Moved Permanently

Adam, pazardan aldığı Sarımsak, Limon ve Maydanozu karıştırıp ilaç(!) yapmış. Televizyonda aralıksız 24 saat reklamını yapıyor. “Bu karışımın deva olmadığı hiç, ama hiçbir dert yok” diyor. Üstelik, 3 kutu alana, 3 kutusu bedava. Yersen…

    Değerli okuyucularım, Bu konuyu, ikinci defa olarak ele alıyorum. Size yemin ederek diyebilirim ki, dünyadan haberi olmayan bir Afrika ülkesinde bile eğer bir devlet kavramı varsa, o devlet böyle bir kepazeliğe izin vermez. Vermez, çünkü o devletin de vatandaşının sağlığını koruma mecburiyeti vardır.

      Bizde öylemi? Öyle olmadığını, sizin de gördüğünüz ve bildiğinizi umduğum şu örnekle anlatmaya çalışayım.

     Adam ve şerikleri, pazardan topladıkları sarımsak, limon ve maydanoz adlı üç bitkiyi harman etmişler. Tablet biçiminde sarı bir renge dönüştürüp, kavanozlara koymuşlar.

     Neymiş? Bütün dertlere şifa olan bir ilacı(!) bulmuşlar. Kurdukları TV kanalında 24 saat (gece/gündüz) reklamını yapıyorlar. Reklamı yapan çığırtkan genç de, kendini adeta parçalıyor. Öyle bir anlatıyor ki, hangi hastalık olursa olsun, başka ilaç aramaya gerek yok.

       Genç, “Ben maceracıyım” diyor. Öyle bir anlatıyor ki, ilacı(!) almamak mümkün değil. Önce fiyatını söylemiyor. 100 liranın altında, yani ucuz diyor. Sonra 99 lira olduğunu söylüyor. Bir kutu alana, bir kutu da bedava diyor. Reklam tutmayınca, iki kutu alana bir kutu bedava diyor.  Bir kum saati tutuyor. Yani, 5 dakika içinde arayana daha ucuza verilecek diyor.  Bir de bakıyoruz, yayın banttan yapılıyor, yani canlı değil, ama o saat tutup, hemen arayın diye cahil halkı tahrik ediyor. İyice ahmak yerine koyuyor  İlacın faydalarına, kalp ve damar hastalıklarından sıralamaya başlıyorlar. Devamla, aklına hangi hastalık gelirse, hepsini tedavi ettiğini söylüyor.

                                      CAHİL VATANDAŞLAR ARACI

     İki erkek ve iki kadın cahil vatandaşı ekrana çıkarıyorlar. Rollerini belleyen, daha doğrusu ezberleyen bu kişiler de ilacı kullandıklarını ve bütün dertlerinin bittiğini söylüyor ve herkesi adeta özendiriyorlar. Tabii, kendileri gibi olanları.

    Peşinden, adlarının önünde Prof yazılı iki kişi ekrana geliyor. Birinin adı İbrahim Saraçoğlu, diğeri Canan Karatay adlı Prof’lar. Onları da dinledikten sonra, ilacı satın almamak mümkün değil. Hele bir de Ahmet Maranki adlı bir hekim var ki, o anatomik resimler üzerinde de açıklama yapıp, cahilleri daha çok inandırmaya çalışıyor. Yersen.

                                          EY DEVLET, NEREDESİN?

    Bu yazıyı kaleme almadan hemen önce ekrana baktım. Yaptıkları reklamda “İlacımız, Bakanlık onaylı” diyorlardı. Ekrana getirdikleri yazılı açıklamayı okuyunca, Bakanlık dedikleri Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı idi.

     Yazılanlara göre, Bakanlık bu ilacı incelemiş, hayvan sağlığına bir zararı olmadığına dair rapor vermiş. Vermiş, ama onların ilacı kullandırmak istedikleri hayvanlar değil, insanlar.

     Hem sonra, Sağlık Bakanlığı dururken,. Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ilaçlara neden ruhsat versin ya da veriyor? Bu ne sorumsuzluk? İşte, insan bu noktada şaşıyor ve “Bu devlet nerede?” Ya da, “Devletin hangi organı, hangi konuda yetkili?” diye soruyor.

                           AYNI  İMALATÇININ BAŞKA İLACI(!) DA VAR

   Salt bu maksatla yine 24 saat kullandıkları başka bir TV kanalında, aynı imalatçıların başka bir ilacı daha var. Kapsül şeklinde olan o ilacı gördüm ve  bir tanesini parçalayıp, içine baktım. İçeriği kıyılmış ve toz haline getirilmiş otlardan ibaretti. İyi tarafı, hiç faydası yoktu, ama yutulan otlar zararsızdı. Ona da şükretmek lazımdı.

    Geçen güne kadar 6 kutusu 49 liraya satılan ilacın 12 kutusunu yine 49 liraya satıyorlar. Yani, 6 kutu alana 6 kutu bedava. Ambalaj fiyatına. Çünkü, kırlardan topladıkları otlar bedava.

    Değerli okuyucularım, vatandaşının sağlığını korumak, devletin Anayasal görevidir. İlaç ruhsatlarının Hayvancılık Bakanlığı tarafından verilen bir ülkede, tohumluk hububatın, tarladaki zararlı böceklerin ve hayvan yemlerinin ruhsatını, her halde Sağlık Bakanlığı veriyordur.

    Siz, siz olun “Bu devlet nerede?” demenin fayda etmediğini bilin. Ve, sırf paranızı çarpmak için TV yayınları ile sizi aldatmaya çalışan şarlatanlara itibar etmeyin.