Onlar, haftanın her Çarşamba günü evdeki işlerini bırakıp, sosyal bir yardıma koşuyorlar. Bütün yeteneklerini kullanıp, eski Pazar yerinde cüzi bir bedelle halka yemek dağıtıyorlar. Yaptıklarından tattım, çok beğendim. Güzel bir sosyal yardımlaşma yapıyorlar, tebrik ediyorum.
Değerli okurlarım; İstanbul’da Eğitim Vakfı’nı yönettiğim günleri hatırlıyorum. Gezmeye ve daha rahat yaşamaya alışmış olan kimi kadınlar, haftanın belli günlerinde yaptığım toplantılara katılıp, muhtaçlara ve okuyanlara yardım için can atarlardı. Ben de onlara, devletin bütün imkan ve kolaylıklarını sağlardım.
Gelir elde etmek amacıyla yaptıkları yemekler, balolar, kermesler, sergiler ve benzeri sosyal faaliyetler, basının da haberleri ile halkımıza duyurulurdu.
Okuma çağındaki çocuklarımız, tabii ki onları okutmaya çalışanlar, bundan çok hoşnut olurlardı.
SARAY’DA BENZERİ BİR DURUM VAR.
Geçen yıldan beri ilgimi çekiyor. Saray’ın eski Pazar yerinde bulunan ve Belediyeye ait dükkanlarda benzeri bir durumu görüyorum. Kimi kadınlar, yaşlarına ve sağlık durumlarına bile bakmadan orada bir araya gelip, “Gönüllüler Mutfağı” adlı bir yemek ünitesi açmışlar.
Belediye’den destek alan ve birlikte çalışan “Saray Kent Konseyi” ve onun yöneticileri de, bu sosyal faaliyete destek veriyorlar.
Haftanın her Çarşamba günü, önceden yaptıkları hazırlıklarla toplanan kimi kadınlar, kurulan mutfakta gıda üretiyorlar, yani yemek yapıyorlar.
Kapının önündeki alanda kurulan masalarda, Pazar alış-verişine gelenler ve isteyenler bu mutfaktan yararlanıp, karnını doyurabiliyor. Bedeli ise, çok cüzi bir para.
Cüzi de olsa, toplanan paralar Kent Konseyi marifetiyle muhtaçlara yardım olarak kullanılıyor. İşin, pek takdir edilen tarafı da zaten bu.
Yaptıkları yiyeceklerden ben de tattım ve yapana sordum. “Yemeğinizi çok beğendim, sizi yazarak tanıtayım” deyince, “Ben bunu tamamen yardım olsun diye, hem de severek yapıyorum. İsimsiz bir gönüllüyüm.” deyince, pek takdir ettim. “Bravo sana” demekten kendimi alamadım.
BÖYLE YARDIMLAŞMALAR ARTMALI!
Değerli okurlarım, esasen bizim halkımız yardımı ve yardımlaşmayı çok sever. Çünkü, insanlara yardım etmenin, ilahi bir kazancı da vardır. Özellikle düşkün, muhtaç insanlara yardım etmek gelenektir, bizim insanımıza onur ve gurur verir.
Saray’daki kimi kadınların gezmek ya da evde oturmak yerine böyle bir yardımlaşmayı seçmesi, göreni mutlu ediyor. Bundan, bendeniz de çok mutlu oldum.
Önce, bu işe gönül veren kadınları, sonra da buna sebep olan Kent Konseyi yetkililerini tebrik ediyorum.
Ziya Paşa ne diyordu? “Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz.” Yani, ”Aynadaki görüntüsü yaptığı iştir insanın, onun söylediklerine değil, ürettiği emeğe, işe, hizmete, esere bakılır.” Tıpkı, Saray’lı kimi kadınların yaptıkları gibi…
|