Toplumdaki kimi aşağılıklar, öyle ağır ve çirkin suçlar işliyor ki, çıkarıldıkları mahkemenin ilk duruşmasında hakim onları serbest bırakıyor. Halk, karara isyan etse de, hakimin umurunda bile olmuyor. Mağdur olan, hakimin bir yakını olsa, kararı böyle mi olur acaba? İşte, önümüzdeki yargı reformu, böyle hakimleri adaletin içinde mutlaka çıkarmalıdır.
Değerli okurlarım; Özellikle akşam saatlerinde TV’lerin ”Ana haber” dedikleri haber yayınlarını seyrettiğinizi sanıyorum.
Siyasi nitelikli haberler, genellikle “taraflı” olduğu için fazla ilgi çekmiyor. Ne var ki, “Magazin” boyutlu ve özellikle toplum düzenini sarsan ve insanda ”Korku ve hayret” uyandıran kimi haberler var ki, onları şaşkınlık ve dehşet içinde seyrediyoruz.
İlk aklımıza gelenler, toplumun giderek bozulduğu ve sürekli kötü günlere doğru gittiğimizi gösteriyor.
Ne var ki, içimizi ferahlatan durumlar da oluyor. Yani, suçu işleyen ve ortalıktan kaybolan o sapık denilen kişiler, Emniyetin kısa takibi sonunda yakalanıyorlar. Çünkü, güvenlik kameraları denilen tespitlerin hemen her yerde yaygın olarak bulunması ve sürekli kayıt yapmaları, bu aşağılıkların işlerini zorlaştırıyor.
Sevindirici başka bir durum da, bu kişiler yüzlerini sarıp saklasalar da, Emniyetin buna karşı bulduğu çarelerle bile onları yakalamak mümkün oluyor. Özellikle bıraktıkları izlerden hareket edilerek, fazla kaçamıyorlar.
PEKİ SONRA NE OLUYOR?
Sonra ne olduğunu tahmin etmek, çok kolay. Suçlu, yakalanıp önce karakola götürülüp ifadesi alınıyor. Karakol, eskiden olduğu gibi bir ceza mercii olmadığı için, zanlı Adliyeye götürülüyor.
Cumhuriyet Savcısı’nın önüne çıkarılan bu kişi ya da kişiler, kısa bir sorgulamadan sonra, büyük ihtimalle serbest kalıyorlar.
Bu aşağılıklar da, sırıtarak Adliye kapısından çıkarken, etrafında bulunanlara “Ben size gösteririm, daha da kötüsünü yapacağım/yapacağız” der gibi sırıtıp, kayboluyorlar ve daha sonra da, daha kötüsünü yapıyorlar.
Savcı bırakmazsa ne olur? Derseniz, adliyeye yani hakimin önüne sevk eder. Burası ise, daha yetkili ve cezası daha kesindir. Acaba öyle mi?
Bu kere ifadelerini hakim alıyor. Siz, suçlunun ya da zanlının artık kurtulamayacağını sanırsınız, ancak öyle olmuyor.
İfadeyi alan hakim, büyük ihtimalle “Adli kontrol şartı” denilen, bir kandırmaca ile zanlıyı serbest bırakır. O yine, Adliyeden sırıtarak ve halk diliyle “Nanik” yaparak çıkıyor.
ADLİ KONTROL NEDİR?
Adli Kontrol, suçlu ya da daha hafif bir deyimle, kişinin tutuklanmayıp, serbest kalmasıdır. Yani, “Git, haftada bir defa Polis merkezine uğrayıp ben buradayım diyerek imza ver ve kurtul” demekten başka bir şey değil.
Burada, hakimin iki ihtimalle karar verdiği söyleniyor. Birincisi, suça maruz kalan ve zarar gören vatandaş kan ağlarken, savcı ya da hakimin umurunda bile olmuyor. Ta ki, kendi yakınlarına bir zarar gelinceye kadar.
İkinci ihtimal ise, Cezaevleri kapılarına kadar dolu olduğu için, tutuklananları koyacak yer bulamıyorlar. Nitekim, yeni yapılmakta olan çok sayıda Cezaevlerinn durumu bunu anlatıyor.
Salt o sebeple hakimlere, “Mümkün mertebe tutuklamaktan kaçınınız. Çünkü, suçluyu koyacak yer yok!” deniliyor.
Bu görüş benim değil, sokaktaki vatandaşın görüşü. Halk böyle düşünüyor, ben de onlardan öğreniyorum.
Değerli okurlarım; özellikle bu iktidar döneminde adaletin yerle bir edildiğini bilmeyen kalmadı. Filvaki, daha önceden de benzeri durumlar oluyordu. Güçlü olanlar, haksız olduklarında bile güçsüzleri eziyor ve adalete egemen oluyorlardı. Ancak, bu iktidar döneminde, iş iyice rayından çıktı.
Kesin bir ifadeyle diyebiliriz ki, “Bu ülkede artık haklının değil, güçlünün adaleti var!”
Benim, hayret ettiğim durum şu ki, “Hakim ve Savcılar, bu haksızlığa acaba neden alet oluyorlar? Gün geldiğinde, onlar da Allah’ın adaletine hesap vermeyecekler mi?”
Gidin Avrupa’ya, o ülkede kral bile olsanız, halkın güvendiği ve halkın arkasında ülkenin hakimleri var. Halk bunu çok iyi biliyor ve güveniyor.
Son sözüm şu ki, getirilmekte olan yargı reformu hikayedir. Göreceksiniz, hemen hiçbir şey değişmeyecektir. O sebeple, Türkiye’de yargı reformu değil, “Hakim Reformu” yapılmalıdır, “Hakim Reformu!”
|