Kış mevsimine girmeye hazırlanırken, yaz saati uygulamasının devam edeceği bildirildi. Saatler bir saat geri çekilseydi kıyamet mi kopardı? Uykulu gözlerle karanlıkta yola çıkan bu okullu çocuklara yazık değil mi?
Değerli okuyucularım; Ülkemizde, öteden beri bir ”ileri-geri saat uygulaması” çıkardılar. Saatler, İlkbahar ve Sonbahar da birer saat ileri ve geri alınarak uygulanıyor.
Böylece, uluslararası uygulamalara uyulduğu, daha da önemlisi ülkemizde böylece bir “enerji tasarrufu” yapıldığı söyleniyor. Biraz daha açık bir anlatımla, gün ışığından daha çok yararlanılması amaçlanıyor.
Şunu hemen belirtelim ki, halkın bu uygulamadan gerçekten yararlanıp yararlanmadığı, yararlanıyorsa ne kadar yararlandığı katiyen bilinmiyor.
Aslına bakarsanız, aydınlanma için (elektrik bedeli olarak) halkın ödediği para, bütçeleri oldukça zorluyor. Nasıl zorlamasın ki, sık sık yapılan elektrik zamları bu güneş ışığından yararlanma hikayesini, tam bir masala dönüştürüyor. Daha açıkçası, millet uyutuluyor.
SAATLERLE OYNAMAK
Yapılan açıklamalara göre, bu Ekim ayının başında saat uygulamasının değiştirilip, saatlerin bir saat geri alınacağı söylenmişti.
Bunun anlamı, mevcut saatimiz mesela sabah 07.00 iken 06.00 ya çekilecek ve vatandaş gecenin aydınlanmasını bekleyip, yatağından bir saat daha geç kalkmış olacaktı.
Hepsinden önemlisi, okula giden çocuklar da bir saat daha geç kalkıp, böylece bir saat fazla uyuma imkanı bulacaklardı. İşte, bunu yapmadılar.
Saatler, bir saat geri alınmadığı için bir saat önce kalkan çocuklar, henüz hava aydınlanmadan, yani karanlık içinde okul yoluna çıkmış olacaklar ve çıkmış oluyorlar.
Yetkililere şimdi sormak lazım. Bu çocukları sabahın karanlığında sokağa çıkarmak niye? Bu çocukların bir saat daha uyumalarını engellemek niye? Ana babalarını sabahın köründe tedirgin etmek niye? Servis araçlarını, hava aydınlanmadan yollara çıkarmak niye? Okulların kapısını bir saat önce açmanın, kime ne faydası var? Bütün bu yanlışlıklar niye?
Saatlerin bir saat geri alınmayacağı kararını veren ve açıklayan Cumhurbaşkanı, acaba kimin fikriyle hareket etti ve bu yanlış fikre acaba neden itibar etti? Aslında, daha sorulacak çok soru var.
Şimdi, daha da açık bir soru soralım. Halk, böyle olmasını istemediği halde, bu halkla inatlaşmak niye?
Kanaatim o ki, bu yanlıştan pekala dönülebilir. Ne var ki, böyle tepkisiz bir halk, verilmiş hiçbir kararı değiştiremez.