Bu Pahalılık Neden? Buna Dur Diyecek Yok mu?

      Pandemi salgını başladığından beri, piyasaları denetleyen yok. Fırsatçı satıcılar, fiyatları neredeyse iki katına çıkardılar. Söylesinler bakalım, halkın kazancı iki katına çıktı mı?

     Değerli okurlarım, Fırsatçılık insanın fıtratında yani yaradılışında vardır. Uygun zamanı ve zemini yakalayıp, bundan çıkar sağlamak hep olağandır. Böylece muhatabını mağdur etmek, kaba bir tabirle kazık atmak, fırsatçıların işidir.

     İşte, Mart 2020 başından beri  topluma musallat olan Corona Virüsü, bu fırsatçıların iştahını açtı. Gıda maddeleri başta olmak üzere, iğneden ipliğe bütün malların fiyatlarını neredeyse iki katına ve daha fazlasına çıkardılar.

                                DEVLET YOK, DENETİM DE YOK!

   Görüştüğüm vatandaşlar açık konuşuyor ve “Denetim yok, çünkü devlet yok!” diyorlar.  Halkımızın büyük çoğunluğu sebze-meyve gibi gıda ihtiyaçlarını kurulan semt pazarlarından temin etmeye çalışırken, diğer bütün ihtiyaçlarını marketlerden almaya çalışıyorlar.

    Önceleri semt pazarları hem çeşit, hem de fiyat bakımından halkın gücüne göre alış-veriş edebildiği yerler iken, şimdi onların yanına da yaklaşılmıyor.

    Ancak, Diyanet İşleri Başkanı onun kolayını bulmuş. Fetva gibi verdiği demecinde, “Pazarlara, dağılma saatinde yani akşam üzerleri gidin, daha ucuz bulursunuz” derken, seçilmişleri, çürümüşleri atılanları alın, çöplüklerde hepsi var demek istiyor. Çünkü onun karnı hep tok, sırtı hep pek. Geçim derdi yok ki, hazırdan besleniyor.

   Sözüm ona Ticaret Bakanlığı fiyat denetimlerini, Tarım Bakanlığı da Gıda denetimlerini yapıyor. Daha doğrusu yapmıyorlar. Özellikle fiyatlar konusunda bu Bakanlığın hiç, ama hiçbir çalışması ve gayreti yok. İsteyen sattığı mala, istediği fiyatı koyuyor. Öyle ki, sözleşmişler gibi bütün satıcılarda aynı aç gözlülüğü görüyoruz.

    Tarım Bakanlığı’na gelince, arada bir denetim yapıp, hileli gıda üretenleri ve satanları ilan etse de, cezalar çok hafif. Bu sahtekarlar, cezayı ödeyip fiyatlarına ekliyor ve hileye devam ediyorlar. Meslekten men edilen yok. Hapis cezası alan da yok. Kanun mu yok? Derseniz Var, ama uygulayan yok!

                               NEREDE O MİLLİ KORUMA KANUNU ?

    1955 senesiydi. Dönemin Adnan Menderes hükümeti, “Milli Koruma Kanunu” diye bir kanun çıkardı. Amaç, muhtekir denen bu fiyat şişirenleri denetlemekti. Karşılık olarak para cezasından başka hapis cezası da vardı. Uygulandı, hapse girenler oldu. Ne var ki, kimi güç odakları devreye girince, kanun uygulamadan kalktı, kazıklamaya devam edildi.

      Değerli okurlarım, bu günkü durum yine böyledir. Sırtı kalın olanlara ceza filan işlemiyor. Kanun olsa da uygulanmıyor.

    Bu duruma göz yuman iktidar ortada. Siz yine, onlara oylarınızı vermeye devam edin. Yediğimiz kazıklar için “Afiyet olsun!!” derim.