Ey kahraman Türk askeri! Sen, PKK ile savaşına devam et! Ama, hiç kimsenin tanımadığı Kürdistan’ın bayrağı, Türk semalarında dalgalandı. Yazık oldu, PKK ile savaşıp, o ölenlere.
Değerli okuyucularım, Televizyon ekranında gördüm. Kuzey Irak’ta kurulan ve hiçbir ülkenin tanımadığı “Kürdistan”ın bayrağı, Yeşilköy Havaalanı’nın önünde ve bizim bayrağımız ile yan yana dalgalanıyordu.
Bir yanlışlık olmalı, dedim. Yanlışlık filan yoktu. Anayasa Halkoylaması sebebiyle, Türkiye’ye davet edilen korsan Kürdistan’ın lideri Mesut Barzani İstanbul’a gelmişti.
Korsan Kürdistan’ın bayrağı da o sebeple, bayrağımızın yanındaki direğe çekilmişti. Bayrak daha sonra, Mesut Barzani’nin Ankara’ya gitmesi üzerine, Esenboğa Havaalanı’nda direğe çekilmişti.
Bu da yetmedi. Bayrak, daha sonra da Bayrağımızla birlikte, Başbakanla Mesut Barzani’nin görüşme masasına konmuştu.
Aslında, o bez parçasına “Bayrak” demek yanlıştı. Çünkü, o bez parçası bayrak gibi gösterilip, korsan bir devleti temsil ediyordu. Hükümetimiz de, buna destek veriyordu.
KORSAN KÜRDİSTAN DEVLETİ, ADIM ADIM HEDEFE DOĞRU
Değerli okuyucularım, İsrail’in güvenliği için Ortadoğu’da bir Kürt Devleti kurulması, öteden beri emperyal güçleri gündeminde bulunuyor. O devletin mayası olarak Kuzey Irak’ta kurdurulan bu korsan Kürdistan, hedefine her geçen gün biraz daha yaklaşıyor.
PKK’nın yan kuruluşları olan PYD ve YPG ile her geçen gün biraz daha güçlenen Kürdistan yanlıları, bu devletin legal hale gelmesinden ve dünya kamuoyunca tanınmasından sonra, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgemizdeki Kürt vatandaşları ve bölgeyi de içine alacak biçimde, bu Kürdistan’a ilhak olmayı bekliyorlar.
Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarları döneminde, daha da güçlenen bu niyetlerinin gerçekleşme zamanına az kalındığı söyleniyor.
Dünyada hiçbir devletin tanımadığı bu Kürdistan adlı devletin, bizim Başbakanımız tarafından tanınır gibi ifade edilmesi, bayrağının savunulması, Mesut Barzani’nin hatırlı bir devlet Başkanı gibi karşılanması, bu Korsan Kürdistan’la sürdürülen ekonomik ilişkiler, bu iddiaları doğruluyor.
Bu ülkenin bir vatandaşı olarak, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki başkaldırıları bastırmak, ülkemizin bölünmemesi için canlarını veren ya da ömür boyu sakat kalan gençlerimize ve çaresiz vatandaşlarımıza üzülüyorum.
Maazallah, bir rejim değişikliği olur da, ülkeyi yönetmek bir tek kişinin düşünce ve emirlerine bırakılırsa, halimiz acaba nice olur?
Türk halkı, bu durumu acaba hiç düşünüyor mu?
Geleceğimiz hayırlı olsun! Sonumuz HAYIR’lı olsun. |