Öğrenciler, harıl harıl bir Üniversiteye yerleşmeye çalışıyor. Devlet olmaz ise, Özel denilen Vakıf Üniversitelerine başvuruyorlar. İyi, ama artık eski Üniversiteler yok. Özeller, tam birer ticarethane olmuş!
Değerli okurlarım; “Dandik” sözcüğü, argo bir sözcük gibi kullanılsa da, “Düşük kaliteli, niteliksiz, önemsiz, değersiz.” anlamında ve sıkça kullanılıyor. Tıpkı, bizim şimdiki Üniversitelerimiz gibi.
Haklarını yemeyelim. Dandik olmayanlar da var. Geçmişi çok eskiye dayanan ya da tam anlamıyla bir bilim yuvası olarak kurulan ve çalışan Üniversitelerimizi, bu tanımlamanın dışında tutmak gerekir.
NÜFUS ARTINCA, ÜNİVERSİTE SAYISI DA ARTTI, AMA…
Ülkemizde nüfusun artmasıyla birlikte, gençlerin yükseköğrenim yapma isteği, meslek seçiminde yüksek tahsilli olmanın önemli bir avantaj haline gelmesi, Üniversitenin cazibesini artırdı.
Tıpkı, yakın geçmişte dağa taşa yayılan Anadolu Liseleri gibi.
Kimi özel ve yabancı okullarda olduğu gibi, Fen Derslerinin yabancı dille okutulması merakı, bir Anadolu Liseleri furyası yaşattı. 1980’li yılların ilkyarısında açılmaya başlanan bu okullar, Fen dersini yabancı dille okutacak öğretmen bulunamayınca, onlarda “Dandik” duruma düştüler.
Anadolu liseleri işlevini yitirdi, ama benzeri maksatla açılan özel okul sayısı günden güne arttı. Yabancı dil öğretimi ikinci plana itildi. Bu okullar, tam bir ticarethane haline geldi. Buna karşın şimdilik öğrenci bulabiliyorlar.
ÖZEL ÜNİVERSİTELER DE, YÜKSEK ÖĞRENİMİ BOZDU
Gençlerin yükseköğrenim yapma isteği artınca, devlet Üniversiteleri yeterli olmadı ve tıpkı Anadolu Liseleri gibi, bir çok vilayet merkezinde Özel Üniversiteler acımaya başlandı.
Bu Üniversiteleri kişiler eliyle değil, bu maksatla kurulan danışıklı Vakıflar eliyle yaptılar ve yapıyorlar.
Bütün dünyanın geleneğinde Vakıf, teraküm eden bir paranın ya da malın insanlığa hayır amaçlı kullanılması için kurulan müesseselerdir. Onların, bu sebeple ulviyeti vardır. Öyle, ticari amaçla salt para kazanmak için Vakıf kurulmaz. Ama, bizde öyle olmadı, olmuyor. Şimdi, Üniversite kurup, bunun ticaretini yapmak için Özel Üniversite kuruluyor. Devlet de, bunun destekçisi.
Halk arasında “Vakıf Üniversitesi” denilen bu Özel Üniversitelerin 10’da 9’u, ticari amaçla kurulmuştur.
DEVLET DE GERİ KALMADI
Son çeyrek asırda Vakıf Üniversiteleri mantar gibi biterken, hemen bütün İllerimizde birer devlet Üniversitesi açıldı. Kimi bulunduğu yerin adıyla, kimi özel adlarla açılan bu Üniversitelerin, ticari amaçları olmasa bile, Vakıf Üniversitelerinden hiçbir farkı olmadı. Hatta, onların bile gerisinde kaldılar.
Bir zamanlar ülkemizdeki Üniversite sayısı iki elin parmak sayısını geçmezken, şimdi toplam sayının 203’e ulaştığı, bunun 83’ünün Vakıf Üniversitesi, geri kalanının devlet Üniversitesi olduğu ifade ediliyor.
Ne var ki, ücretsiz olmalarına rağmen kimi devlet Üniversiteleri yerine, Vakıf Üniversiteleri tercih ediliyor. Çünkü, Üniversitelerin çoğunda öğrenimin kalitesi ortada kalmamış.
ÖĞRETİM ELEMANI BULMAK ZOR!
Değerli okurlarım, Üniversitelerin en büyük derdi, öğretim elemanı bulmak. Adamın adının önüne Profesör yazmakla Profesör olunmuyor. Profesör, bilim adamı demektir. Ne vaz ki, birçoğu bu vasfı taşımıyor.
Daha ast rütbeleri oluşturan, Doktor, Doçent ve Yardımcı Doçent (ne demekse?) unvanları da -tabirimi mazur görün- bu kişilere koftiden veriliyor. Üniversiteler öğretim elemanlarını, işte böyle temin ediyorlar.
BAŞIM ALIP, NERE GİTSEM?
Liseyi bitiren gençler, şimdi bu şarkıyı söylüyorlar. “Derdimi kimlere desem, başım alıp nere gitsem?” Yani, hangi Üniversiteyi tercih etsem?
Haklı olarak soruyor. Sınav başarı puanım tutsa da, yapacağım tercih, ileride beri pişman eder mi? Bu kadar çok para, bir Özel üniversiteye verilir mi?
Mezun olduğumda, hayatta beni neler bekliyor? Okuyacağım Üniversite, bana kazançlı ve saygın bir meslek kazandırır mı? Say, sayabildiğin kadar.
ÖĞRENCİ KAPMA YARIŞI
Dikkat edilirse, Özel üniversitelerde tam bir “Öğrenci Kapma Yarışı” var. Sınavlarda yüksek başarı gösterenlere, tamamen ve kısman burs vermekten tutun da, kendilerini tercih edecek olan öğrencilere çeşitli imkanlar sunmak istiyorlar.
Bütün mesele, öğrenci sayısını artırmak, böylece Üniversiteyi maddi yönden daha kazançlı bir kurum haline getirmek.
İşin ilginç yanı, bütün Vakıflar amaçları, görevleri ve mali yönden Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından denetlendiği halde, Üniversite kuran Vakıfların hiçbir şekilde ve zamanda denetlenmediği belirtiliyor.
O sebeple bu vakıfların, tamamen bir ticari kurum olarak kullanıldığı kolayca anlaşılıyor. Bu doğru ve yasal değil.
Değerli okurlarım; İster devletin, ister bir Vakfın bünyesinde olsun, Üniversite eğitimi almak, her gencin hakkı hatta görevidir,
Ülkemizde eğitimin pahalı bir sektör haline geldiği düşünülürse, halkımızın çocuklarına bu eğitimi vermeleri, çok zor hale gelmiştir.
Hele, Üniversiteyi bitiren gençlerin işsiz kalması ve her geçen zamanda Üniversiteli işsizlerin çoğalması, Üniversitenin cazibesini azaltmıştır.
O halde, devletin sıradan eğitim vermek yerine, teknik ve bilim adamı yetiştiren donanımlı Üniversitelere önem vermesi, destek olması ve mezun olan gençlere de yeni iş alanları açması gerekmektedir.
Öyle bir devlete, ne yazık ki şimdi sahip değiliz.
Çerez politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez kullanmaktayız. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız. Çerez Politikası