Hiç bir dönemde bu rezillikler, böyle pislikler görülmemişti. Bir dostumun dediği gibi, bunlar çıkarları için analarını bile satarlar. ÖSYM sorularını, işte böyle satmışlar. Gençlerin geleceklerini ve hayallerini çalıp, satmışlar. Çünkü onlar, mübarek dinimizi kullanıp, günahların en büyüklerini işliyorlar, ama günaha inanmıyorlar. Yuh olsan onlara ve onlar gibilere!
Değerli okurlarım; Bu yazıyı yazarken ellerim titriyor. Adına FETÖ dediler ve İslam Dinini kullanan büyük bir örgüt ve pislik olduğunu söylediler, ama ortakları kimdi? Kimdi Allah aşkına? Onlar hep saklandılar.
5 yıldan beri bildiklerimiz, geçtiğimiz hafta yeniden doğrulandı ve bu alçakların pislikleri, hırsızlıkları ve namussuzlukları, bir kere daha ortaya çıktı.
2010 senesiydi. Ali Demir adındaki bir öğretim üyesini, çeşitli vaatlerle kandırıyor ve önce Profesör, sonra da Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanı yapıyorlardı.
Bu kişiden istedikleri ve bekledikleri, başta Üniversite Seçme Sınavı olmak üzere, yapılacak bütün sınavların sorularını öncelikle kendilerine vermesiydi. Ali Demir adındaki bu zavallı bunu kabul ediyor ve önce Prof, sonra da bu kurula Başkan yapılıyordu. Yapansa, FETÖ ile kol kola olan YÖK, yani Yüksek Öğretim Kurulu’ydu.
ALİ DEMİR GÖREVİNİ YAPIYOR
Kukla Ali Demir’in ilk skandalı, KPSS Sınavı ile başladı. Soruların Ali Demir vasıtasıyla FETÖ’nün eline geçtiği anlaşılınca, koku yayılmasın diye sınav iptal ediliyor. Maşa ve bütün suçlu Ali Demir olduğu halde, o ÖSYM Başkanı yapılıyordu.
Tabii ki iş bununla kalmıyor. 2015 yılına kadar görev yapan bu adamın döneminde ve 2011 de, YGS’de bu defa şifre skandalı patlak veriyor. Bu kişi skandalı önce reddediyor, sonra kabulleniyor.
Hemen peşinden ALEV Sınavının soruları çalınıyor. Taşın altında yine Ali Demir var. O sırada Avukatlıktan Hakimliğe geçiş sınavında ise, AKP teşkilatında görevli eşler sınav kazanıyor ve hakim oluyorlar. Olayın kahramanı yine Ali Demir.
2013 yılına gelindiğinde yapılan Komiser Yardımcılığı sınavında, sorular yine çalınıyor, daha doğrusu bir yerlere veriliyor. Skandal, yine örtbas ediliyor.
2014 TEOG Sınavında ise, bir kopya olayı ortaya çıkıyor ve mideler iyice bulanıyor. Ama, Ali Demir görevinde.
Mideler fazlaca bulanınca, tepedekiler bir açıklama yapıyor ve Ali Demir’in savunmalarını doğru buluyor ve “Biz tatmin olduk” diyorlar. Mideler iyice tersine dönünce, ve nihayet dava açılıyor
Tepedekilerin tatmin olmasına rağmen, Ankara’dan çıkan koku bütün Türkiye’ye yayılınca, burunlar tıkanıyor ve 9 yıl sonra Ali Demir enseleniyor.
Yapılan incelemede, Ali Demir’in bir FETÖ Uşağı olduğu bir kere daha anlaşılıyor ve milyonlarca gencin emeğini ve hayallerini çaldığı ve geleceğini kararttığı anlaşılıyor. Ancak, “Atı alan, Üsküdar’ı çoktan geçmiş” oluyor.
Ali Demir hakkında davalar açılıyor, ama bence yanlış. Önce sormak lazım. Bu adamı oraya kim getirdi, neden getirdi? Bunun yaptığı bu rezillikler vaktiyle görülmedi mi? Biri görülmediyse, ötekileri neden görülmedi?
Bu mağdurların hakları, bundan sonra nasıl verilecek? Tatmin olanlar, bu sorulara nasıl cevap verecekler? Hakkında 18 yıl istenen Ali Demir’e ceza vermekle bu haksızlıklar önlenecek mi? O nedenle, Ali Demir’e ceza vermekten önce, bizden çalamadıkları bu sorular cevaplanmalı ve çalınan bu haklar, mutlaka geri verilmelidir.
Tipi bile o makama yakışmayan Ali Demir adındaki bu kişiye elbette ceza verilmelidir. Hem de, girdiği hapisten hiç, ama hiç çıkarılmamalıdır. Hiç değilse, soru satan öteki namussuzlarla ortaklarına, iyi bir örnek olur.
|