ads
DOLAR 36.24 ₺
EURO 38.02 ₺
STERLIN 45.61 ₺
G.ALTIN 3,352.91 ₺
Ç.ALTIN 5,651.17 ₺
BİLEZİK 3,152.21 ₺
BTC 97,628.73 $
ETH 2,701.12 $
BİST 9,877.59

Tekin Sönmez

Tekin Sönmez

Adaletin Bu mu Türkiye?

Yayınlama: 27 Şubat 2017 Pazartesi 09:29 Okunma: 2955

Eskiden, “Adaletin Bu mu Dünya?” denirdi. Şimdi, ülkemiz öne geçti. Çünkü, karanlıklara gömülen o eski adaleti, şimdi mumla arıyoruz

   Değerli okuyucularım,  son 15 yıldan beri, yani bu iktidar döneminde “Adalet”in ne hale geldiğini bilmeyen kalmadı.

     Eskiden başımıza bir hal gelse, yani bir haksızlığa uğrasak, “Mahkemeye gider, hakkımızı alırız.” Diyorduk. Şimdi, bu sözü söyleyenlere “Nah alırsın!” diyorlar.

     Bu konuda, geçtiğimiz bu 15 yıllık zaman süresi içinde ülkemizde neler yaşandığını, adaletin nasıl yerlere serildiğini, adalet dağıtmakla yükümlü olanların siyasi gücün nasıl emrine girdiğini ve bu kişilerin bir bölümünün de adaletin nasıl kurbanı olup hapislere tıkıldığını, acaba bilmeyen kaldı mı?

    O kişilerin çoğu, düştükleri durumu hak etmiş olsalar da, benim hakkımı hukukumu koruyacak ve beni haksızlıklara ve güçlülerin zulmüne karşı o koruyacakların, bu duruma düşmelerini katiyen istemem. Kısacası, onların düştükleri bu duruma, belki de onlardan daha çok üzüldüğümü anlatmak istiyorum.

    Görüştüğüm birçok vatandaşımız da, aynı şekilde düşünüyor ve içine düştüğümüz bu duruma ciddi biçimde üzülüyorlar.

                                  O ADALET Mİ? İŞTE SİZE İKİ ÖRNEK!

       İstanbul Kadıköy’de, Müjdat Gezen adlı sanatçının bir Sanat Merkezi var. Tiyatro ve Sinema sanatçısı yetiştiriyor.  Adı da zaten “Sanat Merkezi” Merkeze, bir kaç defa gittim ve çalışmaları yerinde gördüm. Gençler için çok da faydalı bir kurum.

    Adam, cesareti kimden alıyorsa, bir bidon benzini alıp gece yarısı bu merkeze gidiyor ve kapısının üstüne benzini boşaltıp, ateşi çakıp kaçıyor.

    Kameralar, olayı kayıt altına alıyor. Neyse, yangın kısa sürede itfaiye ve vatandaşların  yardımı ile önleniyor.

    Kamera kayıtlarından sabotajcı yakalanıyor. İlk ifadesinde, “Müjdat Gezen, Osmanlı torununa hakaret ettiği için yaktım.” Oluyor.

     Mahkemeye çıkarılıyor. Hakim,bu şekilde ifadesini aldıktan sonra, sabotajcıyı serbest bırakıyor. O da, sırıtarak mahkemeden çıkıp, eline uzun namlulu bir silah alıp, poz veriyor.

    Kamuoyunda büyük tepki oluşunca, Savcı karara itiraz ediyor. Hakim, bu defa tutuklama kararı veriyor.

      İşte, alın size bir Adalet örneği!

     İkinci olay, Manisa’da yaşanıyor. Soma ilçesindeki bir kadının evinin önünde iki kişi kavga ediyor. Kadın, kavgayı seyretmek yerine,kavgacıları ayırmak istiyor. Bu sırada kavgacılardan biri kadına tepki gösterip, bir tahta ile koluna vuruyor. Kadın da elindeki bastonla karşılık verince, herif kadından şikayetçi olup mahkemeye gidiyor.

     Davaya bakan hakim,  bastonu silah yerine koyup, kadına 5 ay hapis cezası veriyor. Çok insaflı(!) olan hakim, 82 yaşındaki kadının hapiste yatmasına razı olmuyor, cezayı 3.000 lira paraya çeviriyor.

    Kadının bu parayı bulamayacağını anlayınca da, ona “Bir Caminin önünde, her gün 4 saat nöbet tutma cezası” veriyor.

    Kadın, o gün bu gün, soğuk sıcak demeden yani titreyerek her gün cami önünde 4 saat nöbet tutmaya devam ediyor.

    Size sevindirici bir haber vereyim. Kadının cezası Mart ayının ortasında bitiyor.

   Bu kararı veren hakim, bir gün “FETÖ”cülükten içeri alınmak istenirse tutuklanmasın, aylarca  o caminin önünde gün boyu nöbet tutsun.

    Değerli okuyucularım, Osmanlı Padişahları, kendilerini “Zillullah” yani Allah’ın yeryüzündeki gölgesi olarak gösterirlerdi. Oysa, Allah’ın yeryüzündeki gölgesi “Adalet” tir.

     Kur’an-ı Kerim’deki Bakara, Nisa, Maide, Enam, A’raf, Nahl, Sad, Şura, Hadid ve Mümtehine Sureleri, hep “Adalet” ten bahseder.

    Yani, Türkiye’de olmayandan.  O sebeple, tekrar soruyorum

    Adaletin bu mu Türkiye? Kör-topal gitse de, yaşadığımız adalete yakın geçmişte “Türk Adaleti” deniyordu.  Şimdi, ne deniyor acaba? 

google-site-verification=uSnnSC5jUTWittUtiCokfxv6706ikL65px5KxiN1Mg4