O, güzel sanatların en güzel dalında yetenek sahibi. Öteki usta sanatçılar gibi, o da sanatı bilimle buluşturuyor. Musikiyi iyi biliyor ve birden fazla sazı, hem de usul ve nota ile çalıyor. Öğrencilerini bir evlat gibi bağrına basıp, ilerlemiş yaşına rağmen onlara musikiyi öğretiyor. Ancak, Saray halkı çocukları adına onun bu yeteneğinden yeterince yararlanmıyor.
Değerli okurlarım; Bu gün konumuz sanat üzerine. Daha doğrusu, sanatın kollarından biri olan Musiki üzerine.
Her toplumdan, çeşitli alanlarda yetenek sahibi insanlar çıkıyor. Saray İlçesinde de, Musikiye meraklı ve yetenekli bir kişi çıkmış. O da Süleyman Erdegül. O kadar ki, bu yeteneğini hobi olmaktan öte dışa vurup, güzel sanatların Müzik alanında çevresine de yararlı olmaya başlamış.
Kendisini tanıdığımda, Belediyenin girişimi ve katkısıyla istekli ve yetenekli öğrencilere ücretsiz Ses ve Saz dersleri veriyordu.
Birkaç defa ders çalışmalarını izledim. Öğrencilerine sadece kulak yeteneği ile değil, musikiyi nota, usul ve solfej kurallarını uygulayarak öğretiyordu.
Aklıma hemen, İstanbul’da görev yaptığım yıllarda okullarda uyguladığımız Müzik eğitimi geldi. Ortaokul birinci sınıfından başlayıp, Lisenin son sınıfına gelen öğrencilerin büyük çoğunluğu ne yazık ki nota bilmiyordu. Çünkü, öğretmenlerimiz çocuklara gerekli ve yeterli nota bilgisi vermiyorlardı.
Kendi kendime, “Eğer Süleyman Hocayı daha önce tanısaydım, ona Liselerimizde Müzik Öğretmenliği ya da bir Halk Eğitim Merkezi’nde bu dalda Usta öğreticilik görevini pekala verirdim.” Demiştim.
Türkiye’de, en zor tabir edilen Müzik notalarını bile su gibi okuyan ve çalan iki kişi tanıdım. Biri, Ses Sanatçısı Bülent Ersoy’du. Bu kadın, notaları sesi ile, hem de su gibi dedikleri biçimde hatasız okuyordu. Diğeri ise Süleyman Hoca ki, o da notaları yine su gibi ve hatasız çalıyordu. Yani, biri sesi ile okuyor, diğeri sazı ile çalıyordu. İkisine de, takdirle hayranlık duymamak mümkün değildir.
BÖYLE YETENEKLERİ BULMAK ZOR!
Musikiye olan merakım sebebiyle, Süleyman Hoca’nın okulların öğretim yılı sonuna rastlayan dönemde düzenlediği konserlerine de katıldım. Hoca, kısa zaman aralıklarında yetiştirdiği öğrencileri ile hem enstrümantal, hem de sesli solo ve koro halinde başarılı sunumlar yapıyordu.
Ne var ki, böyle yetenekli çocuklara sahip olan Saray halkı, bu yeteneklerin gelişmesine fazlaca imkan vermiyor, aksine körelmesine, yitip gitmesine adeta göz yumuyorlardı. Oysa, yalnız Musiki alanında değil, öteki alanlarda da yetenekli çocuklarımız vardı, ancak aileler nedense bu yeteneklere de sahip çıkmıyorlardı.
Neyse, birkaç yıldan beri Belediyenin “Yaz Okulu” adı altında, kimi dallarda böyle yetenekli ve istekli çocuklar için Yaz Kursları açtığını görüyoruz. Yeni seçilen Belediye Başkanı Özgen Erkiş’in de, bu uygulamayı devam ettireceği, hatta yıl boyunca sürdüreceği umut ediliyor.
Öte yandan Süleyman Erdegül Hoca, öğrencileri ile sık sık bir TV kanalına çıkarak, orada da yeteneklerini gösteriyorlar. Bu durum ayrıca, Saray İlçesinin enformasyonu için de pek faydalı oluyor.
Gönderdiği davete göre Süleyman Erdegül Hoca, Bayramı takip eden 11 Haziran Salı günü akşamı öğrencileriyle “Yıl Sonu Konseri” vereceklermiş.
Konser, onun 20’nci Sanat yılı kutlaması da olacakmış. Şimdiden tebrik ediyorum.
Öyle sanıyorum, parmakları tellere uzandığı sürece Süleyman Erdegül Hoca, sazını çalmaya ve öğretmeye devam edecek. Ondan yararlanmak lazım.
|