Moved Permanently

Başka bir söylemle, “Geçiminizden memnun musunuz?” Herkes çarkını döndürüyor, ama nasıl? Yazılanlar ve söylenenler, halkın geçim durumunun hiç de iyi olmadığını gösteriyor. Üç-otuz paraya çalışıp, geçinmeye çalışanlar var.

      Değerli okuyucularım; Hemen bütün dünyada insanlar hayatlarını sürdürmek, başka bir söylemle geçinebilmek için çırpınıyorlar. Bizim ülkemizde de öyle. Rahat yaşayan azınlığın yanında, sıkıntı içinde yaşayan yoğun bir halk kitlesi var.

    İşsizlikten yakınan ve bu yüzden zor geçinen insanların yanında, az bir ücretle geçinmeye çalışanların sayısı bir hayli fazla. 

     Bankaların verdiği kredi kartlarıyla yapılan borçlanmalar olmasa, halk daha da büyük sıkıntılara girecek.

       Peki, bu kartlar çok mu faydalı, onların hiçbir zararı ve sıkıntısı yok mu? Var tabii. Kartlar size en çok bir aylık bir borçlanma ve sınırı zorlayan bir harcama tanıyorlar.

        Hesapsız yapılan zorunlu ve bazen de keyfi harcamalar, ay sonunda yani ödeme zamanı insanı zorluyor. O kadar ki, borcu başka bir Bankanın kartıyla  ve bu kartların sağladığı kredi imkanlarıyla sağlayıp, borçlanma artıyor ve uçurum daha da derinleşiyor.

                         ÜCRETLER DÜŞÜK, İŞSİZLİK VAR, GEÇİM ZOR

    Bugün iş bulabilen halkımızın büyük çoğunluğu, asgari ücret denilen 1604 lira aylık ücretle çalışıyor. Bu paranın da önemli bir kısmı, çalışırken harcanıyor, evinin geçimine daha az bir para kalıyor.

       Kendi evlerinde oturan, yani kira ödemeyen vatandaşlar, kıt-kanaat geçinmeye çalışırken, çok az miktarda da olsa kira ödeyenlerin durumu çok daha zor.

       Dürüst vatandaşlar bu duruma katlanırken, dürüst olmayanlar yanlış yollara sapıyorlar. Aldatmaca, hile dahil, hırsızlık yapanlar ve bunu bir geçim kapısı olarak görenler bile var. Toplumun ahlakı, bu yüzden çöküntüye uğruyor ve namuslu vatandaşlar bu sebeple mağdur ediliyor.

        Yapılan açıklamalara göre, 10 milyonun üzerindeki vatandaş kitlesi, devletin çeşitli adlar altında verdiği yardımlarla geçiniyor, daha doğrusu geçinemiyor.

      Tamamen bir “seçim yatırımı” olarak görülen bu yardımlarla, Suriye’den gelen göçmenlere yapılan harcamalar da düşünülürse, ülkemiz tam bir ekonomik çöküntüye doğru gidiyor.

                                          YABANCI PARALAR ŞAHLANIŞTA

    Bunun anlamı, Türk parasının değeri her geçen gün düşüyor ve alım gücü azalıyor. Borçla yaşayan ve borcu borçla ödeyen Türk halkı, ne yapacağını şaşırmış durumda.

     Hükümetin yaptığı açıklamalar, birer teselliden ibaret. Halkımızla birlikte, devletin durumu da iyi değil.  Devlet, taşınmaz varlıklarını satarak bütçe yapmaya çalışıyor. Her türlü yapılan zamlar ve vergi artırımları, halkı isyan eder duruma getirdi. Devleti yönetenlerin “israfı” ise, herkesi şaşırtıyor.

     43 gün sonra yapılacak olan seçimler, iktidarı düşündürmeli. Öyle sanıyorum, bu gidişatı hiç de beğenmeyen Türk halkı, bu seçimde iktidara bir ders vermek ve onu değiştirmek niyetinde.

     Eğer Türk halkı eğer bu gidişattan memnun ise, iktidara DEVAM diyebilir. Ancak, daha zor duruma düşer de ağlamaya başlarsa, buna hakkı yok bilmiş ola!

     Bu seçimlerin “son bir şans” olduğunu da bilmiş ola!