ads
DOLAR 38.82 ₺
EURO 44.16 ₺
STERLIN 52.21 ₺
G.ALTIN 4,132.52 ₺
Ç.ALTIN 6,834.73 ₺
BİLEZİK 3,812.40 ₺
BTC 106,335.28 $
ETH 2,537.16 $
BİST 9,452.73
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Tekin Sönmez

Tekin Sönmez

Şehitlik Modası

Yayınlama: 24 Temmuz 2019 Çarşamba 15:55 Okunma: 2365

Bir “Moda’dır” almış başını gidiyor. Neredeyse ayağı takılıp yolda düşüp ölen, şehit sayılıyor. Oysa, dinsel ve ulvi bir kavram olan şehitlik, Kuran-ı Kerim’de bakın nasıl anlatılıyor? Açıp, bakalım.

      Değerli okurlarım; Bu iktidar döneminde özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgemizde yaşanan terör olaylarında hayatını kaybedenlerle, başka sebeple de olsa mesela Emniyet mensubu gibi o bölgelerde hayatını kaybedenlere de “Şehit” denmektedir.

      O kadar ki, yaygın olan bu söylem ve niteleme, kamu görevlisi olarak ülkenin neresinde ve ne sebeple olursa olsun hayatını kaybedenler için de söyleniyor. Maddi/manevi ödüle layık bir rütbe olarak görülen bu sıfat, acaba dosdoğru yerini buluyor mu?

     Şehit nedir? Görevde iken hayatını kaybeden her kamu görevlisi şehit midir?

                              ŞEHİTLİK NEDİR? KİME ŞEHİT DENİR?

    Şehitlik, dinsel ve çok yüce bir kavramdır. Allah’ın uygun gördüğü çok yüksek bir rütbedir. Ödülü cennettir. Cennete layık görülenlerle birlikte olmaktır. Peygamberle arkadaş ve dost olmaktır. Ve başka çok kutsal yanları, önemi ve değeri vardır.

    Dinsel bir kavram ve niteleme olduğu cihetle kaynağını Kura’an-ı Kerim’de arıyoruz. Yüce Yaradan Bakara Suresi 154’cü ayetinde; “Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyin. Hayır, onlar diridirler. Ancak, siz sezemezsiniz.”  Derken, yine Al-i İmran Suresi 169’cu ayetinde; “Sakın Allah yolunda öldürülenleri ölmüşler sanma,  onlar hep hayattadırlar. Rablerinin katında yaşarlar, onlar orada rızıklandırılırlar.” Ve nihayet Nisa Suresi  69’cu ayetinde; “Allah’a ve Resule itaat edenler …  Peygamberler ve Şehitlerle beraberdirler.” Diye buyuruyor.

      Değerli okurlarım; Dikkat buyurulursa şehit olmanın tek şartı, Allah yolunda öldürülmüş olmaktır. Biz onu, “Allah yolunda öldürülenler ve ölenler” olarak da anlayabiliriz, başka bir uğurda ve yolda değil. Böyle anlamak, yanlış değildir.

     Bunun dışında öldürülen ya da ölen kimselere şehit demek, tamamen bir yakıştırma ve avunmadır.

                             BAKIN, DAHA KİMLERE ŞEHİT DENİYOR(MUŞ)?

       Üstelik, Hz. Peygamberi tanık gösterip, ona gönderme yapılarak; Veba hastalığından ölenlere, Suda boğulanlara, Akciğer hastalıklarından ölenlere, Yıkıkların altında kalıp ölenlere, Hamileyken ölen kadınlara, Doğum sırasında ölen kadınlara, her kim olursa olsun şehit muamelesi görenlere hep Şehit deniyormuş.

     Daha başka nedenler de sıralanıyor, ama onları yazmayı gerektirecek kadar ciddi görmüyorum.

     Yüce Yaradan, bu dünyada iken Cennete girmeyi hak eden nice insanlar olduğu halde,  “Aşere-i Mübeşşere” diyerek, sadece 10 kişiyi gösterirken,  diyelim ki akciğer kanserinden  ölen birini acaba neden şehit saysın? Kuşkusuz, takdir Yüce Yaradan’ındır, ancak doğruları görmeye ve anlamaya yarayan bu akılı, bize boşuna vermemiştir.

                                    BİZDEKİ ŞEHİT UYGULAMASI

   Şehitliğin tanımında “Vatan savunmasında ölen” tanıma girmediği halde, biz onu kutsal ve kaçınılmaz bir görev olarak görüyor ve haklı olarak o uğurda ölene de şehit diyoruz. Üstelik, birliğimizin ve bütünlüğümüzün simgesi olan bayrağımıza sararak onu defnediyoruz.

    Buraya kadar iyi de, Fırına ya da bakkala ekmek almaya giderken, vurulan bir kamu görevlisini acaba neden şehitten sayıyoruz? Serinlemek için suya giren askerle birlikte, onu kurtarmak isterken boğulan askeri neden şehitten sayıyoruz? Kullandığı aracı tamir ederken, altında kalıp ölen askeri neden şehitten sayıyoruz? Mısır’daki askeri darbeye maruz kalıp, yargılanırken ölen Mursi adındaki lideri neden şehitten sayıyoruz? Üstelik, yokluğunda onun için neden cenaze namazı kılıyoruz?

    Değerli okurlarım; Görülüyor ki, kazada, kavgada ya da hayırlı bir işte çalışırken ya da haksızlıkla öldürülen hemen herkes bizim gözümüzde şehit.  Ama, kofti’den şehit.

    Tekrar başa dönersek, şehitlik çok değerli ve çok ulvi bir kavramdır. Allah katında o mertebeye erişmek, ödüllerin en büyüğüdür.

    Ancak, “Filanca şehittir” demekle şehit olunmuyor. Tabutu her bayrağa sarılana da, şehit denmiyor. Deniliyorsa, bu sadece bir avunmadır.