Bu yokluğu bu kıtlığı, kurulan Tanzim Çadırları da kurtaramadı. Seçim bitti, çadırlar kalktı. Hani Patates, hani Soğan?
Değerli okurlarım; Çok kere bildiğiniz konuları dile getirmem biraz sıkıcı olsa da, tekrarlar insan belleğini kuvvetlendirdiği için, belleğinizin güçlenmesine yardım ettiğimi sanıyorum.
Bu dönemde ülkemizin, daha doğrusu halkımızın en önemli sorunu ekonomiden yana olunca, konumuz da o yönde olmuştur.
Nasıl olmasın ki, bir zamanlar 1 Amerikan doları 1 Türk lirasına denkleşince ve hayat pahalılığı unutulmaya yüz tutunca, bu olup bitenler ve de bu çekilen maddi sıkıntılar niye?
Ben şimdi, oturup da onları burada yazacak değilim. Geçtiğimiz hafta yine bu sütunlarda yayınlanan “Filmin Sonuna Doğru” başlıklı yazımda kısa da olsa onlara dokunmuş, iktidarın oynattığı renkli filmin siyah-beyaza dönüşüp, sonuna doğru geldiğini de belirtmiştim.
HANİ SOĞAN, HANİ PATATES?
Halkın temel gıdasından olan ve mutfaklardan hiç, ama hiç eksik olmayan Soğan ile Patatesi seçimlerden kısa süre önce kaybettik.
Araya seçimler girince, çaresiz kalan iktidar, ötekileri gibi bu iki ürünü de ithal edip kurulan Tanzim Çadırları’nda halka sunmaya çalıştı, ama olmadı. Olmadı çünkü, çadırların içine sokulan bu ürünler için halk, gecenin karanlığında kuyruğa ve sıraya gizince, ülkenin battığı ve bittiği gözle görülür bir şekilde anlaşıldı.
31 Mart günü seçim yapıldı, ertesi 1 Nisan günü çadırlar söküldü, ne soğan kaldı, ne de patates? Kuru soğan, Azerbaycan’dan gelen kalitesiz, çoğu çürük bir mahsuldü. Patates ise, bizim Suriye’ye gönderdiklerimizin adeta geri dönmesiydi.
Bu durum, Türk halkını çok üzdü. Bakliyattan tutun da, et ve diğer gıda maddelerin bir çoğu dış ülkelerden gelirken, Patates ve Soğanın da dışarıdan gelmesi, halkı canından bezdirdi.
Bu duruma artan fiyatlar, dolayısıyla hayat pahalılığı da eklenince, millet bunalma noktasına geldi. Artırılan vergi ve cezalar, durduk yere yapılan zamlar, zengin sınıfın kayrılıp yükün fakir fukaraya yüklenmesi, iktidara yandaş ve yalakaların beslenmesi ve ülkeyi yönetenlerin aşırı lüks harcamaları, insanları (tabiri mazur görün) sersem tavuğa çevirdi.
TEKRAR SORUYORUM, HANİ PATATES, HANİ SOĞAN?
Öteki sebzelerden geçtik. 31 Mart’tan bu yana hem soğan, hem de patates, derenin suyunun çekilmesi gibi piyasadan çekildi. Aslında çekilmedi de, artan fiyatları onlara olan ilgiyi geri çekti.
Ancak, bunlar olmadan olmuyordu. Çaresiz kalan halk, bugün için soğanın kilosunu 10 liradan, patatesin kilosunu ise 8 liradan almaya çalışıyor. İkisinden de ancak birer, ikişer kilo.
1940’lı yıllarda doğdum. İkinci Büyük Savaşın ve kıtlık yıllarının çilesini çeken bu halk bugün, o savaş ve kıtlık yıllarından daha fazla bir sıkıntının içinde.
Tanıdığım ve tanımadığım kişiler, sohbet sırasında “Hani Patates?, hani Soğan?” diye soruyorlar.
Benim de aklıma ne geldi, biliyor musunuz? Patatesin PA hecesini, Soğanın SO hecesini alıp birleştirin. Ne oluyor, PASO.
Demek oluyor ki, halk bunlara PASO’larını verip, artık gönderecek.
|