Melek olanları da var, ama sayıları az. Şeytan olanlar insanları yanlış yola sevk ediyor. Canlarını da yakıyor. Aldatma, kandırma, dolandırma ve sömürmeler gırla. Devletin otoritesi, nedense bunlarla baş edemiyor. Sebebi var.
Değerli okurlarım; Biz böyle değildik. Ülkenin yönetimi bugünkü ellere geçince, insanların davranış biçimi değişti ve bozuldu. Daha doğrusu ahlak teşevvüş etti. Yani o da bozuldu.
Kaldı ki, son 17 yıldan beri ekseni İslam dini olan bir siyasi partinin iktidarı tarafından yönetiliyoruz.
Attıkları bütün nutuklar, yaptıkları bütün icraat din üzerine. Oysa, bu mübarek dinin oturduğu İnanç ve İbadetten sonra üçüncü ayağı Ahlak.
Bu yönetim, insanların inancını da şüpheye düşürdü. Kimi yeni yetişenler, “Biz, Allah’tan başka kimseyi tanımayız.” diyerek, Peygamberi ve dinimizin öteki kurallarını tanımıyorlar, onlara inanmıyorlar. Adlarına “Deist” denilen bu insanlar, korkarız ki gün gelip “Ateist” yani Tanrı tanımaz olabilirler.
Ülkemizde bu günkü Ateist oranı % 3 ise de, Deistlerin oranının % 35 olduğu ifade ediliyor. Çok büyük bir oran.
ALDATANLAR, DOLANDIRANLAR KOL GEZİYOR
Akşam olunca TV haberlerini izliyorum. İzliyorum, ama bunu yaparken yaşadığım gerilim ve üzüntüyü bana sorun.
Verilen haberlerin başında, insanların birbirine attığı kazıklar, öfkeler, cinayetler ve özellikle masum insanların kandırılması ve dolandırılması geliyor.
Bedava yaşamaya alışmış bu şeytanlar, özellikle saf ve yaşlı insanları, fazlaca zorlanmadan ve utanmadan dolandırıyorlar. Ev ve işyerlerine girerek, yaptıkları hırsızlıklar ise çabası.
Çarpılan vatandaş, haklı olarak devlet güçlerine yani Emniyete gidiyor. Ama çoğunun talebi hüsranla sonuçlanıyor. Ve, dolandırılan üzüntüsüyle kalırken, hırsız ve namussuzlar keyiflerine bakıyorlar.
Oturup da, “Nerede bu devlet, nerede bu adalet!” demenin hiçbir faydası yok. Birbirleriyle konuşan mağdurları dinliyorum. Tek ortak sözleri, “Ülke yönetiminde söz sahibi olanlar hırsız olursa, öteki kötü niyetliler neden olmasın.” Diyorlar.
17 Aralık 2013 günü, devleti kimi yönetenlerin hırsızlıkları ve yedikleri rüşvetin bir kısmı “suçüstü” olunca ve bunlar takipsiz ve de serbest kalınca, bu devlete ve onu yönetenlere güven kalır mı hiç? Hele, milletin gözünün içine baka baka aklanmaları ise, tam bir felaket!
Öyle olunca da, hiçbir şikayet işe yaramıyor. Eskilerin bir söylemi var. “Ananı belleyen kadı ise, kimi kime şikayet edeceksin?” İşte, tıpkı öyle.
ÇOK DÜRÜST İNSANLAR DA VAR.
Değerli okurlarım, Biz onlara “Melek” diyoruz. İşte onlar da olmasa, bu memlekette katiyen yaşanmaz. Adam, karıncayı bile incitmek istemiyor. Ağızından çıkan sözünü ve davranışını, çok iyi tartıyor ve ona göre davranıyor.
Yardım etmeye gelince, canı pahasına gayret ediyor ve hiçbir karşılık beklemiyor. Değeri ne olursa olsun, bulduğunu veriyor.
Bendeniz onları, dinimizin gerçek sahibi ve taraftarı olarak görüyorum. Ötekilerin aklında sürekli şeytanlıklar varken, onlar bir melek gibi davranıyor ve öyle yaşıyorlar.
Allah, onlardan kıyamete kadar ve kıyamet gününde de razı olsun. Öteki şeytanlara ise, akla gelen gelmeyen bütün belaları versin.
|