KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Türkiye’ye yine zehir kusmuş. O, bunu hep yapıyor. Rumlarla dostluk kuran bu zatın, o makamda ne işi var? Kıbrıs Türkleri, neden bunun farkında olmuyor?
Değerli okurlarım, Yavru vatan dediğimiz ve 1974 harekatında 496 şehit vererek bugünkü haline getirdiğimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), bugün bir hainin Başkanlığında yönetiliyor.
Türkiye’ye hiçbir şekilde “Eyvallah” ı olmayan ve her fırsatta Türkiye’ye zehir kusan bu kişi, Türk düşmanı olan Rumlara devamlı göz kırpıyor ve dolaylı da olsa onlardan yana görünüyor. Adı, Mustafa Akıncı.
DÖRDÜNCÜ CUMHURBAŞKANI
Kurucu Cumhurbaşkanı dediğimiz merhum Rauf Denktaş’tan sonra, M. Ali Talat ve Derviş Eroğlu Cumhurbaşkanlığı yaptılar. Derviş Eroğlu, milliyetçi bir kimse idi. Rauf Denktaş’ın izinden ayrılmadı. Dördüncü olarak, bu adam seçildi.
M. Ali Talat, Mustafa Akıncı kadar olmasa da, Rumlarla gizli bir yakınlık içindeydi. Verdiği demeçlerden bunu anlamak mümkündü. Ancak, bu Mustafa Akıncı’nın yaptığını, hiç biri yapmadı. Akıncı’nın yaptığı, bu davaya ve Türkiye’nin himayesindeki bu küçük ülkeye ve de onu seçen halkına büyük ihanetti.
Mustafa Akıncı, Rumlarla yaptığı görüşmelerden sonra bunu devamlı htiriyor ve Rumlara hep sıcak bakıyordu. Bu sempati, ailesine de yansımış olmalı ki, kızını bir Rum’la evlendirmişti. Akıncı da, bu yakınlığına karşı Rumlardan hep ilgi ve sıcaklık görüyordu.
Mustafa Akıncı, Türkiye’nin Suriye’de başlattığı son “Barış Pınarı” harekatına karşı çıkmış, “Adı pınar da olsa akan su değil, kandır.” diyerek, hem 1974 Barış harekatı için, hem de bu harekat için Türkiye’yi eleştirmişti.
MUSTAFA AKINCI’NIN KUSTUĞU SON ZEHİRLER
Son olarak İngiliz The Guardian Gazetesi’ne demeç veren Akıncı, çizmeyi iyice aşıyordu.
Demecinde ez cümle, (Rumları kastederek) Güneyle yakınlık kurmak gerektiğini, Kıbrıs’ta onlarla bir federasyona gidilmesini, KKTC’nin Türkiye’nin himayesinden kurtulması gerektiğini ve ekonomik bağımsızlığına artık kavuşması lazım geldiğini, KKTC’nin Ankara tarafından yutulabileceğini, KKTC’nin Türkiye’ye bağlanma ihtimalinin korkunç olduğunu ve böylece Türkiye’nin bir ili olabileceğini, Tayfur Sökmen’in, Hatay’ın Türkiye’ye bağlanmasını kabul ettiğini ancak, kendisinin bir Tayfur Sökmen olmayacağını Söyleyerek, Kıbrıs davamıza büyük ihanet içinde bulunduğunu açıkça ve korkusuzca beyan etmiştir bu Aleko Mustafadis.
BU ADAMIN SÖZLERİ, YENİDEN SEÇİLMEK İÇİN, ANCAK HAVA ALIR
26 Nisan 2020’de KKTC’de Cumhurbaşkanlığı seçimi var. Bu kişi, seçimlerde yeniden Cumhurbaşkanı adayıdır. Mustafa Akıncı, bu tutarsız sözleriyle bu seçime hazırlık yapmaktadır.
Ancak ne yazık ki, KKTC’de Rumlarla yakınlık kuran, onlar gibi Avrupa Birliği’ne girmek isteyen ve Mustafa Akıncı gibi kimi düşünenler de vardır. Mustafa Akıncı, işte bunlara güvenip yeniden aday olmakta ve bu tutarsız ve çirkin sözleri söylemektedir. Böylece, Kıbrıs davasına ihanet etmektedir.
O sebeple, yapılacak seçimin sonucunu merakla bekliyorum. Burada, KKTC halkı da büyük sınav verecektir. Düşüncem o ki, yetkililerin bu adamın sözlerini kınayan demeçlerden başka, ona haddini bildirmeleri gerekir.
Türkiye’den beslenen ve güç alan bu kişinin, davaya ve sahiplendiği koltuğa ihanet etmesi, katiyen affedilemez. Mutlaka haddi bildirilmelidir.
26 Nisan günü yapılacak seçimlerde, Kıbrıs Türk halkı onu tekrar Cumhurbaşkanı seçerse, bu halka da şüphe ile bakmak gerekir.
|