İktidarın bütün direnmesine rağmen, inadına İstanbul Belediye Başkanı seçilen Ekrem İmamoğlu, yanlış icraatı ve öteki eylemleriyle ona gönül verenleri şaşırtıyor. Henüz erken, ama halkın ona olan güvenini kaybetme yolunda eylemleri var.
Değerli okurlarım; Bilindiği gibi, İstanbul’da 39 Belediyeden birinin bir dönem Başkanlığını yapan Ekrem İmamoğlu, son Belediyeler seçiminde Ana Muhalefet Partisi CHP’nin İstanbul adayı gösterildi.
İmamoğlu, İstanbul Belediyesi’ni 25 yıl süreyle tam bir çiftlik gibi yöneten iktidara karşı halkın büyük tepkisi üzerine, az bir farkla da olsa Belediye Başkanı seçildi.
Bu durumu kabullenemeyen iktidar, bütün katakulli yollara başvurarak seçimi yenilediyse de, İmamoğlu bu defa çok, ama çok daha büyük bir farkla seçimi kazandı. Bu başarı onun değil, halkın iktidara olan tepkisinin sonucuydu.
İmamoğlu, seçim sürecinde soğukkanlılığını koruyarak ve böylece halkın biraz daha ilgi ve sempatisini kazanarak, bu başarıyı sağladı. Tebrik ve takdir edildi.
YOLSUZLUKLARIN EN ÖNEMLİ KAYNAĞI, BELEDİYELER
Bundan hiç kimsenin şüphesi olmadı. Bu durum yalnız İstanbul’da değil, yurt genelinde ve çok yaygındı. İstanbul ise, korkunç tabir edilen büyük bütçesi ile, iktidar sahiplerinin bulaştığı en büyük yolsuzluk batağı durumundaydı.
Belediyeleri ele geçirip de, büyük servet edinenlerin başında gelen Belediye Başkanlarının yaptıkları mal beyanları, büyük gizlemelere rağmen hakikaten büyük servet olarak görülüyor ve tekraren ifade edelim ki, dudak uçuklatıyordu.
Mesela, İstanbul Belediyesi’nde de bir dairenin başında memur iken servet edinmeye başlayan, daha sonra hükümette görev alarak bunu sürdüren, bu arada Başbakanlık ve Meclis Başkanlığı yapan iktidarın adayının (Binali Yıldırım’ın) oğlu, bu dönemde edindiği gemileriyle genç ve tam bir “Armatör” olmuştu.
Ekrem İmamoğlu da, babasının varlıklı bir kişi olduğunu söyleyerek, bir dönem icra ettiği ilçe Belediye Başkanlığı sırasında, büyük gayrimenkul zengini olmuştu. Beyan ettikleri, sayfalara sığmıyordu.
Değerli okurlarım, bu köşeyi izleyenler hatırlayacaklardır. Bu durumu, seçim çalışmaları sırasında da yazmıştım. Bunun üzerine, yazıları gazeteden başka İnternet’te de izleyen kimi okurlar, karşı tarafın yolsuzluklarını herkesin bildiğini, ancak Ekrem İmamoğlu’na pek dokunulmamasını istemişlerdi. Biz de öyle yaptık.
Ancak, mızrak çuvala sığmıyordu. Çünkü, Ekrem İmamoğlu’nun ve eşinin bir kısmı açıklanan mal varlığı, iktidarın adayını aratmıyordu. Buna rağmen, siyasi sempati ve kendisine gösterilen hoşgörü ile İmamoğlu’nun serveti pek dikkat çekmeden, arada kaynadı gitti.
BÜYÜK DESTEK ALAN İMAMOĞLU, ŞİMDİ NE YAPIYOR?
Ekrem İmamoğlu, icraatına başladı. Şimdi haklı olarak, kendisine yeni bir kadro oluşturmaya çalışıyor. Başarılı olmasını yürekten diliyoruz. Onun başarısı yalnız partisine değil, esas onu bu göreve getiren İstanbul halkının yararına olacaktır.
Ne var ki Ekrem İmamoğlu, kendisinden beklenen icraatı henüz gösteremediği gibi, kendisine ve partisine muhalif olanlara tekrar görev veriyor ve halkın taleplerinin aksine hareket ederek, hasımlarından sempati toplamaya çalışıyor. İşte bu yanlış.
Muhalif de olsalar, görevlerini doğru-dürüst yapıp da başarılı olanlar, bu görevlerini elbette sürdüreceklerdir. Ancak seçim öncesi, hatta sonrasında İmamoğlu’na ve partisine küfredip de, onun aleyhine çalışanlar ve ortada olumsuz iz bırakanlar, bu görevlerini sürdürmemeli ve bu tip kişiler artık Belediye kadrolarına sokulmamalıdır. İşte İmamoğlu, bunun aksini yapıyor ve böylece güven kaybediyor.
SİZE, SON ÜÇ ÖRNEK!
Devlet memuru konumunda olup, seçim döneminde Belediye önünde toplanıp İmamoğlu’nu protesto eden ve iktidarın adayı için Belediyenin bütün imkanlarını kullanarak çalışan o görevlilerin, hala görevlerinde olduğu söyleniyor, gözleniyor. Oysa, bunun hesabı sorulmalıydı ve bu durum gelecek için de herkese bir ders olmalıydı. İşte, İmamoğlu, bunu yapmıyor.
Mesela, İmamoğlu önemli bir Genel Müdürlüğe iktidarın adamını tayin ederken, yine açık iktidar yandaşı (partizan) önemli bir Genel Müdürü de, görevine devam ettiriyor.
Başka çok önemli bir Genel Müdür, seçimler sırasında İmamoğlu’nun pek çirkin gösteren karikatürlerini sosyal medyada yayınlayıp, İmamoğlu aleyhine çalışırken, İmamoğlu vekaleten görev yapan bu kişiyi asaleten Genel Müdür yapıyor. Şaşılacak bir durum. Onlar olsa, bunu yapar mıydı?
İmamoğlu, şimdilik bunlarla da kalmayıp, tarikatlara bulaşmış kişileri de ya görevlerinde tutuyor ya da yeni görevlere tayin ediyor.
Değerli okurlarım, Ekrem İmamoğlu’nun bunlardan başka daha önemli yanlışları da var.
İktidarla yakınlık kurmak istemesi, mesela Cumhurbaşkanı’nın damadını ziyaret etmesi ve öteki iktidar mensup ve yandaşlarıyla kol kolaymış gibi görünmesi, ona ısrarla ve hararetle oy veren seçmenlerini üzecektir.
Bir dostumla bu konuyu konuşurken, dostum aynen; “Ekrem İmamoğlu’nun yakın bir gelecekte CHP’den istifa edip, AKP’ye geçtiğini görürsek sakın şaşırma” dedi. “Yok artık!” diyerek, buna çok güldüm.
“Olmaz, Olmaz” demeyin. Siyaset bu.
|