Dünyayı saran bulaşıcı hastalık, Türkleri korkutamadı. Sağlık yetkililerinin ve devletin bütün uyarılarına rağmen, tedbir almakta hala hata yapılıyor. Kısacası gerekli tedbir alınmıyor. Bu korkusuzluk acaba neden?

    Değerli okurlarım;  Bizim toplumumuzda korkmayan, biraz da saygısız insanlara “Kabadayı” derler. Saygısızlık yazımızın dışındadır, ancak oldukça korkusuz bir millet olduğumuzu rahatça söyleyebilirim.

     Baksanıza dünyayı titreten ve nice canlar alan “Covid-19” adlı Coronavirüs salgını, vatandaşlarımızı pek korkutmuyor. Devletin ve tıp otoritelerinin bütün uyarılarına rağmen, tedbirsizlik almış başını gidiyor.

    Vatandaşlarımızın bir çoğu yasaklanmasına rağmen ve üstelik para cezasını da göze alıp, sokaklara çıkıyor. Maske mecburiyetine rağmen, takmıyor. Maskesi olanların bir kısmı yüzünde değil, maskeyi cebinde taşıyor.

   Sosyal mesafe denilen birbirlerinden seyrek durmayı beceremiyor ve birbirlerine çok yaklaşıyorlar. Hatta o kadar ki, bazen neredeyse birbirlerinin üstüne çıkacaklar.

    Hele, Cumhurbaşkanı’nın 9 Haziren günü açıkladığı yeni serbestlikler, bu gevşekliği iyice sulandıracaktır.

                             YÖNETİCİLERİN KARARLARI DOĞRU MU?

    Hepsi doğru değil. Edindiğimiz bilgilere göre, tıp otoritelerinden kurulu olan Bilim Kurulu’nun tavsiye ve kararlarına pek uyulduğu söylenmiyor. Çünkü, kendilerini Bilim Kurulu’nun üstünde görenler var.

      Sokağa çıkma yasağı da, gereği gibi uygulanmadı. Özellikle ileri yaştaki kişilerle, henüz reşit sayılmayan kişilere uygulanan tecrit yasağı, yaşlıları daha çok hasta ediyor. Bütün uyarılara rağmen, otorite bunu dinlemiyor ve kararından vazgeçmiyor. Nihayet, son alınan kararla bu düzeltildi.

      Mesela, yaşlılara tanınan bir günlük serbestlik, Pazar günü yerine hafta içi bir günde tanınabilirdi. Böylece, yaşlılar mesai gününde öteki ihtiyaçlarını da karşılayabilirlerdi.  Ancak, bu yapılmadı..

                             AÇIKLAMALAR  ACABA  DOĞRU MU?

     Sağlık Bakanı hemen her akşam, salgınla ilgili rakamları açıklıyor. Halkımız da bunu merak ediyor. Ne var ki, açıklanan rakamlar acaba ne kadar doğru?

    Söylenen rakamlar acaba, ortalığı yatıştırmak ve yetkililerin başarısını göstermeleri bakımından yanlış olarak mı söyleniyor?

     Son günlerde, yapılan test sayısının fazla, hastalığa yakalananların sayısının (Vaka sayısı) az, ölenlerin az, tedavi olup kurtulanların her gün fazla gösterilmesi acaba ne kadar doğru? Bunu bilen var mı?

                                         FAZLACA  UMUTLANMAYALIM.

    Değerli okurlarım, adına “Normalleşme” dedikleri, eski günlere dönme konusu, halkımızı büyük bir gevşekliğe itmiş durumda. Daha önce de ifade ettiğim gibi, normalleşmeye dönme, çok erken olmuştur.

     Öyle görülüyor ki, çeşitli kurumların aldıkları tedbirler doğrudur, gereklidir ancak, bu tedbirlerde geçen süre içinde gevşeme vardır.

    Geçen gün gittiğim berberde hiçbir tedbir görmedim. Anlattıklarına göre, başlangıçta her türlü tedbiri almışlar, ama onlar da şimdi gevşetmişler. Gerekçesi, “Bize bir şey olmaz(!)” Ben de tıraş olmaktan vazgeçtim.

     Göreceksiniz, alınan bütün o tedbirler yaz boyunca gevşeyecektir. Açıklanmasa da, vaka sayısındaki ve ölüm oranındaki artışlar yine başlamıştır. Her şeye rağmen, siz siz olun tedbiri elden bırakmayın. Alınacak tedbir çoktur, ancak 3 tanesi var ki, çok ama çok önemlidir.  İnsanlara 2 metreden fazla yaklaşmamak, Maske takmak ve Elleri sıkça yıkayıp ağız ve buruna sürmemek.

                   MASKELERDE HİLE VAR, KİMİ MASKELER UYDURUK!

    Değerli okurlarım, Ücretsiz vereceğim diyerek Maske işini yönetemeyen devlet, şimdi serbest bıraktı. Maskeler 1 lira bedelle Eczanelerde, marketlerle kimi Bakkal dükkanı ve Büfelerde satılıyor.

    İşe yararlık ve Kalite denetimi yapılmadığı için merdiven altlarında üretilip, 10 kuruşa mal edilen yararsız maskeler de 1 liraya satılıyor.

     Esasen bu salgınla, kolonya ve öteki dezenfektanlar dahil,  vurguncular her üründe büyük kazançlar sağladılar. Devletin denetim otoritesi kendini göstermeyince  de, bunu rahatlıkla yaptılar, yapıyorlar,

     Son sözüm şu ki, maske alırken de dikkat edin. Her konuda,  büyük ve küçük rantçılara güvenmeyin. Yahudi’nin dediği gibi “Babanıza güvenmeyin!”

     Sağlıklı günler…