Adı, Hamza Yerlikaya. Şampiyon olan bir güreşçi. Yalnız güreşte değil, sahtecilikte de şampiyon, Dürüst olmayan böyle bir kişiye, o makamları verenler hiç dürüst olabilir mi? İşte Türkiye’yi yönetenlerin hali!

      Değerli okurlarım, Türkiye’yi babalarının çiftliği gibi yönetenlerin, işte yeni bir marifeti daha. Bir diploma sahtekarına, yüksek ücretlerle tam 4 yüksek makam birden vermişler.

      Bu paralar kimin cebinden çıkıyor? Bu millete yazık değil mi? Helal kazanmak varken, bu haksızlık bu aç gözlük ve bu sahtecilik niye? Olayı anlatayım.

      Adı, Hamza Yerlikaya. Bir Milli güreşçi. Uluslararası yarışmalarda başarı sağlamış ve Türkiye’nin gururu olmayı başarmış. Takdir ve saygı görmüş.

                                          BURAYA KADAR İYİ DE…

        Bundan sonrası pekiyi değil. Başarılarına bakılıp önce Adalet ve Kalkınma Partisi’nden Milletvekili yapılmış. Vekillere ödenen en yüksek aylığı almış.

      Daha sonra Spor Bakanı Yardımcısı yapılmış. Yani, Bakanlık katına yükselmiş. Derken, ne hikmetse daha doğrusu Cumhurbaşkanı ona neyi danışacaksa, “Cumhurbaşkanlığı Baş Danışmanı” yapılmış. Böylece maaş sayısı artırılmış. Artık, paraya para demiyor.

      Onu himaye edenler bunlarla da yetinmeyip, son olarak da bir Devlet Bankası olan Vakıflar Bankası’na onu Yönetim Kurulu üyesi olarak tayin ve taltif etmişler. Oha hoş geldin diyen Banka, onu ayrıca Bankanın Yönetim Kurulu Başkan Vekili olarak onurlandırmış. Yani, Bankanın en üst yetkililerinden biri olmuş.

      Bu durum, bütün herkesin dikkatini çekince, geçmişi kurcalanmaya başlamış.

                                      BİR DE NE GÖRSÜNLER ?

      Hamza Yerlikaya adındaki bu kişi, sadece Ortaokul mezunu. Kendisine verilen Lise diploması sahte. Yani düzmece. O, Lisede filan  hiç okumamış.

    Bu millet nice sahteciler gördü, ama böylesini değil. Bu memleketin yetkili yöneticilerinin hiç biri, bu döneme kadar  böyle bir sahteciliğe hiç göz yummadı.

      İşin ilginç yanı, bu kişi bu sahte diploma ile Beden Eğitimi dalında yüksek öğrenim bile yapmış.  Temeli olmayan bir binaya, çatı yapmak gibi. Yapılan bu sahtecilik, Mahkeme kararıyla da ayrıca tescil ediliyor.

     Değerli okurlarım, olayın kahramanı olan bu güreşçi, sıkıştırılınca her şeyi itiraf ediyor. Ancak, ben yapmadım, benim adıma yapmışlar diyor. Yalan da, bu kadar olur.

    İşin ilginç yanı, ona bu makamları veren partinin Gurup Başkan Vekili Meclis kürsüsünden o sahte diplomayı gösterip, güreşçiyi tebrik ediyor, onunla gurur duyduklarını söyleyip, gözlerinden öpüyor. İşte, sözün bittiği yer…

                             HAMZA’NIN ADI, BİR OKULA VERİLİYOR

    Partisi tarafından yere göğe sığdırılamayan Hamza Yerlikaya’nın adı, bu kere Sivas merkezde bir Ortaokula veriliyor. Hamza Yerlikaya Ortaokulu diye.

    Sahte diplomalı bir kişinin adının bir okula verilmesi, Eğitim İş Sendikasını harekete geçiriyor.  Mahkemeye başvuran sendika, bu adın kaldırılmasını istiyor. Ancak, yetkililer bu adı kaldırmıyorlar.

   İşin bir başka ilginç yanı, 1951 yılından beri uygulanan Eğitim Kurumlarına Ad Verme Yönetmeliğine göre, bir sahtecinin adı hiçbir okul ve kuruma verilemez hükmüne rağmen bu yapılıyor.

   Kaldı ki, bir sahteci kendi parası ile bir okul yaptırsa da, Yönetmeliğe göre onun adı bu okula yine de verilemez.

     Olay yargıda.  Bakalım,  bağımsız,  tarafsız ve  korkusuz adaletimiz, buna ne diyecek?

     Şimdi merak ediyorum. Binlerce diploma imzaladığım İstanbul’da, bana da gerçektir diye böyle sahte diploma imzalattılar mı acaba?

     Hamza’ya tekrar dönersek,  bu durumda değişen bir şey olmayacaktır. O, elde ettiği bu makamlardan maaşını birer avanta olarak almaya devam edecektir.

     Kendisi yaptığı açıklamada, “Ben, bu paralarla yoksullara yardım ediyorum” diyormuş, ama yerseniz!

    Ona tavsiyemiz, “askıda ekmek” uygulaması yapan fırınlara gidip, askıda ekmeğe yardım etsin.  Sakın, askıdaki ekmekleri alıp götürmesin.