Değerli okuyucularım; Hükümete karşı başlatılan 15 Temmuz kalkışmasının üstünden bir yıldan fazla bir zaman geçti. FETÖ ile bağlantısı olan çok sayıda kişi ya tutuklandı, ya da işinden atıldı. İşinden atılıp, tutuklananlar da var.  Mallarına el konanlar bile var.

     Gelen son bilgilere göre, yeni tutuklamalar için Cezaevlerinin bir kısmının çıkarılacak bir af yasası ile boşaltılacağı ifade ediliyor. Demek oluyor ki, bu işin kökü hala kazınamamış.

     Bu olayda, kimin suçlu ya da suçsuz olup olmadığını bilmiyoruz. Yargılamayı yapacak olan Hakim ve Savcıların adil ve cesur olmasını dilemekten başka, şimdi küçük  bir söyleyeceğimiz  var. O da şu

                                      HÜSEYİN ÇELİK, NEDEN DIŞARIDA?

     İktidar partisinin içinde, Hüseyin Çelik denilen bir zat vardı. Şimdi yok. Bu zat, iktidarın ilk dönemlerinde Milli Eğitim Bakanlığı yaptı. Hem de, uzunca bir süre.

     İnandırıcı söylemlere göre, bu zat Fethullah Gülen’e sığınan, onun en yakın ve en sadık adamlarından biri. Kendisinin Bakan, hem de Milli Eğitim Bakanı olmasını Fethullah Gülen istemiş.

     Hüseyin Çelik, Fethullah Gülen’e yamanmadan önce Nur tarikatına girmiş ve bu tarikatın içinde çok aktif rol oynamış. Birçok ayinlere katılmış, hatta bu ayinler sırasında baskına bile uğramış.

      Siyasete, bizatihi Fethullah Gülen tarafından sokulan Hüseyin Çelik, Gülen’e olan sadakatini ispatladıktan sonra, yine Gülen’in isteği üzerine Milli Eğitim Bakanı yapılmış.

                                     HÜSEYİN ÇELİK, FETÖ’YE ÇALIŞIYOR!

     AKP iktidarda olmadan önce de, özel okul ve dershane gibi kimi eğitim kurumlarına sahip olan FETÖ, AKP’nin iktidara gelmesi ve hele Hüseyin Çelik’in Eğitim Bakanı olmasından sonra, açtığı özel eğitim kurumu sayısını çoğaltmış. O kadar ki, Anadolu’da açtığı kurumları “Güvender” adlı bir dershaneler topluluğu altında toplayarak, özel öğretimde egemenliğini ilan etmiş.

      Bütün bunları yaparken, Hüseyin Çelik’ten çok büyük yardım görmüş. Hatta Çelik, Bakanlık teşkilatına el altından yaptığı bir uyarıda, Fethullah Gülen kuruluşlarından gelecek olan her teklife olumlu bakmalarını ve resmen yardımcı olmalarını istemiş. FETÖ’nün yurt dışında açtığı okullara da.

       FETÖ, bununla da kalmayıp, kendi adamlarını yine bu Hüseyin Çelik vasıtasıyla Bakanlığın üst katlarına yerleştirmiş. Tıpkı, Yargı’ya, Mülkiye’ye ve Askeriye’ye sızdıkları ve örgütlendikleri gibi.

        Cumhurbaşkanı, zaten boş konuşmuyor ve her halükarda doğruyu söylüyordu. “Onlar ne istediler ki, iktidar vermemişti”

                              HÜSEYİN ÇELİK, SADECE FETÖ’CÜ DEĞİL!

     15 Temmuz kalkışmasından sonra, koyu ve sadık bir FETÖ’cü olduğu ortaya çıkan Hüseyin Çelik’in, Bakan iken bir takım maddi yolsuzluklara da adının karıştığı, mesela kitapçılarla gizli işbirliği yapıp, buradan maddi çıkar sağladığı, hatta, ücretsiz dağıtılan ders kitaplarının basım ve dağıtımında da aynı yolsuzluklara bulaştığı, bizzat kitapçılar tarafından açıklanmıştı.

     Böyle yolsuz, sapkın ve ülkenin siyasi iktidarına hıyanet eden ve aleyhinde çalışan bir kişinin, darbeci örgütle olan işbirliği gayet açık bir biçimde bilindiğine ve böyle kimseler tutuklanıp yargılandığına göre, Hüseyin Çelik  acaba hala FETÖ tarafından mı korunuyor?

     Bu adam, neden hala dışarıda? FETÖ’nün hesabı, kimi uzaktan şüphelilere bile sorulduğuna göre, bu açık suçluya yaptıklarının hesabı neden sorulmuyor?

     Tekrar soruyorum. Hüseyin Çelik, neden hala dışarıda? Bu kişiye hesap sorulmadığına göre, kimi masum insanlar neden hala tutuklu?

     Yoksa, Hüseyin Çelik de, Adil Öksüz gibi yurt dışına mı kaçtı ya da kaçırıldı?