sayısının azaltılması, müspet bilime dayalı derslerin seçmeli hale getirilmesi ve nihayet Din dersinin bütün sınıflarda ortak ders yapılması, Türk Eğitim Sistemini çağdaş eğitimin tamamen dışına itmeye ve Türk eğitimini öldürmeye yöneliktir.
1990’lı yıllarda, dönemin Milli Eğitim Bakanı merhum Avni Akyol’un getirdiği “Kredili Ders Sistemi” eğitimi nasıl içinden çıkılmaz bir duruma soktuysa, şimdiki sistem daha da kötü duruma sokacaktır.
Bundan sonra gelecek yönetimlerin, bu bozulan sistemin içinden nasıl çıkacaklarını düşünemiyorum.
OKUL TATİL SİSTEMİ İSE, UYGUN OLMUŞ
Esasen bu uygulama, bizim çocukluğumuzda da vardı ve benimsenmişti. 1959 yılına gelindiğinde, Milli Eğitim Bakanlığı bunu kaldırdı ve (Şubat tatili adıyla) tek ara tatil yaparak, uygulamayı bugüne kadar getirdi.
Oysa, 60 yıl öncesine kadar okullarda iki karne tatili vardı. Birincisi Aralık ayının sonunda, diğeri Mart ayının sonunda olup, birer haftalık tatillerdi. Bu tatile çıkmadan önce, öğrencilere birer karne verilir, Mayıs ayının sonunda da okullar yaz tatiline girerdi.
ŞİMDİ, UYGULAMA NASIL OLACAK?
Edinilen bilgilere göre yeni uygulama, önümüzdeki 2019-2020 Öğretim yılından itibaren başlayacak. 9 Eylül 2019 günü başlayacak olan yeni öğretim yılı, 19 Haziran 2020 günü bitirilecek.
18-28 Kasım 2019 ile 6-10 Nisan 2020 tarihleri arasında iki ara tatil verilecek. 20-31 Ocak 2020 tarihleri arasında da, eskiden olduğu gibi esas ara tatil olacak.
Sizin anlayacağınız, bundan böyle öğrenciler öğretim yılı boyunca 3 defa tatil yapacaklar.
Tatillerin uzaması, pek tabii ki yaz tatilini kısaltacak. Eskiden 13 haftalık olan yaz tatili, 11 haftaya düşürülecek.
UYGULAMA, OLUMLU OLACAK
Tatillerin bu şekilde düzenlenmesi, evvel emirde öğrenci üzerinde daha rahat çalışma, öğrenme ve okula gidip-gelme huzuru ve istek ve de güven verecektir. Yorulmayı ve zorlanmayı azaltacak, soğutmanın tam tersine öğrenciyi okula biraz daha ısıtacak/ bağlayacaktır.
Çok iyi biliyor ve hatırlıyorum, geçmişte ve bizim öğrenciliğimizde uygulanan bu sistem hoşumuza gidiyor ve okulları sıkıcı değil, daha çekici bir hale getiriyordu.
Burada dikkati çeken husus, Kasım yerine Aralık ayı, Nisan yerine de Mart ayı seçilebilirdi. Biraz, bu ayların üzerinde durmak ve düşünmek gerektiği kanaatindeyim.
Öğrencilerimize, velilerimize ve bozulan eğitim sitemimize hayırlı olmasını dilerim.
|