|
|||
Müge Anlı | |||
Naci AKAY | |||
Bugün size, bir “Otobiyografi” sunuyorum. Benim değil, Müge Anlı adlı TV Programcısının. Otobiyografi, kişinin kendi yaşamını anlatması, açıklamasıdır. Zor bir anlatımdır. Müge Anlı, bir gün gelir, belki kendi serüvenini de anlatabilir. Benim anlatmak istediğimse, onun başarısı ve bu topluma faydasıdır. Değerli okurlarım; Bu köşeyi izleyenler, çok iyi bilirler. Yazılarıma seçtiğim konularda benim için kişiler değil, toplum ve toplumun çıkarları öndedir. Ancak, öyle kişiler vardır ki, yalnız kusurları ve topluma verdikleri zararları anlatılırken, yine öyle kişiler vardır ki, topluma sağladıkları faydaları asla yadsınamaz. Ötekileri gibi, onları da göz ardı etmemek gerekir. Müge Anlı, işte onlardan biridir, Müge Anlı, genç bir TV Programcısıdır. Bana göre, sıradan bir programcı değildir. İşte o sebeple ; a) Gizli kalmış, örtülmüş ve unutulmaya yüz tutmuş ve de takipsiz kalmış olayları, devletten umudunu kesen çaresiz kalan vatandaşların başvurması üzerine, canlı ve resimli olarak gün yüzüne çıkardığı için, b) Emniyet güçlerinin bulup çıkaramadığı ve takipten vazgeçip, dosyalarının “Faili meçhul” kararı ile kapatılmasından sonra, bu dosyaların yeniden açılmasını sağladığı ve bunu yaparken üstün derecede başarılı olduğu için, c) Bir Emniyet görevlisi, Müfettiş, Savcı ya da Hakim’den daha etkili ve ayrıntılı biçimde olayları ve muhatap kişileri sorgulaması, olayları böylece meçhul olmaktan gün yüzüne çıkarması sebebiyle, Müge Anlı yazıma konu oldu. MÜGE ANLI NE YAPIYOR? Öncelikle, yayın yaptığı TV’nin bütün imkanlarını kullanıp, bu işte uzmanlaşmış ekiplerle çalışıyor. İşini bilen ekip çalışanları, TV’nin yayın gücünü de kullanıp, her yere girebiliyor ve her aradığı tespiti yapabiliyor. Müge Anlı, yaptığı tarafsız yayıncılıkla, kazandığı güveni kötüye kullanmıyor ve bunu devam ettiriyor. Yerine göre gizliliğe, kişilik hak ve hukukuna riayet ediyor. O sebeple, halktan ve yetkililerden büyük yardım görüyor. Mesela, 19 yıl önce işlenmiş, ancak bu uzun sürede takipsiz kalıp üstü örtülmüş Palu Ailesi’nin rezilliklerini ve cinayetlerini ortaya çıkaran ve iyi bir sorgulama ile adaleti tecelli ettiren Müge Anlı’nın bu başarısı hiç yadsınabilir mi? Ve de, ötekileri… Yayına ve yanına aldığı Hukuk ve Adli tıp uzmanlarının bilgilerinden de canlı olarak yararlanıp, oluşacak itiraz ve tereddütleri dağıtıyor ve de her şeye anında cevap verebiliyor. Hatta, bir adım öne gidip, kimi konuşmaları sakıncalı bulup, -(seyircinin hoşuna gitmese de)- bipleme dedikleri biçimde seslerini yok edebiliyor. Hepsinden önemlisi, hiçbir eksik tarafını bırakmadan, sorulması lazım gelen bütün soruları, uygun bir ifade ile soruyor, durum muhakemesi yapıyor, kandırmaca amaçlı yanlış verilen cevaplara müdahale ediyor, kısacası mükemmel biçimde sorgulama yapıyor. DEVLETİN GÜCÜ, DEVLETİN ADALETİ NEREDE? İkisi de var, ama nerede? Gün boyu oluşan haberleri TV’ lerin Ana haber Programlarından her akşam izliyoruz. Birinci sırada kadın cinayetleri, taciz ve tecavüzler, hemen onun yanında çeşitli dolandırıcılıklar, kazalar, kavgalar, yolsuzluklar. Kimilerinin failleri yakalanırken, bir sürü yakalanamayanlar var. Mağdur ve müşteki, kanlar içinde başına gelene çare ararken, yakalanan failler çıkarıldıkları Savcılık ya da Mahkemeler tarafından “Adli Kontrol” dedikleri uydurma bir kararla serbest bırakılıyor. Tanıdığım, üst derecedeki bir Emniyet görevlisi ile konuşuyorum. Dertli dertli diyor ki; “Suçluyu, kimi hallerde suçüstü yakalıyoruz. Her yerde var olan kameralar işimize çok yarıyor. Suçüstü hallerinde, zaten fazla delil aramaya gerek olmuyor. Suçluları ve bütün delilerini, adli makamlara teslim ediyoruz. Suçlu, Savcı ya da Hakim tarafından sorgulandıktan sonra, çok kere serbest bırakılıyor ve suçlu bizimle adeta dalga geçiyor. Gel de, bu ortamda huzur ve güven içinde görev yap. Mümkün değil.” Değerli okurlarım, Bu söylenenlerin aksi olsa, TV programcıları, Emniyetin, Adaletin yapması gereken görevi yapmaya kalkar mı hiç? Müge Anlı, hiç bu işe soyunur mu? ÖTEKİLERİN DE HAKKINI YEMEYELİM Değerli okurlarım, Müge Anlı’dan başka, diğer iki TV kanalına Serap Paköz ve Didem Arslan adlı sunucular da, aynı amaçla çok etkili programlar yapıyorlar. Onları da, zaman buldukça izliyorum. Didem Arslan’ın yaptığı bir programda, Türk erkeklerinin Bulgar kadınlarla evlenmek hayali ile dolandırılıp, nasıl büyük paralar kaptırdıklarını ve yuvalarını yıktıklarını, Serap Paköz’ün de, üvey annesi ile öz babasının 12 yaşındaki kızlarını nasıl boğazını keserek öldürdüklerini unutmak hiç mümkün mü? Tabii ki, saymakla bitmeyen ötekileri… Her biriini buradan kutluyorum. Kanal İstanbul Masalı ! Cumhurbaşkanı, yaptığı yeni bir açıklamada, Çılgın Proje dediği “Kanal İstanbul” adlı projesinin, ihale aşamasına geldiğini söyledi. Yani, onu yapmaktan vazgeçmeyeceklerini belirti. Güldüm. Tayyip Erdoğan, bu güne kadar nice çılgın projeler yaptı ve bu ülkeyi borçlandırıp, zarara soktu. Ancak, millet artık gözünü açtı. Kim ne derse desin, Kanal İstanbul yapılmayacaktır. Bunu yapmaya kalkanlar, önce bu milletin karnını doyurmak için proje üretsinler. Ankara ve İstanbul Başsavcıları, Güle, Güle ! Tayyip Erdoğan’ı Pınarhisar Cezaevinde rahatlatan ve Pınarhisar Savcısı iken Ankara Başsavcısı yapılan zat, şimdi görevinden alınmış. Hatırlanacağı üzere bu Savcı, Tayyip Beye hakaret eden bir Yunan gazetesi hakkında soruşturma açmıştı. Aynı Savcı, Akdeniz’de bulunan Türk Gemisinde izinsiz arama yapan Alman Gemisi hakkında da soruşturma açmıştı. Belki de, Uluslararası hukukta yeri var, ama ipleyen kim? Gol olmasa da, seyirciden gelen alkış, her halde yetiyor. |
|||
Etiketler: Müge, Anlı, |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.